Konuşacak Kelimem Kalmadı

Ben Lazcayım, ölüyorum, kurtarın beni. Beni ölü diller arasına koyuyorlar ama ben yaşamak istiyorum. Lütfen lütfen beni kurtarın!

Konuşacak Kelimem Kalmadı
Konuşacak kelimem kalmadı.

Tükendi sözlerim. Sustum.

Beni yeniden diriltecek, konuşturacak bir şeyler yapın, n’olur. Göz göre göre ölüyorum ben, tükeniyorum.

Lazca’yım ben.

Binyıllardır bu topraklarda konuşulan ama son yüz yıldır egemen olan ırkçı rejimin ve asimilasyon politikalarının kurbanı olup unutulan, konuşulmayan, önlem alınmazsa, yaşatılmak için çaba harcanmazsa çok kısa sürede “ölü diller” arasına girecek olan Lazca’yım ben.

Kafkasya’nın en güzel dillerinden biriyim ben; Kolhetya’nın lisanı Lazca’yım. Karadeniz’in hırçın dalgalarına ilhâm kaynağı olan Lazuri’yim.

Ölmek istemiyorum. Kurtarın beni, n’olur.

Yaşamak istiyorum.

Çocuklar benim sözcüklerimle şarkılar söyleyip büyüsün istiyorum.

Anneler kundaktaki bebelerine benim sözcüklerimle ninni okusun istiyorum.

Delikanlılar benim sözcüklerimle nişanlılarına sevgilerini dile getirsinler istiyorum.

Gurbete çalışmak için giden çilekeş babalar sılâdaki ailelerine benim sözcüklerimle mektup yazsın istiyorum.

Yaşlı dedeler ve nineler benim sözcüklerimle torunlarını sevsinler istiyorum.

Ölmek istemiyorum ben. Kurtarın beni, kurtarın.

Konuşacak kelimem kalmadı. Ölüyorum, eriyorum, bitiyorum. Bir şeyler yapın, n’olur.

Yaşamak istiyorum. Yaşatın beni.

Evlerde, sıcak yuvalarda, huzur ve bereket dolu sofralarda yaşamak istiyorum.

Tarlalarda, bahçelerde, horonlarla ve türkülerle şenlenen yaylalarda, bir gelin gibi süslü şehirlerin cıvıl cıvıl sokaklarında, meydanlarında, parklarında yaşamak istiyorum.

Şarkılarda, öykülerde yaşamak istiyorum. Şiirlerde, kitaplarda, yazılarda.

Mektuplarda yaşamak istiyorum.

Ve okullarda. Okullarda, evet.

Okullarda yaşamak istiyorum.

Lazca’yım ben. Binlerce yıllık kimliğiyim Lazistan’ın.

Ölmek istemiyorum ben. Kurtarın beni, kurtarın.

Konuşacak kelimem kalmadı.

İbrahim Sediyani/Ufkumuz