Bediüzzaman Said Nursi nasıl vefat etti?
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri nasıl vefat etti? Vefatında neler yaşandı? Yanında hangi talebeleri vardı? Son sözleri ne oldu.

Hz. Üstadın son dakikalarını o anda hizmetinde bulunan Bayram Yüksel ağabey anlatıyor:
Bayram Yüksel, Said Nursi Hazretlerinin vefatından birkaç dakika önce boynuna sarıldığı ve dünya gözüyle son gördüğü kişidir...
BEDİÜZZAMANIN SON SÖZLERİ BÜTÜN HAYATINI ÖZETLER
20 Mart 1960, sabah saat tam dokuzda Üstadımızın acele emriyle Ispartadan yola çıktık. Konya, Adana ve Antepten sonra Urfaya vasıl olduk.
Yolda Üstadımız mükerreren: Evlâtlarım, siz hiç merak etmeyin. Risale-i Nur dinsizlerin, masonların belini kırmıştır. Risale-i Nur daima galiptir. Siz hiç merak etmeyin. Bunlar beni anlayamadılar, bunlar beni anlayamadılar. Bunlar beni siyasete bulaştırmak istediler diyordu. Mükerreren bunları söylüyordu Üstadımız...
Üstadımızla beraber Zübeyir Ağabey, ben ve şoförlüğü yapan Hüsnü Bayram kardeş beraber Urfaya vardık. Orada Abdullah Yeğin Ağabeyle buluştuk. Üstadımızı İpek Palas Oteli 27 numaralı odaya yerleştirdik. Urfalılar duymuş, akın akın gelmeye başladılar. Üstad da hiç görmediğimiz şekilde herkesi kabul ediyordu, herkes de ellerini öpüyordu.
SAİD NURSİ HAZRETLERİ NASIL VEFAT ETTİ
Akşam namazından sonra ayakta duramıyordum, Zübeyir Ağabey Git biraz yat dedi. Bir-iki saat yattım. Zübeyir Ağabey: Kardeşim, ayakta duramıyorum dedi. Gel ağabey biraz yat, ben iyiyim, nöbet değişelim dedim. Hüsnü kardeşle beraber idim. Hüsnü de: Düşeceğim, ayakta zor duruyorum! deyince onu da Zübeyir ve Abdullah ağabeylerin yattığı odaya gönderdim.
Üstadımız buz istemişti, buzu hemen bulamadık, sonra geldi, Üstad istemedi. Üstadım, çay yapayım dedim. İstemez diye işaret etti. Üstad çok hararetlenmişti, mütemadiyen kuruyan dudaklarını ıslak mendille siliyordum. Üstünü örtüyordum, fakat Üstad hemen atıyordu.
Gece saat 2. 30 oldu... Üstad bir ara eliyle boynumu tuttu, ben kollarını ovuyordum. O sırada Üstadımız ellerini göğsünün üstüne koydu. Üstad uyudu zannettim. Sobayı yaktım, sahurda ağabeylerle yemek yiyeceğiz diye beklemeye başladım. Meğer mübarek Üstadımız ebedî âleme göçmüş...
Sahur geldi geçti. Ağabeyler: Bayram Kardeş, uyumuş kalmışız dediler. Ben sabah namazını kılıp Kuran cüzümü okuyacaktım. Biraz sonra, Yahu Bayram Kardeş! Üstad Hazretlerinden ses gelmiyor dediler. Ben: Üstad uyudu, onu üşütmeyin dedim. Tekrar geldiler, tekrar Üstadtan ses gelmiyor deyince beraber Üstadın odasına vardık. Zübeyir Ağabey başucunda, dördümüz Üstada bakıyoruz. (Zübeyir Gündüzalp, Bayram Yüksel, Hüsnü Bayram, Abdullah Yeğin)
Üstaddan hiç ses gelmiyordu... Fakat vücudu sıcacıktı... Bizi müthiş bir telâş aldı... Zübeyir Ağabey: Urfada Elâzığlı Vaiz Ömer Efendi var, ona haber gönderelim, o bilir dedi. Haber gönderdik, geldi. Üstadı görünce, İnna lillâhi ve inna ileyhi râciûn. Üstad vefat etmiş kardeşlerim dedi. 23 Mart 1960...
Said Nursi'nin talebesi - Ağabeyler
Bayram Yüksel, Zübeyir Gündüzalp, Hüsnü Bayram, Abdullah Yeğin...
Üstad Said Nursinin vefat ettiği gece hizmetinde bulunan dört talebesi
o yıllardaki simalarıyla...
ÜSTAD BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ VEFAT ETTİĞİNDE
HANGİ AĞABEY NEREDEYDİ?
Bediüzzaman Hazretlerinin Emirdağdan başlayan Urfa yolcuğunda otomobili Hüsnü Bayram Ağabey kullanmıştır. Zübeyir Gündüzalp ve Bayram Yüksel ağabeyler aynı otomobilde Hz. Üstadın hizmetindedirler. Abdullah Yeğin Ağabey ise zaten dokuz senedir Urfa Risale-i Nur medresesinde kalıyordu.
Tâhirî Mutlu Ağabey Ispartada şimdi müze olan Üstadın evinde nöbetçi olarak kalmıştı, vefat haberi gelince hemen Urfaya gitti. Hüsrev Ağabey de Ispartaydı. Mustafa Sungur Ağabey ise Üstada yapılan zulümleri mebuslara anlatmak için, Ankaraya TBMMsine (Ulustaki eski bina) gitmişti. Meclis merdivenlerinde Karabüklü Süleyman Aslan ağabeyden Üstadın vefat ettiğini öğrenir ve ALLAH-U EKBER! diye inler. Hemen bir minibüs tutarlar ve Diyarbakırlılardan bile önce Urfaya varırlar. Said Özdemir Ağabey Ankarada hapishanededir, cenazeye gidemez.
Hulusi Ağabey Elazığdan, Ceylan Çalışkan Ağabey İstanbuldan giderler. Ahmed Aytimur, Bekir Berk, Mehmet Fırıncı, Mehmet Emin Birinci, Üzeyir Şenler beraber olarak İstanbuldan, Mehmed Kayalar da Diyarbakırdan Urfaya koşarlar. Sair nur talebeleri de akın akın Urfaya akmaya başlar...
Bediüzzaman 23 Mart 1960 Çarşamba günü vefat etmişti. Cenaze namazı Cuma günü kılınacaktı. Fakat çok kalabalık olur endişesiyle, o günün Urfa Valisi Şerafettin Atak ağabeylerden rica etti, cenaze namazı bir gün önce Perşembe günü ikindi namazından sonra kılındı. Bu sebeple birçok ağabey ve nur talebesi namaza yetişemedi, definden sonra kabrini ziyaret etmiş oldular... (Ömer Özcan, Risalehaber.com)