Ankara Merkezli Mehmet Akif İnan Vakfı Açıldı

Şanlıurfan önemli değerlerinden olan Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ın adını taşıyan vakfın açılışı Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla Ankara Hamamönü’nde gerçekleştirildi.

Ankara Merkezli Mehmet Akif İnan Vakfı Açıldı

Açılışa Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Onursal Genel Başkanı ve Ak Parti Milletvekili Ahmet Gündoğdu, Mehmet Akif İnan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer, Memur-Sen Eski Genel Başkanları Fatih Uğurlu, Ahmet Aksu, Ankara Valisi Ercan Topaca, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Ak Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Ak Parti Milletvekilileri Yalçın Akdoğan, Halil Etyemez, Ravza Kavakçı, Lütfiye Selva Çam, Hüsniye Erdoğan, Çiğdem Kararslan, Mücahit Arslan, Yusuf Beyazıt,  PTT Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Mehmet Akif İnan’ın kızı Banu İnan ve kardeşleri Hayati Cengiz İnan ve  Ahmet Hamdi İnan, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ver yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Mehmet Akif İnan Vakfı Hizmet Binası açılışında konuşan Başbakan Yıldırım’ın şunları söyledi:

… Cuma’nız mübarek olsun. Mehmet Akif İnan Vakfı Genel Merkez Hizmet Binasının açılışı hayırlı, uğurlu olsun, güzel hizmetlere vesile olsun diyorum.

MEMUR-SEN Konfederasyonumuz tarafından bir vefa örneği olarak hayata geçirilen bu vakfın kurulmasında emeği geçen başta Genel Başkan olmak üzere herkesi tebrik ediyorum. MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN’in Kurucu Genel Başkanı olan merhum, değerli büyüğümüz, değerli ağabeyimiz Mehmet Akif İnan’ın hatırası artık bu çatı altında yaşamaya devam edecek. Eserleri, fikirleri, idealleri inşallah bu vakıf marifetiyle gençlere ve gelecek nesillere aktarılacak.

Bu çatı altında nitelikli projelere, eğitim ve sosyal içerikli güzel çalışmalara imza atılacağından hiçbir tereddüdüm yok. Tabi yarın 6 Ocak’ta vefatının 18’nci yıl dönümünde Mehmet Akif İnan’ın hasretini bir kez daha yüreğimizde hissediyoruz. Ben bu vesileyle Mehmet Akif İnan ve bütün ölmüşlerimiz için bir Fatiha okumayı sizlerden istirham ediyorum.

Ruhları için El-Fatiha.

Akif Hocamızın sevdaları, coşkuları, ufku, umudu ondan bir miras olarak bugün son derece gür bir sedayla yankılanıyor. Bu gür sedanın sahibi de MEMUR-SEN emek mücadelesini ondan aldığı ilhamla devam ettiriyor.

Değerli dostlar, 28-29 Ocak 1995 tarihinde İstanbul’da merhum Mehmet Akif İnan’ın Kurucusu ve Başkanı olduğu Eğitimciler Birliği Sendikasında katkılarıyla o dönemde yerel yönetimler ve eğitim sempozyumu yapmıştık. Buradaki belki bazı arkadaşlarımız o sempozyumu hatırlayacak. Hatırlayacağınız üzere Sayın Cumhurbaşkanımız da o dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilk senesiydi biz de onun çalışma arkadaşlarıydık. O sempozyum belediye personeli için büyük bir motivasyon sağlamış ve İstanbul kamuoyunda da büyük bir yankı uyandırmıştır. Kendisinin fikirleri, konulara bakış açısı, savunduğu değerler daima bizim yolumuzu aydınlatmıştır. Bildiğiniz gibi Akif Hocamız MEMUR-SEN’i eski Türkiye’nin o karanlık dönemlerinde ağır vesayet düzenine en güçlü şekilde karşı durarak kurmuştur. Ayrıca, sadece sivil toplum alanında başarılara imza atmakla kalmamıştır. Türkiye’nin düşünce ve sanat hayatının en önemli yıldızlarından 7 adamdan biridir. Uzun yıllar Ankara Fen Lisesinde Edebiyat Öğretmenliği yapmıştır. Edebiyat Mavera ve Akabe adlı kurumları da ülkemize armağan eden odur. Akif Hocamız, aynı zamanda bir Kudüs şairi olarak bilinir. Kudüs bilincini üstat Nuri Pakdil, üstat Sezai Karakoç’tan sonra şiirlerine işleyen odur.

Özellikle şu dizeleri okunduğunda herkesi derinden etkilemektedir;

Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde,

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu.

Varıp eşiğine alnımı koydum,

Sanki bir yeraltı nehri çağlıyordu.

Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde,

Götür Müslüman'a selam diyordu.

Dayanamıyorum bu ayrılığa,

Kucaklasın beni İslam diyordu.

Evet, Akif İnan geniş coğrafyamızda barışa ve huzura hasret, özellikle de çok sevdiği Mescid-i Aksa’ya hasret içinde gözlerini hayata kapadı. Her şair gibi arkasında unutulmaz dizeler bıraktı. Ama o Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir diyen Recep Tayyip Erdoğan bütün dünyaya Mescid-i Aksa’nın Kudüs’ün asla yalnız olmadığını duruşuyla ortaya koydu. Bu vesileyle Mehmet Akif İnan Hocamızı tekrar rahmetle yad ediyorum, mekanı cennet olsun.

Değerli kardeşlerim, tabi bize düşen görev Akif İnan ve onun yol arkadaşlarının bize bıraktığı bu kültür mirasını devam ettirmek, daha da geliştirmek. Bu amaca yönelik olarak çocuklarımızı, gençlerimizi medeniyet tasavvurumuz içinde iddialı bireyler olarak yetiştirmek zorundayız. Kültür ve sanat konusunda son 15 yılda önemli yatırımlar yaptık, önemli işler yaptık. Bu topraklardan yeni Akif İnanların, yeni Necip Fazılların, Cemil Meriçlerin çıkması en büyük hedefimiz, en büyük dileğimizdir. Bu amaca yönelik olmak üzere yaşayan kütüphane anlayışını getirdik. Kütüphanelerimiz ve kütüphanecilik hizmetinde yeni bir dönem başlattık. Yeniden yapılanma çalışmalarıyla 15 kütüphanemiz tamamlandı, hizmete girdi ve 32 kütüphanemizde de halen çalışmalar sürmektedir. Bu alanda 172 kütüphaneyi de tekrar ihya ediyoruz, modernize ediyoruz. İktidarımız döneminde ihtisas kütüphanelerimizden yaklaşık 200 bin bilim adamı yararlandı. Sinema desteklerini 35 kat arttırdık. Kültür sanat çalışmalarını her daim destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz.

Bakın bugün bir vakfın yeni bir hizmeti için bir aradayız. Vakıflarla ilgili de birtakım düzenlemeler yaptık. Bugüne kadar 15 yıllık iktidarımız döneminde 5 bin vakıf eseri metruk durumdan çıkarıp, başta büyük camilerimiz olmak üzere ihya ettik, en güzel mekanlar haline getirdik. Unutulmaya terk edilmiş 10 milyon vakıf belgesini düzenleyerek sayısal ortama aktardık.

2002 öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde sadece 4 müze vardı, toplam 7 adet vakıf müzesini daha da yeni açarak 11’e çıkardı. 15 yıl önce Türkiye’de vakıf kültür merkezi bulunmazken, bugün 2 adet vakıf kültür merkezi faaliyet gösteriyor. Biz köklerimizden geleceğe doğru ilerleyen bir medeniyetin mirasçısıyız. Hem geçmişimize sık sıkıya sahip olacağız, hem de yeni yüzümüzü bütün dünyaya tanıtacağız, geleceği inşa edeceğiz.

Türkiye geçtiğimiz yıl zor, ama bir o kadar da başarılı bir yıl geçirdi. Ekonomimiz, işimiz, aşımız, savunma sanayimiz, yatırımlarımız ve ülkemizin itibarı elhamdülillah büyüdü, gelişti. 2023 hedeflerimize doğru ilerlerken madden kuvvetli olduğu kadar, manen de kuvvetli, güçlü bir Türkiye’yi inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Bundan dolayı sanata, kültüre, düşünce dünyamızın bütün değerlerine önem veriyoruz, desteklerimiz, teşviklerimiz bu yönde artarak devam edecek.

Değerli dostlar; düşünce hayatını, sanatı eylemle, aksiyonla birlikte yürüten çok fazla insan yok. Elbette bunlardan en önemlilerinden biri de Akif İnan’dır, hicret ruhunu ve geleneğin gücünü şiirine taşıyan büyük bir şairdir. Ama birçok şairden onun farkı, arkasında bir de mücadele, hem de en kutsal mücadeleyi, emek mücadelesini bırakarak gitmiştir. Akif Hocamız da sözü söylemde bırakmayıp, bütün hayatını Anadolu yollarında geçirmiş eğitimci, sanatçı ve bir düşünürdür, konferans vermediği, gitmediği şehir yoktur. 12 Eylül karanlığında bütün şehirleri tek tek dolaşarak konferanslarıyla vesayet rejimine karşı dimdik durmuştur. 15 yıl boyunca tıpkı biz de Akif Hocamızın yolundan gidiyoruz. Hiç kimsenin karşısında, eğilmedik, bükülmedik, bel bağlamadık, bundan sonra da dimdik duracak, asla eğilip bükülmeyeceğiz. Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, Allah’ın izniyle bundan sonra da yaşatmayacağız.

Milletimiz bize bir emanet verdi, kim ki o emaneti almaya, gasp etmeye yeltenir, önce bizi ve milletimizi karşısında bulur. Milletin emaneti kutsaldır ve o emanete uzanan ellere dur bakalım demek ve bunun hesabını da hukuk içerisinde sormak bizim en büyük görevimizdir, mükellefiyetimizdir. Çirkin oyunlarla, tahriklerle, kışkırtmalarla hiç kimsenin varacağı bir yer yoktur ve artık o dönemler geride kalmıştır.

Şunu da ifade etmek isterim ki; tek başımıza da kalsak millet emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü her şart altında savunmaya devam edeceğiz. Bunu en zor dönemlerde demokrasiyi muhafaza etme mücadelesi verenlerin aziz hatıraları için yapacağız. Milletimiz için, ülkemiz için ve ülkemizin geleceği genç nesillerimiz için yapacağız. Sadece vatandaşlarımızın değil, bütün kardeşlerimizin, mazlumların, mağdurların hakkının, hukukunun koruyucusu olacağız.

Değerli kardeşlerim, bugün aynı zamanda 1 yıl önce alçak bölücü teröristlere karşı göğsünü siper ederek şahadet şerbetini içen polis memurumuz Fethi Sekin’in ölüm yıldönümü. Polis memurumuz, şehidimiz Fethi Sekin’e ve bugün yine Beytüşşebap’ta şehit olan Mehmetçiğimize ve bütün vatan şehitlerine bu vesileyle Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum.

Değerli dostlar, tabi bu gün burada aynı zamanda PTT de bir hizmet birimi açıyor ve bir kart çıkararak Mehmet Akif İnan Vakfının faaliyetlerini yaygınlaştırmasına da önemli bir katkı sağlıyor. Az önce Bakanımız PTT’yle ilgili birçok şey söyledi.

Aslında işin özü şu: 2003’te ben göreve başladığımda 170 yıllık mazisi olan PTT 11 trilyon zarar ediyordu ve bir ayda yaptığı işlem sayısı 2 milyon 400 bin, şu anda yaptığı işlem sayısı 300 milyonun üzerine çıktı. Ne kadar Kenan Bey?

30 milyonu geçmiş. 30 milyonun üzerine çıktı ve PTT yarım milyar civarında kar ediyor. PTT millete yük olmuyor, milletin yükünü taşımaya devam ediyor. PTT bir marka oldu, Türkiye’nin markası değil dünyanın bir markası oldu tıpkı Türk Hava Yolları gibi, tıpkı Türk Telekom gibi. Bunlar ülkemizin değerleridir, bu değerleri yaşatmak, millete yük olmadan milletin yükünü alacak şekilde gelecek kuşaklara aktarmak bizim görevimizdir.

MEMUR-SEN emek için, çalışma hayatı için güzel faaliyetler yapıyor, ülkenin her tarafında çalışmalarını sürdürüyor. Ve MEMUR-SEN’e, başta Genel Başkan Ali Yalçın ve arkadaşlarına bu güzel vefa örneğini en güzel şekilde ortaya koydukları için bir kez daha teşekkür ediyorum.

Mehmet Akif İnan’ın hatırası ve adı burada genç kuşaklara aktarılmaya devam edecek ve bu değerlerimiz yeni kuşakların gerçek anlamda geçmişlerini bilerek geleceği inşa etmelerine vesile olacak.

Bu sözlerle konuşmamı tamamlarken, Necip Fazıl’ın yakın bir dava arkadaşı olan Mehmet Akif İnan’ın ismini, hatırasını, eserlerini yaşatan siz dava arkadaşlarına ve onun dostlarına bugün bu kış günü burada biraraya gelen bütün arkadaşlarımıza, konuklarımıza özellikle teşekkür ediyorum.

Bu mekanın yapılmasında emeği olan Altındağ Belediye Başkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımıza da ayrıca teşekkür ediyorum.

Gerek yurt dışından gelerek aramızda bulunan yabancı sendika temsilcilerine de bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Hizmetimiz, gayretimiz hayırlı, uğurlu olsun, sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun, Cuma’nız mübarek olsun.