12 Haziran milletvekili seçimlerine katılacak olan aday listeleri sadece Urfa’da değil, hemen hemen tüm illerde şok etkisi yarattı. Zonguldak’tan Diyarbakır’a kadar tüm listelerde yanlış aday tercihi var.
Sayın Başbakan geride kalan iki dönemi çıraklık ve kalfalık dönemi olarak nitelendirip 12 Haziran sonrasının yine Ak Parti’nin tek başına iktidar olacağı ustalık dönemi olarak tanımlamıştı. Aday belirleme sürecinde de bunu hep vurguladı. Ayrıca çevresine ve halka büyük bir vitrin değişikliği yapacağı mesajı da verdi. Ancak mevcut listeler, toplumda oluşan beklentileri karşılamaktan hayli uzak.
Hal böyle olunca insanların aklından farklı şeyler geçmiyor değil. Sanki bu listeleri, Ak partinin başarısız olması için gizli bir el ayarlamış gibi. Yani insanın bu listeler için şaka diyesi geliyor fakat şaka değil gerçek.
Belki de Sayın Başbakan bu işte pasifize edilerek, bu listelerin oluşumunda ya bir "üst akıl, gizli el" in etkisi, ya da üst üste iktidar olmanın ve üçüncü dönemde de olma olasılığının yüksekliği karşısında bir siyasi gevşemenin etkisi olduğu konusunda birtakım şeylerde insanın aklına gelmektedir.
Öyle ya, sayın başbakan " biz, çıraklık ve kalfalık dönemini geçtik, artık ustalık dönemindeyiz dedi. Peki, ustalık dönemi olan böyle bir liste ile seçime girer mi? siyaset alanına yeni ve amatör yüzlerle çıkmanın büyük bir Risk olduğunu bilmeyen usta olur mu? Çünkü yeni/tanınmamış ve amatör siyasetçilerle seçime girmek; siyasal açıdan bir risktir. Partisinin üçüncü defa en büyük parti olma şansının yüksek olmasına güvenerek, ben kimi koyarsam o çıkar. Bende bana kayıtsız şartsız uyacak olanları aday ederim demiştir.
Ancak şöyle bir durumda kuvvetle muhtemeldir ki; milliyetçi-muhafazakâr ve itaat kültürüne sıkıca bağlı olan adaylar karşısında yeni ve amatör simaların, Başbakanın “Devlet Başkanlığı” modelini uygulamasına çok daha kolay uyum sağlayacağı ve itiraz etmeyerek destek olacağı düşüncesi ile hareket edip böyle bir strateji geliştirilmiş diye düşünüyorum.
Bu sebeple itaat kültürüne bağlı ve aynı zamanda siyasi zeminde amatör sayılabilecek milletvekili grubu oluşturulmak istenmiş olabilir. Çünkü Sayın Başbakan kendi partisi içerisinden yükselecek çatlak ve aykırı seslere tahammül etmeyebilir.
Kendi partisi içerisinden yükselmesi muhtemel olan aykırı ve çatlak seslerle hedefine varamayacak olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kendisine bağlı, partisine bağlı, itaatte kusur etmeyecek yeni yüzler, yeni simalarla yola devam etmek ve “Devlet Başkanlığı” modeline geçmek için bu listeleri oluşturduğu kanısı da kuvvetli bir ihtimaldir.
Bir an bunun doğru olmadığını varsayarsak, o zamanda şöyle bir tablo ortaya çıkabilir; ya AK Parti koyduğu adaylarla ben burada "oynamayacağım" dediğinin farkında değildir. Ya “gizli el, üst akıl” devreye giriyor. Yâda dediğimiz gibi “Başkanlık sistemi hayalini kuran Başbakan bunu bilerek ve göze alarak böyle yapmıştır.
Ki biz, Recep Tayyip Erdoğan’ın "oyun kurmaktan" hoşlanan, riske girmeyi göze alan ve fakat nehri geçerken at değiştirilmeyeceğini de çok iyi bilen bir lider olduğunu bilirdik. Acaba bu düşüncemizde yanılmış olabilir miyiz?
Çünkü genelde tüm Türkiye de, özelde ise güneydoğuda çok tepki çeken adaylar listesi çıktı. BDP’nin karşısına zayıf adayların çıkarılması, oy potansiyeli yüksek ve siyasi arenada şimdiye kadar hiç temsil edilme fırsatı verilmeyen aşiretlerin dikkate alınmaması gibi ciddi eksiklikler de gösteriyor ki; AK Parti Güneydoğu bölgesinde düşük profilli adaylar koyarak ve tüm enerjisini MHP'nin barajın altında kalmasına harcayarak, Başkanlık rejimine geçişin taşlarını döşemeye çalışıyor.
Bu listelerin hangi sebeple bu şekilde yapıldığı tam olarak bilinmese de, bilinen tek bir gerçek var ki, oda şudur; halkın çoğunluğu (özelikle Şanlıurfalılar) listelerden memnun değildir. Ve halk şöyle diyor; hani 'Sayın Başbakan' ben usta oldum diyordu. Ustalık böylemi olur? Keşke hep çırak kalsaydı da usta olmasaydı. Çıraklığı ustalığından daha iyiydi...
Gördüğüm kadarıyla azımsanmayacak sayıda insan; bu listeye oy vermeyeceklerini deklare ediyor. malumunuz elçiye zeval olmaz. Selam ve dua ile kalınız…
