On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayının gelmesi ile kalbi katı olanlar bile merhametle muamele etmeye başladılar.
Ramazan orucu denilince Sabah ezanından Akşam ezanı arasında yeme ve içmeden kesilmek demektir. Fiili olan bu, bunun yanında manevi olarak dilini ve düşüncene de oruç tutturacaksın.
Müslüman için büyük günahlardan olan faizle para kazanma maalesef “Oruç Tutanı da var “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyenler yapıyor.
Son günlerde yine ortalığı kasıp kavran “TEFECİLER”le ilgili olarak canı yananlar feryat ediyor.
Tefeci’nin anlamı; “El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı” demektir.
Şanlıurfa’nın en tanınmış ve Müslüman’ın yapması gereken vazifeleri yerine getiren Aziz Hoca muzdarip oldu.
Geçen gün bir kurumdayım. Çarşaflı ve orta yaşta bir bayan kurumdaki ilgili kişiye adeta yalvarıyor “Kocam tuzağa düştü. İşinden dolayı tefeciye bulaştı. Ellini verdi şimdi kolu gitti yine bırakmıyorlar” diye içinden ağlamaklı bir sesle mahcup mahcup yere bakarak dert yanıyordu.
Bu tefeciler “Şanlıurfa’ya has Töre usulü” ile çalışıyorlar.
Sistem şöyle işliyor; bankalardan “faizle para” alamayanlar tefeciye gidiyor. Tefeci bunlara istedikleri kadar para veriyor. Zaten parasız ve vermek istemeyen birine para verdiklerini bildikleri halde uzun süre karışmıyorlar borçlusuna.
Daha sonra o borçlunun birinci ve ikinci derecede yakını olup ta maddi durumu iyi olan birini tespit edip taciz etmeye çalışıyorlar. Bu şekilde “O zengin akrabadan” borçlusunun borcunu tahsil ediyorlar.
Şanlıurfa’nın makus talini yenemediği o meşhur “feodalite kazığı” burada töre olarak önümüze çıkıyor ve borç para verdiği zaman sormadığı yakınınıza tahsil durumunda yakanıza yapışıyorlar.
Peygamber Efendimiz Veda Haccında "Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.” Demişti.
Şimdi…
Tefecilik İslam dininde yasak olmasının yanında Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında da yasak.
Şanlıurfa BARO’u bu anlam sert bir açıklama yaparak “Tefeci mağdurlarını” koruma adına üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini kamuoyuna duyurdular.
Hükümetin bu konuda duyarsız kalacağını tahmin etmiyorum.
Birey olarak neler yapılabilir?
“Nitekim, "Emri bi'lmaruf, nehyi ani'lmünker yani iyiliği emretmek, kötülükten menetmek" de farz-i kifayedir.
Şanlıurfa’da kimin tefecilik yaptığı bellidir. İş yerinde satacak malı olmayıp tüccar geçinen tefeciler var. Tükürmek lazım böyle insanların yüzüne!...
Bu tip kanun ve İslam kaçaklarını toplumdan dışlamalıyız ki; insanların kanını emmesinler. Farzi kifayeyi yerine getirip bu kötülükleri engellemek için elimizden geleni yapmalıyız!..
İLGİLİSİNE
“Faiz alanların yüzlerinde nur ve meymenet yoktur. ALLAH onların rızklarına da bereket vermez. Onlar ALLAH katında leşten daha pis ve çirkin kokuludurlar. Cehennemde faiz yiyicilerden daha çetin azaba uğrayan olmayacaktır” (Hz. Muhammed sav)
