banner2

Şanlıurfa’da yeni Eğitim Öğretim Yılı yine sancılı başladı.

Öncelikle son yıllarda hızla artan okul binaları 30 Haziran’da temeli atılan 130 okul, yani 2 bin 78 derslik, önümüzdeki yıl biraz daha fiziki mekân bakımında fayda sağlayacak. Ama hem göç alan hem de nüfusu hızla artan Şanlıurfa ‘da bina yapımı hız kesmeden devam etmeli.

Şanlıurfa’nın en büyük sorunlarından biride öğretmen açığıdır. Nüfus ve sınıflar hızla artarken aynı şekilde atanan öğretmenlerin sayısında da artış olması lazımdı, ama Milli eğitim Bakanlığı 10 bin açık olduğu söylenen öğretmen açığını bu sayının 3’te 1 ile kapatmaya çalıştı.

Bu durumda Milli Eğitim Müdürlüğü Eksik olan öğretmenleri de ücretli öğretmenlerle tamamlamaya çalışacak!..

Bir yanda ataması yapılmayan ve atanabilsinler diye her gün eylem yapan eğitim mezunları. Diğer yandan öğretmensiz ve derssiz yıl doldurmaya çalışan çocuklar! Ne yaman çelişki değil mi?

Bütün bunlara ek her yıl değişen müfredatlar!..

Sahi, bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı devamsızlıklarla ilgili de bir genelge yayınladı. Bu genelgeye göre; “Devamsızlık süresi özürsüz 10 günü, toplamda 45 günü aşan öğrenciler, ders puanları ne olursa olsun başarısız sayılır. Ancak kaynaştırma ve özel eğitim gerektiren öğrencilerin toplam devamsızlık süresi 60 gün olarak uygulanır. Devamsızlık nedeniyle başarısız sayılan ve öğrenim hakkı bulunan öğrenciler takip eden öğretim yılında okula devam ettirilir. Sınıf tekrarı hakkı bulunmayanların okulla ilişikleri kesilerek Açık Öğretim Lisesi veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine gönderilir” deniliyor.

Peki, Şanlıurfa’nın birçok ailesi tarım işçisi. Tarlada çalışan bu aileler küçücük çocuklarını nasıl okula gönderecek? Ve bu devamsızlık hakkı onları nasıl kurtaracak?

Bence Özürsüz devamsızlık hiç olmamalı. Eğer bir insanın hiçbir özrü yoksa neden okula gitmesin ki?

Burada asıl sorun özrün nasıl tanımladığıdır. Mesela yalnız başına kalacak ehliyeti olmayan, tarlada ailesiyle beraber kalmak zorunda olan çocuklar özürlü kabul edilecek mi?

Şöyle denilebilir; “bu çocuk özürlü kabul edilse dahi bu çocuk eğitimsiz kalıyor o nasıl olacak?”

Birçok aile evini yerini terk edip soğuk ve sıcağa aldırmadan tarlada çalışmaya gidiyorsa bu insanların eğitimden daha önemli bir ihtiyaçları var! Siz bu ihtiyaçları giderecek bir çözüm sunmadığınız sürece bunlara tarlada çalışma diyemezsiniz.

Kaldı ki tarlada çalışan aileler olmasa bu kadar mahsulü kim ekip biçecek?

Birileri bir çözüm önerisi sunmalı! Ya devlet bunlara her okula ek olarak misafirhane tipi bir bina inşa ederek bu çocukların aileleri gelene kadar bunlara sahip çıkacak ve ya bu çocukları özürlü kabul edecek! Devlet Özürlü kabul etmesi eğitim olarak bu çocuklara fayda sağlamasa da sınıfta kalmamaları v arkadaşlarından geri kalmamalarını sağlayabilir…

Tanıdığım birçok aile var. Çocuklarıyla beraber şu an tarlalarda çalışıyorlar. Hem de çalışmaya aşırı derecede ihtiyacı olan aileler. Bir çoğunun o çalışma dışında bir gelirleri yok!. Çalışacak kimsesi olmayan bu aileler yazın çalışıp çoluk çocuğunun nafakasını çıkarmaya çalışıyorlar.

Umarım yetkililerin bu garibanlar için bir çözüm önerileri hazırlamışlardır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.