Suç işlemek bir 'tık' mesafesinde
 
                                Sosyal medya ağlarının giderek aktifleşmesi beraberinde daha önceden pek  de alışık olmadığımız yeni suç işlenme biçimlerinin gündeme gelmesine  yol açabiliyor. Hem de bir “tık” mesafesinde.
Ankara Belediye  Başkanı Melih Gökçek Twitter hesabını ilk açtığında " çok fazla hakaret,  küfür eden olmuştu. Onlarla ilgili hukuki işlem başlatacağım."  demeciyle bu konunun gündeme gelmesine yol açtı.
Türkiye'de  bilişim davaları üzerine uzmanlaşan hukukçular teknolojik gelişmeler ile  birlikte ortaya çıkan yeni suç tarzlarını tanımlayarak mevcut ceza  kanunu çerçevesinde bir yere oturtmaya ve yorumlamaya çalışıyor.
"Retweetlemek" dahi suç olabilir
Bunlardan  biri de son bir kaç yılda hayatımıza giren, pek çok kişinin gündelik  alışkanlığı haline dönüşmüş eylem “retweetlemek” yani birisinin  twitter'da yazdığı metni başkalarına göndererek yaymak. Bu durumda  sadece küfürlü metini yazmak değil o küfürü yaymak da suç kapsamına  giriyor.
Bilişim hukukçusu Mete Tevetoğlu “küfür edenle o eylemi  paylaşan da aynı suçu işlemiş, hakareti yapmış olur. Çünkü Bu durumda  bir başkasının uğradığı kişisel mağduriyeti arttırıyor. Dolayısıyla  böyle bir eylemin suç kabul edilmesi lazım” yorumunda bulunuyor.
“Haber vermek” ile “yaymak” arasında fark var
Diğer  bir bilişim hukukçusu Ceyda Cimlli Akaydın'ın bu fenomene dair yaptığı  hukuku yoruma göre böylesi bir içeriği herkesin görebileceği bir ortamda  başkalarına 'retweetlemek''in mazereti 'haber vermek' olamaz.  Akaydın'ın hukuki yorumuna göre bu haber vermek değil yaymak.
Peki ya Facebook'un “like”'ı?
Bir  de Facebook'ta bulunan “like”(beğenme) butonu yani kullanıcının  birisinin yayınladığı içeriği beğendiğini gösterme seçeneği ne olacak?  “Like”'lamak da suçtan sayılır mı? Bu da bir içeriği onaylamak ve yaymak  kapsamına girer mi?
Bilişim hukukçularının genel kanısı bu buton  içerik arkadaşı tarafından görülsün diye kullanılsa dahi içeriğin  yayılmasına sebep olduğundan tazminat sebebi olabilir. Fakat  görüşlerinde o kadar da net değiller. Bilişim hukukçuları Başak Purut,  Ceyda Cimilli, Gökhan Ahi bu konu üzerine önce bir tartışılması  gerektiğini söylüyorlar.
Sokaktaki insan mağduriyete uğradığında umarsız
Mete  Tevetoğlu şu ana kadar kendilerine sosyal medya ağlarında mağduriyete  uğradıkları gerekçesiyle sokaktaki insanın gelmediğini çünkü hem maruz  kaldıkları mağduriyette hukukun onları koruduğunun henüz farkında  olmadıklarını hem de bu anlamda çok bakir olan sosyal medyada insanların  haklarını korumakta umursamaz
olduğunu söylüyor.
Suç duyuruları telif hakkıyla sınırlı
Tevetoğlu Türkiye'de içeriğin yayılmasından kaynaklı suç duyurularının şimdilik “telif hakkı” ile sınırlı kaldığını söylüyor.
Yeni düzenlemelerle sosyal medyada dava dosyaları uçuşabilir
Fakat   yeni düzenlemelerle hukuki açıdan “bakir alan” suç duyurularıyla dava  yağmuruna tutulabilir. Zira birkaç ay içersinde kişisel kimliğe yönelik  ayrımcılık içeren en ufak beyanın, girişimin suç kabul edileceği  ayrımcılığa yönelik mevzuatın devreye girmesiyle, sosyal medyada  mağduriyet davalarının arttığına tanık olacağız.
Ayrımcılık ve nefret suçuna yönelik tasarı yasalaşınca
Yasa  tasarısına göre, 'Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu'  oluşturulacak ve kurul cinsiyet,ırk, dil, din, inanç, etnik köken ve  siyasî görüş temelli ayrımcılıklara yönelik başvuruları (yazılı dilekçe,  elektronik posta veya sözlü şekilde) değerlendirerek gerekli müdahaleyi  yapacak. Müdahaleyi başvuru beklemeksizin de gerçekleştirebilecek.
"Nefret söyleminde bulunma" ve "mağdurlaştırma" pek çok davaya yol açabilir
Tasarıyla  birlikte cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsel  yönelim, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık  durumu, özürlülük ve yaş ile ilgili konularda ayrımcı davranışlar ve  söylemler kurul tarafından değerlendirelecek ve gerekli yaptırıma karar  verilecek.
Tasarı sadece ayrımcılık konularını değil 11  ayrımcılık türünü de açıklıyor. bunlar arasında özellikle "nefret  söyleminde bulunma" ve "mağdurlaştırma" internet ortamında pek çok  davaya kapı aralayabilecek.
Twitter'da sınırlı kalır, Facebook potansiyel çünkü..
Ahi  sosyolojik gerekçelerle Twitter ortamında bu tür suçların sınırlı  kalabileceğinin altını çiziyor. “Şu anda 30-40 bin kulanıcısı var,  ortanın üstü kitleler çoğu, espri ya da haber kaynağı olarak  kullanıyorlar, şu ana kadar kötü niyetli saldırgan amaçlı kullanılmadı.”
Takipçilik  esasına dayanıyor olması ve aynı fikirde olanların birbirlerini takip  ediyor olmaları da bu tip davaları sınırlayacaktır diye ekliyor. Ona  göre bu anlamda potansiyel kullanıcı açısından Türkiye'nin dünya  üçüncüsü olduğu Facebook.
'Kendinize hakim olamıyorsanız beddua edin'
Sosyal  medyanın karanlık yüzünü ele alan bilişim hukukçuları sosyal medya  ortamlarında yorum yaparken kendilerine hakim olmakta zorlananlara ise  nükteli bir öneride bulunuyorlar; "Beddua edin, beddua Türk ceza kanunda  suç değil"
Kaynak: Habertürk
 
                         
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
            