12 Haziran 2011 seçimleri milletvekili Aday adayı başvuru süresi sona erdi. Artık aday adayı olmak isteyenler başvuramayacaklar.
Zaten Şanlıurfa da rekor düzeyde başvuru oldu. Son bilgilere göre toplam başvuru sayısı 341 kişi. Belki bazıları bunu halkımızın siyasi bilincinin arttığına yorumlayabilirler. Ancak ben şahsen bu işi abarttığımızı ve amacından saptırdığımızı düşünüyorum.
Çünkü şoför, muhtar, lokantacı, kebapçı, esnaf, herkes, her meslek gurubundan insanlar vekillik için başvurmuşlar.
Demokratik bir ülkede yasaların izin verdiği şartlar içerisinde ve 3000 TL’sini yatıran herkes, her Türk vatandaşı aday adayı olabilir, bu tamam. Fakat teknoloji ve bilim çağında ilkokul mezunu, şoför, dolmuşçu, zabıta, lokantacı-kebapçı, muhtar ve muavinlerin ülkeyi yönetmeye, ülke hakkında kararların alındığı bir mecliste karar mercii durumunda ki bir konumda söz sahibi olmaya talip olmalarının; gerçekçi ve akılcı bir yaklaşım olduğunu kabul etmiyorum.
Bu durum realiteden uzak, sadece menfaat kokan, kentimizde ki siyasi zeminin ve siyasete bakış açısının ahlaki olmadığını gösterir.
İşin ehli olan ve kariyer sahibi olup hizmet etme kapasitesine sahip, dünya gerçeklerinden haberdar olanlar tamam. Aday adayı olsunlar. Bu doğru ve haklı bir taleptir. Lakin bir dilekçe bile yazacak kadar bilgisi olmayanların böyle önemli bir sorumluluğun ve bu ağır yükün altına girmek istemeleri; başta şehrimiz ve dolayısıyla ülkemiz adına üzücü olduğunu sanırım sizde kabul etmekte ve görmektesiniz.
Bence herkes haddini bilmeli ve talip olduğu, istediği şeyin farkına varmalıdır. İki kelimeyi bir araya getiremeyenlerin, konuşamayanların, lisan bilmeyenlerin vekillikle ne işi olur.
Bakınız geçen gün Şanlıurfa’da aday adaylardan birine televizyoncu mikrofonu uzatmış soruyordu. Kendisine uzatılan mikrofona ve sorulan soruya o zat-ı muhteremin verdiği cevap; onun bilgisini ve kapasitesini göstermesine yetiyordu.
Televizyoncu; efendim siz niçin aday oluyorsunuz? Ak partiden aday olmanızdaki gaye nedir. Bu konuda seyircilerimize neler söylemek istersiniz: Aday adayımız kem küm ettikten sonra; “Baktım ki, siyasi bir boşluk var. Bende hizmet etmek için aday oldum.”
Neymiş efendim, siyasi bir boşluk varmış! Beyefendi onun için aday olmuş-muş! Bence siyasi boşluk değil, siyasi bir boşluk yok. Aksine bir sürü boş adam siyasete girmeye çalışıyor. Siyasete girip kalabalık kirliliği yapıyor.
Kimse kusura bakmasın biz kimseyi kötülemek, karalamak ve aşağılamak derdinde değiliz. Böyle bir şey asla söz konusu da değildir. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi herkes haddini bilirde alacağı sorumluluğun üstesinden gelirse, o görevi hakkiyle yerine getirirse; biz o zaman bilinçli bir tolum haline geliriz.
Bilinçli toplum demek, yüzlerce kişinin, hem de genel durumu, şahsi şartları müsait olmadığı halde milletvekili olmak için müracaat edip hem aday belirleyenlerin hem de liyakatli olanların işini zorlaştırmak değildir.
Bilinçli toplumlarda her kes, her kurum haddini- hududunu, bilir. Hiç kimse haddi olmadan başkasının sorumluluk alanına girmez. Ve kimse kimsenin işini zorlaştırmaz.
Türkiye’deki bütün illerde Ak Partiye yapılan müracaat sayılarına baktım. İstanbul ve Ankara’yı saymazsak en fazla aday adayı Urfa’da ve üstelik çok açık ara ile Urfa önde. Çünkü aziz memleketimiz Urfa’ya müracaat sayısında bize en yakın şehir ‘Konya’ Oda daha bizim aday adayların yarısı kadar bile değil. Ki Konya’nın müracaat sayısı 165 kişi.
Ne diyelim, Allah başta-bana olmak üzere; tüm milletimize akıl fikir ve sağduyu versin. Önümüzde ki haziran seçimleri ülkemize hayır getirsin. Barış ve huzur getirsin dileklerimle. Selam ve dua ile.
