Eski Devlet Bakanı ve 26.Dönem Diyarbakır Bağımsız Milletvekili adayı Mehmet Salim Ensarioğlu beraberinde bir heyet ile Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Diyarbakır İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili adayı Mehmet Salim Ensarioğlu ve heyetini HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Mehmet Hüseyin Yılmaz, Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, İl Başkan Yardımcıları ve partililer karşıladı.
Ensarioğlu, ziyaretinde son günlerde yaşanan olaylar ve bölgede yaşanan çatışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunarak konuyla ilgili HÜDA PAR yetkilileri ile istişarede bulundu.
Çözüm sürecinin daha sağlıklı yürümesi için, bölge halkının bütün katmanları ile sürece dâhil edilmesi gerektiğini belirten Ensarioğlu, katıldığı her ortamda süreç ile ilgili olarak başta HÜDA PAR olmak üzere, bölgenin kabul ettiği âlimler, seydalar, şeyhler ve ağaların da çözüm süreci masasında yer alması gerektiği gerçeğini dile getirdiğinin belirtti.
Ensarioğlu, “Eğer hükümet bunları da masaya almazsa PKK’yi şımartmış olur, onların kibirlenmesine, şımarmasına sebep olur dedik ve oldu. Ama masada denklemler tam oluşursa, süreç daha başarılı olur, hatta büyük bir başarı da elde edilir diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Temel olarak insanların kurtuluşunu gaye edinmişiz”
Seçime girmemelerinin hizmetlerine ara verdikleri anlamına gelmediğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz ise hizmet noktasında yerlerinde oturmayacaklarını, aksine toplumun maslahatı için alanda hizmet etme konusuna çok daha büyük bir ağırlık vereceklerini söyledi.
Esas gayelerinin toplumun maslahatını sağlamak olduğunu belirten Yılmaz, “Amacımız; toplumun iyiliğidir, insanların kurtuluşudur. Özellikle de insanımızın İslami açıdan bilinçli bir noktaya gelmesidir. Biz partiyi de hizmet yolunda bir araç olarak görüyoruz. Eğer parti, İslami ve insani çalışmalarımıza engel olacaksa, bu durumda partiyi bırakır gerekirse fert olarak çalışmalarımıza devam ederiz. Herkesçe malum, parti öncesinde de STK’larımızla bu hizmeti bu görevi üstlenmiş ve en iyi şekilde bu hizmeti yapmaya gayret etmiştik. Çünkü temel olarak insanların kurtuluşunu gaye edinmişiz. Eğer bugün, bu noktada çalışmazsak, gayret etmezsek inanın gençlerimizin hepsini kaybedeceğiz ve halkımızın çocukları, bizim çocuklarımız bugünkü şekilde giderse başkaları tarafından yönetilen, halkımıza zarar veren birer alet haline dönüşeceklerdir.” ifadelerini kullandı.
“PKK çözüm sürecinde silahlandı”
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Salim Ensarioğlu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, çözüm süreciyle başlayan ve PKK’nin silahlanmasına zemin hazırlayan hükümetin tavrını değerlendirerek yaşanan gelişmeler karşısında duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Çözüm sürecinin PKK için silahlanma ve alan hâkimiyetini sağlama süreci olduğunu ifade eden Yılmaz daha sonra, “Çözüm Süreci PKK için silahlanma süreci oldu. Süreç, halkı sindirme, baskı kurma ve şehirlerde silahlanma sürecine döndü. PKK şehirlere bu kadar silah taşırken, bunca ağır silahlar, roketatarlar şehre sokulurken devlet gerçekten görmedi mi yoksa göz mü yumdu? Bunu da sorgulamak gerekir.” İfadelerine yer verdi.
“Savaşla barış gelmez”
Çatışma halinin en çok halka zarar verdiğini söyleyen Yılmaz, “Barış diyorlar ama her şeylerinde şiddet var. Söylemlerinde, fiillerinde, çağrılarında… Elhasıl bütün her şeyleri şiddete ve çatışmaya çağrı olmuş. Sol terminolojinin kullandığı bir kelime var:‘Savaşa savaşa barışı getireceğiz.’ diyorlar. Savaşarak barış nasıl gelecek? Molotoflarla, yakıp yıkmayla, bombalamalarla barış nasıl gelecek? Barış kelimesiyle kılıf uyduruyor ve bu kılıfın arkasında kendi asıl ideolojik düşüncelerini gizliyorlar. Onların anladığı ve istediği barış kendi ideolojilerinin hâkim olacağı bir dünyadır.” Şeklinde devam etti.
Konuşmasının devamında PKK ve uzantılarınınve çatışma taraftarlığını da eleştiren Yılmaz, PKK’nin talepleri ve ideolojisi doğrultusunda isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda insanlara rahat yüzü göstermediğini, aksine tüm topluma bunun bedelini ödetmeye çalıştığını belirterek, “Örgüt bu durumda topluma, toplumun değerlerine, inancınaadeta savaş açıyor. Onlara göre inandığı değerleri yaşayan dindar insanlar kandırılmış, saptırılmış, yobazlaştırılmış insanlardır. Ancak, örgütün ve uzantılarının bu düşünceden vazgeçmesi gerekiyor.” İfadelerini kaydetti.
(İLKHA)