AB Uyum Komisyonu Başkanı ve AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, geçtiğimiz günlerde Siverek’te bir büro açılışında yakın dostlarına hitaben “Allah ayette emaneti ehline vermemizi emrediyor. Bu hepimiz için bir sorumluluk. Beni oylarınızla dört dönemdir milletvekili seçtiniz, Allah hepinizden razı olsun. Allah’ın huzurunda vicdanım rahat, Allah bize verdiğiniz emanetten dolayı İNŞALLAH sizleri hesaba çekmeyecektir” diyerek dua ve temennilerde bulunmuştu.
Sadece bir dua, temenni ve dost sohbetini, pusuda bekleyen muhalifler, yeminli Erdoğan karşıtları, din ve dindar insan düşmanları hemen “fırsat bu fırsat” diyerek konuşmayı keserek, kırparak “vay efendim cennet vaat ediyor, Allah’a şirk koşuyor, dini siyasete alet ediyor” diyerek uydurmaları algılara, algıları kirli kanaatlere devşirmeye, bu işten siyasi bir getirim elde etmeye çalıştılar.
Ama Başkan Erdoğan hak ve hakikati geçtiğimiz Cuma günü Şanlıurfa miting meydanında haykırarak “Emaneti emin ellere teslim ettik, onlarla yola devam ediyoruz, tamam! Siz de emanetinize sahip çıkın, mesele bitti!” şeklindeki ifadelerle Gülpınar’a ve söylemlerine destek çıktı; Gülpınar’ı çakala, sırtlana, kurda ve kuşa yedirmedi.
Hâlbuki ahlaksızca saldırdıkları, yıkmaya çalıştıkları, iftira attıkları karakter; dürüstlüğüyle, fakir fukaraya yaptığı yardımlarla, ehliyet ve liyakatiyle, bilgi ve birikimiyle, tertemiz köklü bir aile geçmişiyle iftirayı değil onore edilmeyi hak eden örnek bir milletvekili.
*Milletvekili maaşının tamamını yıllardır fakir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtan,
*Meclis AB Uyum Komisyonu başkanı olması sebebiyle şahsa tahsisli kırmızı plakalı resmi aracını bir kez dahi seçim bölgesine götürmeyen,
*Yurt dışı gezilerinde “harcırah istemiyorum” diye bizzat dilekçe veren iki vekilden biri olan,
*Seçim bölgesindeki diğer köyler bitmeden ben kendi köyümün yolunu beton asfalt yaptırmam diyen,
*Hiçbir yakın akrabasını kamuya torpille yerleştirmeyen,
*Anadili gibi Fransızca konuşmakla beraber İngilizce, Arapça, Farsça ve Kürtçe olmak üzere 5 dil bilen ve altıncısını da öğrenme gayretinde olan,
*Kendisinin ve ailesinin ihtiyacı olan bir kutu hapı dahi devlete fatura ettirmeyen, kendi cebinden karşılayan,
*Fransa Cumhurbaşkanı’ndan Legion d’honneur nişanı almış bir milletvekili profili.
“Hakiki vatansever, görevini dürüst bir şekilde en iyi yapandır.” Allah rızası için herkes elini vicdanına koysun, böyle bir dürüst karakter, çınar ağacı gibi heybetli bir köklü geçmiş, baltalarla saldırılıp yıkılmayı mı yoksa gönüllerin en güzel bölümünde bir mekânı mı hak ediyor?
Defalarca köşemde, sosyal medya hesaplarımda ve yetkililerle yaptığım görüşmelerimde şunu dile getirdim:“Başta Şanlıurfa olmak üzere birçok ilde aday gösterilmeyen bazı ilçe belediye başkanları ve aday adayları, AK Partiye ihanet ediyor, gizli gizli değil alenen muhalefete destek oluyor, hizmetleri durdurup halkı AK Parti’ye karşı tahrik ediyorlar.”
Başkan Erdoğan Şanlıurfa mitinginde çok coşkulu ve görkemli bir kalabalığa hitabet etti. Tam da Şanlıurfa’da bu ihanete ve ihanetçilere büyük öfkeyle “Çok tezgâhlar kuruluyor. Duyduk ki aday gösterilmedi diye bizim trenden inip, başka trene binenler olmuş. Bunların ki dava değil, çıkar ve menfaat. Bu can bu tende oldukça bu trenden inenler, bir daha asla ama asla bu trene tekrardan binemezler” diyerek resmen gemileri yaktı, ihanet için kıyametleri kopardı.
AK Parti için başka bir uyarım da: “Haklı davayı kesinlikle doğru adamlar savunmalı. 40 yıllık partisine ihanet edip, yani muhalefetin treninden inip, sırf aday gösterilmediği için hemen rozet değiştirip, Ak Parti’nin kapısını adaylık için aşındıran, Ak Parti’nin trenine binmeye çalışan fırıldaklara da hemen rozeti takmamak lazım. 40 yıllık partisini satanlar yarın sizi haydi haydi en küçük bir krizde satabilir.”
İktidarda olunduğu ve kovanda beslenecek bal çıktığı sürece bunlar en kral reisçi ve dava adamlarıdır. İktidar düşer, kovanda bal biterse, o zaman takarlar…
milatgazetesi.com
Yüreğinize kaleminize sağlık efendim çok doğru çok güzel tespitler