Warning: session_start(): open(/var/lib/lsphp/session/lsphp70/sess_aosqfn5ph5ovl26bc4er2i80j7, O_RDWR) failed: Permission denied (13) in /home/balikligol.com/public_html/index.php on line 9
Mehmet Emin Kuş - PKK; Resmi İdeoloji Ve Dayatmacı Türkçülüğün Eseridir
banner2

Geçen hafta “PKK Kürtleri temsil etmiyor” başlıklı bir yazı yazmıştım. O çevreden (haliyle) çok olumsuz tepkiler aldım. Tepkiler önemli değil, biz bir yerlere yaranmak için yazmıyoruz, doğruları ve gerçekleri ortaya koymaya çalışıyoruz, bilgimiz nispetinde…

Amacımız gerçekleri dile getirerek insanların bilgi sahibi olmasını, buna göre sağduyuyla, adaletle, hakkını demokratik yollarla aramasını sağlamaktır…

İstiyoruz ki kimse kimseyi öldürmesin, ezmesin, dışlamasın, fitne çıkarmasın, kimse kimseye haksızlık yapmasın, devlet vatandaşları arasında ayırım yapmasın!

Bu kısa girişten sonra bugünde PKK’nın ortaya çıkışını ve geçmişte Kürtlere yapılan baskıyı özetlemeye çalışacağız. Eminim buna da hem PKK hem de iflah olmaz Türk milliyetçileri kızacaklardır, olsun biz gerçekleri yazmaya devam edeceğiz, kim kızarsa kızsın!

PKK'YI resmi ideoloji doğurdu dediğim için bana kızıp saldıranlar var. Oysa gerçekler den kaçarak bir netice elde edemeyiz. Bir şeyin ana sebebini bilmeden anlamadan o şeye çare bulunmaz.

Şimdi bir oluşumun, sistemin, devletin uygulamaları, bakışı, halkına davranışı.. legal- o zamanın yasalarına- uygun olması, o oluşumu haklı kılmaz. O pencereden bakarsak; bütün dikta rejimler, kraliyet ve sultanlıklar... hatta Firavun ‘un sistemi de o günkü şartlarda yasaldı!  Ancak gayrı hukuki idi... Yasal olan hukua uygun demek değildir. Yasalar ayrı, hukuk ayrı şeydir…

Türkçülüğün Türk milliyetçiliğinin eski tarihe dayanması, onun doğru ve haklı olduğu anlamına gelmez. Bugün ülkemizde yıllarca Türk olmayan halklara ezberletilen ve dayatılan "bir Türk dünyaya bedeldir " "ne mutlu Türk’üm diyene " Türkün Türk'ten başka dostu yoktur " Vs. Vs. Gibi alakasız ve ırkçı söylemler, bu ülkede diğer halkların hakkını gasp etmiş, dışlamış ve baskı altına almıştır.

Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber, Türkiye'nin hakim olan Resmi ideolojisi; Türk olmayan herkesi Türkleştirmeye çalışmış, bu konuda en acımasız şekilde davranmıştır. Kurduğu mahkemelerinde Sırf Türkçe bilmediği için Kürt olan insanlar idam edilmiştir. Evet Türk milliyetçiliği eski, Kürtçülük iddiası ile yola çıkan ve Enternasyonal küfür mafyasının maşası olan PKK yenidir. Ancak PKK'nın bu ülkede bu kadar taraf bulmasının da bir sebebi vardır. Onu kabullenmek gerek. Hatasını kabul etmek erdemdir, hakka dönüştür.

Çünkü “resmi ideoloji” Kemalist ve Türk milliyetçiliğine dayanan bir sistemdi ve bu sistem "Haddinden fazla şiddet, gayedeki hikmeti yok eder" düsturunca tüm halkları kucaklayamamıştır. Devlet, tüm evlatlarına aynı sevgiyi veren ve sahip çıkan bir baba şefkatiyle yaklaşamamıştır, vatandaşlarına…

Bunu fırsat bilen iç ve dış hainler, ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemişlerdir. Dayatma, dışlama, asimilasyon, yasak, ceza, hapis, idamlar, darbeler…vs. ile bir takım gizli planlarla Kürtlere baskı var deyip bir örgüt kurdurdular, başına da Şanlıurfalı olan Abdullah Öcalan’ı getirdiler, örgüte her türlü desteği sağlayarak örgütü beslediler.

Zaman içerisinde baskılar devam ettiği için Kürt halkından da gizliden gizliye örgüte sempati duyan olmuş, örgüt halkın azda olsa bir kısmından taraf bulmuştur. Çünkü devlet halkına sahip çıkmamış onları PKK nın eline ve merhametine bırakmıştır.

Solculuk, Marksizm ve dini dışlayan bir temel üzerine kurulu olan PKK terör örgütü aslında fikirsel olarak genelde dindar olan ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Kürt halkını temsil etmese de; devletin kendilerine sahip çıkmaması, doğuda hizmet ve yatırım yapmaması, PKK nın doğu ve güneydoğunun-özellikle- kırsal kesiminde taraf bulmasına yardımcı olmuş ve adeta yön vermiştir ki; bu doğaldır... Ezildiğini hisseden bir insan veya toplum, kendine bir şeyler vaat eden ve kendilerinden olduğunu söyleyenlere sıcak bakar.

Bunu net ifade ve iddia ediyorum; eğer ki PKK İslami bir çizgide olsaydı Kürtlerin yüzde doksanı desteklerdi. Geçmiş yıllarda ki baskı ve zulümlerden dolayı…

PKK’nın gerçek anlamda Kürtleri temsil etmediğini savunduğum gibi, Geçmiş yıllarda “Kürt halkına zulüm yapılmadı” tezini de kabul etmiyorum.

Evet geçmişte Kürt halkına hak etmedikleri zulüm ve baskılar yapıldı. Bunun neticesinde PKK’yı çıkardılar, fakat Kürtleri savunmak için değil, Türkiye’yi bununla zayıflatmak için. Yoksa PKK Kürtleri temsil etmek isteseydi, Kürt halkına zarar vermez, onların istediği doğrultu da, başkalarına zarar vermeden mücadele ederdi..

Konu çok derin ve uzun, uzun lafın kısası, ne PKK masumdur, nede geçmişteki devlet anlayışı! Her ikisi de birbirinden beter, birbirini beslemiştir.

Şimdi ise devlet daha barışçıl, daha anlayışlı, daha özgürlükçü bir tutum içerisinde… eğer PKK benim iddiamın tersi istikamette ise, yani Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia ediyorsa; kendi liderleri olan Abdullah Öcalan’ın da belirttiği gibi, SİLAHLI MÜCADELE devri sona ermiştir. O halde PKK silahı şartsız bırakmalıdır. Tek şart, silahları teslim ettikten sonra ceza almamaları ve yargılanmamaları olmalıdır..

Silahlar susmalı, baskıcı zihniyet yok olmalı, biz ne silah istiyoruz, ne silahlı mücadele istiyoruz. Ne baskı istiyoruz. Ne ötekileştirme… Hiçbir kesime baskı istemiyoruz. Baskıcı zihniyete de karşıyız. Gerçekten öyle olsa bile- savundukları konuda samimi olsalar dahi - SİLAHLA HAK ARAMAYA- karşıyız…

Bir Kürt olarak Kürtlere sesleniyorum; PKK ve yandaşlarına prim vermeyelim!

Türklere sesleniyorum; Türk ırkçılığı/milliyetçiliği yapanlara prim vermeyin!

Çünkü Türk ırkçılığı Kürt ırkçılığını doğurdu ve besledi. Türk ve Kürt halkı bu iki insan düşmanlarına geçit vermezse; bu sorun kesinlikle bitecektir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.