Warning: session_start(): open(/var/lib/lsphp/session/lsphp70/sess_dtb86gss4dgjvm21kv7hr1f637, O_RDWR) failed: Permission denied (13) in /home/balikligol.com/public_html/index.php on line 9
Prof. Dr. Musa Kazım YILMAZ - NE ÇABUK ALTINCI YAŞIMIZA GİRDİK!
banner2

Şöyle böyle derken, beş yıl geçmiş ömrümüzden. Altıncı yıla girdik, yayın hayatımızda. Beş yıl önce bir Nisan ayında yayın hayatına başlayan Yeniurfa Gazetesinin, “şerler ve şerirlerle mücadele, yere düşenin elinden tutmak ve hakkın yanında yer almak” gibi kutsal bir öyküsü vardı. Bu öykü davayı anlatan, içten, samimi ve kutsal bir öyküdür. Yalanlardan, menfaat temin etmekten ve riyadan uzak bir şekilde, karınca kaderince yangına su taşıma öyküsüdür… Böyle diyor Üstad Bediüzzaman:

"Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? Dar düşünceler dar görüşler…"

Gazetenin sahibi ve genel yayın yönetmeni dostum Şaban Bey, gazetede yazı yazmayı bana teklif ettiğinde onun yüzündeki ifadelerde bu manaları okumuştum. Şaban Bey, “Yere düşen yükü, ancak yükün sahibi yerden kaldırır” düşüncesinden yola çıkarak işe başlamıştı. “Kıt olan yerel imkânlarla bu yangını söndürmeye ne kadar su taşıyabiliriz?” diye bu gazeteyi kurduğunu söylemişti bana. Ben de onu son derece samimi bulduğum için o günden beri hep yazmaya devam ettim. Doğrusu Yeniurfa Gazetesinin bu kutsal değerlerden taviz vermeden yayın hayatına devam etmesi beni sevindiriyor. Gün geldi Basın-ilan kurumunun önlerine koyduğu bürokratik engeller yüzünden gazeteyi basacak kâğıt bulamaz hale geldiler. Ama her şeye rağmen kıt imkânlarla da olsa hak bildikleri yolda yürümeye devam ettiler. Kendilerini tebrik ediyorum.

Geçen gün bir okuyucum yazdığım makaleye düştüğü bir notta, “Sen hep hükümeti destekleyen yazılar yazıyorsun. Yazı yazdığın gazete de hep böyle bir çizgide…” diye tenkitte bulunmuştu. Gerçekten de hiç gocunmadım ve üzülmedim. Okuyucularımın iyi niyetli tenkitleri bizi aydınlatır. Bazen kötü niyetli tenkitler de olur tabi… “Cevâbu’l-Ahmaki es-Sükût” kaidesince hiç böylelerine cevap vermek istemedim ama bazılarına faydası olur diye söylüyorum:

Ben ve gazetem Yenîurfa birilerini desteklerken eğer dinimizi de destekliyorsak ne mutlu bize… Eğer başörtüsünü de destekliyorsak hiç pişman değiliz. Eğer İmam-hatip Liselerinin yaygınlaştırılmasını destekliyorsak ne mahzuru var? Eğer demokrasiyi ve güçlü bir ekonomiyi destekliyorsak bunun kime zararı vardır? Eğer milletimizin yüz akı olan ve daha önce bir hayal olan binlerce projeyi destekliyorsak neden bize öfkeleniyorsunuz? Kürtlerle Türklerin kardeşliğini gerçekleştirecek bir büyük kardeşlik projesine destek olmayacağız da vatan haini mi olalım?

“Kürtler, diye bir kavim yoktur; Kürtçe diye bir dil de yoktur” diyen ve 80 yıldır yüzlerine baka baka Kürt kardeşlerinin varlığını inkâr eden politikaları destekleyenlerin arkasından mı gidelim? Veya “Ne mucize ne efsun, ne örümcek ne yosun, Çankaya bize yeter, Kâbe Arab’ın olsun” şeklinde şiir yazan zavallı Kemalist beyinsizleri destekleyenlerin arkasından mı gidelim? Asla… Biz önce dinimizi destekleyen, sonra da dünyamızı imar edenleri destekleriz ve bunu açıkça yapmaktan çekinmeyiz. Doğruyu yapan ve doğruların yanında olan, hangi parti olursa olsun, bu bizim için fark etmez.

İşte ben ve yazı yazdığım Yeniurfa gazetesi dinimizi destekleyen ve dünyamızı da imar eden, demokratik hakları menfaatlerine alet etmeyen, Türkiye’deki yolsuzluk oranını yüzde 50’lerden yüzde 15’lerin altına, yani İtalya ve İspanya seviyelerine, hatta onlardan daha da aşağı seviyelere indiren, Türkiye’yi otoyollarla ve duble yol ağlarıyla ören bir hükümeti destekledik. Hükümetin bir yanlışını gördüğümüzde tenkit de ediyoruz. İnsaf gözüyle bakılırsa, Yeniurfa’da hükümeti tenkit eden yüzlerce manşet ve benim de onlarca makalem görülebilir. Biz hiç kimseden menfaat talep ederek kimseyi desteklemedik ve desteklemiyoruz. Ak partinin veya hükümetin bize menfaat sağladığını bilen birisi varsa, çıksın ortaya söylesin.

Yeniurfa’nın 6 yıl önce yaptığı başlangıç, maddi imkânsızlıklara ve kısıtlı yerel imkânlara rağmen Türk basınında, öteden beri var olan bir boşluğu doldurmaya matuftur. Başka bir deyimle Yeniurfa Gazetesi, bir kısım yerel ve Ulusal basın organlarının, hala Batılılaşmak adına, ya da köşe kapmaca uğruna devam ettirdikleri tutumlarının aksine, hakkı ve hakikati yüceltmek, dine yapılan saldırılara gerekli cevapları vermek ve mağdurların yanında yer almak üzere çıktığı yolda yürümeye devam ediyor. Yangını söndürmeye ve imanımızı kurtarmaya koşuyoruz.

6. Yıl hayırlı olsun; yolumuz açık olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.