Hafta sonu MHP'nin Şanlıurfa'da “bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat miting” düzenledi. Başbakanın deyimiyle “Sivas ötesinde” MHP'nin Şanlıurfa mitingi birçok açıdan önemliydi.
Farklı etnik kimlikleri barındıran Şanlıurfa'yı seçmeleri daha bir anlamlıydı.
Kamuoyu bu mitingle birlikte MHP'den de bir “açılım” beklentisi içerisine girmişlerdi. Bu anlamda “MHP ve Bahçeli Şanlıurfa'da samimiyet sınavında” başlıklı makale yazdım.
Özelikle “Anayasa değişikliği” ve Şanlıurfa'da son yerel seçimde yaşadığı hezimeti parti lideri olarak açıklaması gerekiyordu.
Tek cümleyle; Dağ fare doğurdu!...
MHP lideri Devlet Bahçeli Topçu meydanında statükodan yana tavır koymaya devam etti. Omzuna attığı Puşi (Arapların taktığı kırmızı-beyaz renklisini seçmesi bir mesajdı) ile Anayasa değişikliğine karşı çıktı. Bir sonraki seçime bırakılması gerektiğini belirtirken; ipe un serdiğinin farkında mıydı acaba?
Ümitleri boşa çıkardı.
Bahçeli Topçu meydanındaki mitingde “Başbakan görsün, İşte Şanlıurfa'da meydanındayım” derken “zoraki” bir miting düzenlediğini ifade etmiş oldu.
Konuşmasında hiç “Kürt” kelimesi kullanmayan MHP Lideri Bahçeli Kırmızı renkli puşisiyle Şanlıurfa'daki küçük bir grup Arap'a hitap etti. 10 bin civarında katılım vardı ama Urfalı yoktu. Ülkücü-Türkçü bir parti mitingine (küçük bir grup da olsa) Arap'ların katılması irdelenmesi gereken psikolojik bir durumdur.
Psikologlara duyurulur!...
Bu arada Şanlıurfalılara yakışmayan bir davranışa şahit oldum. Mitinge Şanlıurfalılar katılmadıkları gibi onlarca il'den gelen partililere “Şanlıurfa'ya has misafirperverliklerini(!)” gösteremediler.
Eski otogar mevkiini “miting için gelenlere araçlarını park yeri” olarak belirlemesi on bin kişiyi mağdur etti. Çünkü eski otogar alanı toz-dumandan geçilmiyordu. Gerçi o kadar araç başka yere yönlendirilemezdi her neyse!...
Ş.Urfa'nın tanıtımına ve ekonomisine bir nebze katkı sağlamaları MHP mitinginin artı yönüydü.
MHP lideri Bahçeli'ye ve üst düzey yetkililerine seslenmek istiyorum. MHP, AK Parti'nin anayasa değişiklik paketine karşı çıkmasının temel dayanağını “net” olarak açıklamalı…
Aksi takdirde “dün” yaşadığımız “367” garabetinde kilit rol oynayan ANAP ve DYP'nin siyasi mevta oldukları gibi MHP'nin de aynı hazin sonu yaşaması içten bile değil!...
Şanlıurfaspor taraftar ve yöneticilerine ne oluyor?
Pazar günü Şanlıurfaspor Şanlıurfa Arena stadında karşılaştığı Tokatspor maçında 1-0 yenik durumdayken, Şanlıurfasporlu A.Halman'ın kaleci tarafından düşürülmesi hakem tarafından penaltı sayılmadı, pozisyon devam etti. Tokatspor (ofsayt karışımı) ikinci gollü bulunca Şanlıurfasporlu taraftarlar hakeme sert tepki gösterdiler. Maç 8 dakika durduktan sonra devam etti ve Tokatsporun 2-0 üstünlüğüyle bitti.
Şanlıurfalı taraftarlar sahaya inmek istedi. Takviye polislerle kızgın taraftar arasında arbede yaşandı.
Emniyet güçleri aynı sertliği biz basın mensuplarına karşı kullanmaktan sakınmadı.
Stat dışında tam “savaş sahneleri” vardı. Polis kızgın taraftarı dağıtmak için Biber gazı ve tazyikli su sıktı. Biber gazından en çok etkilenen biz gazetecilerdi.
Kızgın taraftarlar ise stadı ve polisi taşladılar.
Tam facia yaşanacağı dakikalarda Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan inisiyatifi alarak tek başına stat dışına çıkarak taraftarın arasına daldı. Polisleri stat içerisine gönderirken, kızgın taraftarı sakinleştirdi. Böylece faciayı önlemiş oldu.
Vali Nuri Okutan'ı bu cesaretli ve yerinde davranışından dolayı tebrik ediyorum.
Şimdi…
Şanlıurfalılar gibi misafirperver ve sakin halk neden bu kadar taşkın oldu?
Çünkü Şanlıurfasporlu bazı yöneticiler ile bir kısım medya Şanlıurfaspor maçlarına “savaşa hazırlar” gibi hazırlıyorlar Şanlıurfalı futbolseverleri…
Çok tehlikeli bir yaklaşım sergileniyor.
Tamam, hakem hatası olabilir…
Federasyon kastı olabilir…
Ama kardeşim, taraftarı galeyana getirmek çözüm değil ki?
60.cı dakikaya kadar Urfaspor gol atamadık ki, hakem iptal etsin.
Birkaç haftadır tehlike adım adım geliyorum diyordu. Özelikle Kulüp başkanı Habib Arslan, (Pazar günü faciayı önlediği gibi) Vali Nuri Okutan gibi inisiyafi ele almalı ve “spor dostluk barış ve kardeşliktir” kavramına aykırılığı gidersin.
Tabiî ki futbol sadece sahada kazanılmıyor.
Hırçınlıkla hiç kazanılmıyor…
İLGİLİSİNE
Futbol asla sadece futbol değildir. (Simon Kuper)
