banner2
Öne Çıkanlar ABD Urfa Cenk Mardin Haliliye

Kaddafi Sonrası Suların Durulmadığı Ülke Libya!-ANALİZ HABER

Libya’da kim kiminle savaşıyor? 
Libya'da isyancı Hafter güçlerinin saldırıları devam ederken, Türkiye ile Libya arasında yeni bir süreç başladı. Bölgede karışıklığın arttığı son günlerde kim kiminle savaş halinde? Hangi ülkeler, hangi grupları destekliyor? İşte Türkiye’nin Libya’ya asker göndermeye hazırlandığı bu günlerde bölgenin son durum haritası..
Libya, ülkeyi yaklaşık 42 yıl yöneten Muammer Kaddafi’nin devrilmesinin ardından kaosa sürüklendi. Arap Baharı adı altında 2011'de patlak veren ayaklanmalar neticesinde Ulusal Geçiş Konseyi önderliğinde demokratik geçiş sürecine girdi ve 2012'de gerçekleştirilen seçimler ile yeni yönetim şekillendi. IŞİD sorunuyla boğuşan ülke bu süre içinde IŞİD’e karşı çok sayıda operasyon düzenledi. IŞİD’in ortadan kaldırıldığı ülkede iki taraflı hükümet sorunu ortaya çıktı. Bir tarafta General Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu, diğer tarafta ise başkenti Trablus olan Ulusal Mutabakat Hükümeti.
Zaman içinde bu iki farklı yönetimin ortaya çıkması sebebiyle ülke adeta savaşa sürüklendi. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Libya’da çatışmalar nedeniyle sayısı tam olarak bilinmese dahi şu ana kadar binlerce kişi hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler de çatışmaların başlamasından bu yana on binlerce kişinin yerlerinden olduğunu kaydetti.

KİM HANGİ HÜKÜMETİ DESTEKLİYOR?

Merkezi Trablus’ta bulunan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Türkiye, Avrupa Birliği, bazı AB ülkeleri ve uluslararası kurumlar tarafından meşru kabul ediliyor ve destekleniyor. Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ise Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa tarafından destek görüyor. ABD ise geçenlerde savaşta her hangi bir tarafı desteklemediğini açıklamıştı. Tunus ise ise yaptığı açıklamada her iki tarafa da eşit uzaklıkta olduğunu açıkladı.

ASKERİ GÜÇLER VE SİLAHLI GRUPLAR

Akdeniz’e kıyısı bulunan 6,5 milyon nüfuslu petrol ülkesi Libya’da Kaddafi’nin devrilmesinin ardından yüzlerce irili ufaklı silahlı grup faaliyet göstermeye başladı. Libya'nın büyük bir kısmını kontrol altında bulunduran Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu adlı oluşumu, birçok farklı gücün birleşiminden oluşuyor. Ordunun yaklaşık 25 bin personeli olduğu biliniyor. Hafter'in Libya'daki ağırlıklı gücünü ise milis kuvvetler teşkil ediyor. Bünyesinde yaklaşık 18 bin milis güç barındıran "Libya Ulusal Ordusu", bu milis güçlerle beraber Libya sahasında en etkili askeri güç pozisyonuna ulaşmış durumda.

Öte yandan bölgede bulunan diğer güçler arasında, Kaddafi’nin devrilmesinde en büyük paya sahip 17 binden fazla savaşçısı bulunan Misrata merkezli güçler. 2014’te Zintan Tugaylarını yenilgiye uğratmalarıyla birlikte IŞİD’i Sirte’den temizleyen güç olarak biliniyor. Son olarak ise, ülkenin batısında Tunus sınırına yakın Zintan merkezli güçler yer alıyor. Misrata Tugayları ile Zintan Güçleri birbirleriyle olan düşmanlıkları nedeniyle bir araya gelemiyordu ancak geçtiğimiz yıl yaptıkları anlaşma kapsamında düşmanlık sona erdi.

SON DURUM

Türkiye ile deniz alanı anlaşması yapmasının ardından gözlerin çevrildiği Libya’da General Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu, Trablus’un güneyindeki askeri yığınağını arttırırken, Nisan ayından bu yana başkent Trablus’u ele geçirmek için meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı saldırılarını sürdürüyor. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu başkent ve çevresi Ulusal Mutabakat Hükümeti kontrolündeyken, Tobruk, Derna ve Bingazi gibi şehirler Hafter destekli Tobruk Temsilciler Meclisi’nin hakimiyeti altında.

Libya’da Aralık ayının son günlerinde yaşanan gelişmeler neticesinde UMH resmi olarak Türkiye’den askeri destek talebinde bulunurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘TBMM açılmasının ardından tezkereyi gündeme getirip General Hafter’e karşı UMH’yi destekleyeceğiz’ açıklamasında bulundu. Mısır ve BAE’nin doğrudan askeri teçhizat ve araç yardımı ile birlikte Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’in sahada destek verdiği Hafter güçleri, Trablus şehir merkezine 9 kilometre uzaklıkta.

General Hafter’in, Trablus’u ele geçirmek için operasyon başlatması üzerine UMH’ye bağlı Misrata Askeri Konseyi  15 Aralık’da genel seferberlik ilan etti. Seferberlik ilanı ile eli silah tutan tüm erkekler için, Hafter’e karşı Trablus cephesinde savaşma emri verdi. 13 Aralık günü General Hafter güçlerinin Trablus’a başlattığı 4’üncü operasyonda UMH’ye bağlı güçlerinin Tugar bölgesini yeniden kontrol altına aldığı, Rus paralı askerlerine ait operasyon odası dahil Tiveşa bölgesini de ele geçirdiği bildirildi. 18 Aralık itibariyle Libya’da UMH kontrolünde bulunan ve seferberlik ilan edilen şehir sayısı Cadu ile birlikte 8’e yükseldi. Bu şehirler; Misrata, Kabav, Zliten, Hums, Msallata, Zaviye, Zintan ve Cadu şeklinde sıralanıyor. 

Libya ile Türkiye’nin tarihi bağı

Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat ile birlikte yeniden gündeme gelen Libya ile Türkiye’nin tarihi bağı yüzyıllar öncesinde dayanıyor. Osmanlı’nın Afrika’da kaybedilen son vatan toprağı olan Libya’da çok sayıda ‘‘Libyalı Türk’’ bulunuyor.
Osmanlı’nın mirası ‘‘Libyalı Türkler’’
Libya’da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın desteklediği General Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu ile Türkiye’nin desteklediği Trablus ve Mısrata güçleri arasındaki savaş devam ediyor. Türkiye’nin Libya’ya asker göndermeye hazırlandığı bu süreçte Libyalıların, Osmanlı Devleti ile ortaya çıkan bağı merak ediliyor.
OSMANLI'NIN MİRASI LİBYALI TÜRKLER

Libya'da Osmanlı ile bağı bulunan Türkler, toplumun oldukça önemli bir bölümünü oluşturuyor. Libyalı Türkleri tarihte ilk olarak 1950’lerin ardından Anadolu'dan göç eden tüccarların ve yerel halk ile evlenen Türk askerlerinin oluşturduğu biliniyor. Osmanlı'nın Akdeniz hakimiyeti arttıkça önemi artan Libya'da Türk nüfusu da bu duruma paralel olarak artış gösterdi. Ülkede 16’ncı yüzyılın ortalarında başlayan Osmanlı egemenliğinin ardından Türk nüfusu bölgeye yerleşmeye başladı.

Osmanlı'nın çöküşü yaklaşırken, 1911 senesinde İtalya tarafından işgal edilen Libya'da, aralarında Mustafa Kemal ve Enver Paşa gibi isimlerin de bulunduğu Osmanlı subayları, ülkeye giderek İtalya'ya karşı direnişi organize etmişti. Bununla birlikte 1912 senesinden Libya'nın İtalya tarafından ele geçirilmesine dek yaklaşık dört asır süren Osmanlı devrinde, Libya'da Türkler nüfusun önemli bir kısmını oluşturdu. Osmanlı hakimiyetinden sonra da, geçmişte Libya'ya yerleşen Türkler bölgede kalmaya devam etti. Türklerin torunları bugün Mısrata, Trablus, Zaviye, Bingazi ve Derne gibi kentlerde yaşıyor. 

Tüm bu tarihin yanı sıra 1970 ve 1980'li yıllarda da çok sayıda Türk işçi Libya'ya yerleşti. Ülkede halen bir milyondan fazla Libyalı Türk'ün olduğu tahmin ediliyor. Libyalı Türkler, Libya'nın bağımsızlık döneminde ülkede önemli roller oynadı. Türkiye'de Arap Kaymakam olarak bilinen ve 1949-1952 arasında Libya'nın ilk Başbakanı olan Sadullah Koloğlu da Libyalı Türklerdendi. 

Muammer Kaddafi döneminde Arap milliyetçiliği politikası paralelinde zaman zaman baskı gören Türk asıllı Libyalılar, Kaddafi sonrası dönemde de iç savaş döneminde etkin oldu. Halen süren iç savaşta Libyalı Türklerin etkin olmayı sürdürdüğü biliniyor.
Öte yandan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es Serrac’da Libyalı Türklerden olduğu biliniyor. Libya’nın önde gelenleri arasında da çok sayıda Türk kökenli isim bulunuyor. UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Libya doğusundaki Sireneyka'nın ilk başbakanı Ömer Paşa Mansur el Kihya, Libya eski Dışişleri Bakanı ve BM elçisi Mansur Raşid el Kihya, eski Libya Başbakanı Ahmed Maytik, eski Libya Başbakanı Muhammed Sakızlı ve Libya Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı Muhammed Suvan gibi isimler Libyalı Türkler’e örnek teşkil ediyor.

AFRO-TÜRKLER

1912 yılından sonra Libya'da kalan Türk nüfus zamanla Arap-Libya kültürüne entegre olsa da, halen Türk geçmişleri hatırlanmaya devam ediyor. Araplar içinde eriyip gitmiş nüfusun oldukça azı Türkçe biliyor. Osmanlı devleti Libya’dan çekilirken, Libyalı Türklerin bir kısmı bugünkü Türkiye sınırlarına yerleşti ve bu insanlar bir dönem ‘’Libyalı Araplar’’ olarak anıldı. Söz konusu dönemde Türkiye sınırları içine göç eden Libya’lı Türkler, bundan tam 9 yıl önce İzmir’de ‘’Libya Kökenli Türkler Derneğini’’ kurdu. Söz konusu dönemde Libya topraklarında kalan Türkler kadar, Türkiye topraklarına göçen Libyalı Türklerin sayısı da oldukça yüksekti.

Günümüzde daha çok Afro-Türk olarak anılan Türk kökenli siyahilerin arasında yer alan Libyalı Türkler, buzdağının yalnızca görünen kısmını oluşturuyor. Tarihi örneklere göz attığımızda beyaz bir çiftin birdenbire siyahi bir bebekleri olduğunu ve bununla birlikte ailelerinin köklerinde bir siyahi büyükanne veya büyükbaba olduğu gerçeği ile çok kez karşılaşılmıştır. Bugüne baktığımızda siyahi Afro-Türkler kadar beyaz Afro-Türklerin de büyük bir bölümünün asimile olmuş durumda olduğunu görüyoruz. Çoğu kendini Türk olarak tanımlarken dilini, geleneklerini ve hatta kökenlerini bilmiyor. Afro-Türkler arasında en bilinen isimlerden biri olan Esmeray’da yer alıyor. 


Fethiye Mutaf Narin - INTELL4

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.