banner2

Aydın diye adlandırılan birkaç yazar ve sanatçı gazetelere “Kaygılıyız” diye beyanat vermişler. Sevsinler sizin kaygılarınızı…

Kuşkusuz bu grubun içinde saygıdeğer, işini yapan, devletine ve vatanına bağlı insanlar da vardır. Ancak bunların kaygılarını anlamak kolay değildir. Acaba bu insanlar vatanları ve vatandaşları için hep kaygılı mıdırlar? Çünkü daha dündü; 28 Şubat post-modern darbenin en sıcak anlarının yaşandığı dönemde, bu ülkede onlar da sanatçıydılar. O zaman neden hiç kaygı duymadılar?

Yargıtay Başkanlarının, Danıştay üyelerinin ve tüm adliye teşkilatının askerlere “Emrinize amadeyiz” diye brifing verdileri bir dönemde o sanatçılar hiç kaygı duydular mı?

YÖK Başkanının YÖK genel kurulunu toplayarak askerlerin huzurunda diz çöktürdüğü bir dönemi ne çabuk unuttular! Acaba o sanatçılar, eşlerinin başörtülü olmalarından dolayı işlerinden olan öğretim üyeleri ve günlerce hastane köşelerinde tedavi ücretlerinin ödenmesini bekleyen aileleri için hiç kaygılandılar mı?

Demirel’in siyasi hoşgörüsüne sığınarak, “Sayın Cumhurbaşkanım! Nasıl bu hale geldiniz? On yıl önce bu kadar demokrat olan bir insan birden bire nasıl bu kadar dine ve dindarlara karşı hoşgörüsünü kaybeder? Size ne oldu?” diye Süleyman Demirel’e mektup yazan bir öğretim üyesinin derhal görevinden atıldığında bu beyefendiler kaygılandılar mı acaba?

Her Ocak ve Ağustos aylarında toplanan yüksek Askeri Şura toplantılarında, hanımı başörtülüdür diye veya Cuma namazına gitmiştir diye, ya da annesi-babası hacıya gitmişler diye görevlerine son verilen subay ve astsubaylar için bu beyefendiler hiç kaygılandılar mı acaba?

Siverek Jandarma birliğinde görevli iken, eşi ilahiyat Fakültesinde öğrenci olduğu için güya disiplinsizlik suçundan görevine son verilen ve işsiz kalınca da bunalıma girip 9 katlı Öğretmen evinin terasından atlayıp intihar eden Muttalib binbaşının çocukları ve eşi için kaygılandılar mı acaba?

Okul birincisi olduğu için yapılan ödül verme töreninde başörtülü olduğundan dolayı kürsüye davet edilmeyen ve ödülü başka birisine verilince başörtüsüyle fırlayıp kürsüye çıkan kızın ağzını kapattıklarında bu beyefendiler hiç kaygılandılar mı?

Başörtülerinden dolayı işlerine son verilen öğretmenler ve hemşireler için, üniversiteden atıldıklarından dolayı evlerinde oturmaya mahkûm edilen kızlar için hiç kaygılandılar mı?

İçlerinden bazıları kaygılanmış olabilirler. Buna inanıyorum. Ancak Mustafa Kemal’in askerleri olduğunu söyleyenlerin kaygılandıklarını sanmıyorum. Şimdi ise, gazetelere beyanat vererek “Kaygılıyız.” demeleri neyi ifade ediyor dersiniz!

Türkiye–İMF tarihinde ilk defa Türkiye İMF’ye borcunu ödediği için mi bunlar kaygılıdırlar?

Türkiye tarihinde faiz ilk defa % 65’un altına düştüğü için mi bunlar kaygılıdırlar?

Türkiye Avrupa’nın en büyük havalimanı ihalesini gerçekleştireceği için mi bunlar kaygılıdırlar?

Türkiye üçüncü boğaz köprüsüne kavuşacağı için mi bunlar kaygı duydular?

Türkiye 30 yıllık kirli savaşı bitireceği için mi bunlar kaygılıdırlar?

Türkiye’yi askeri vesayetlerden ve darbe teşebbüslerinden kurtaran güçlü bir hükümetin varlığından dolayı mı kaygılıdırlar?

Özgürlükleri arttırarak Türkiye’nin kırmızıçizgilerini ve paradigmalarını değiştiren bir hükümetin varlığından mı kaygılıdırlar?

Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyenlerin çıkardıkları Gezi olaylarını bastırdığı için mi hükümetin eylemlerinden kaygılıdırlar?

Bence bu aydınlar başlarını iki avuçları arasına alıp yeniden düşünsünler. Milyarlarca liralık maaşlarla halkın yanında aydın sanatçı olmanın zor olduğunu artık bilmeleri ve yeni bir karar vermeleri gerekir. Anlamalılar ki, halka rağmen halkçılık yapmanın devri geçmiştir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.