banner2

Bilindiği gibi özel halk otobüsleri ile Şanlıurfa Belediyesi arasındaki tartışmanın fitili, Şanlıurfa belediyesi tarafından 2010 yılında çıkarılan Ulaşım Mastır Planı ile ateşlendi.
Sorunun detaylarını yazıp kafanızı şişirmeyeceğim. Öncelikle şunu söylemeyim ki, dünya’nın hiçbir yerinde (bildiğim kadarıyla) Belediye toplu taşıma işinden çekilmez. Ve yine dünyanın hiçbir yerinde belediye, toplu taşımada “tekel” oluşturmaz. Bunların ikisini de Şanlıurfa Belediyesi yaptı.
Ama “tekel” oluşturmak isterken bir direnişle karşılaştı. Özel halk otobüsleri kooperatif olarak birlikte hareket ettiler ve ısrarla haksızlığa uğradıklarını iddia ettiler.
Ama belediye cephesinden hiç ses çıkmadı. Devletin kendisine verdiği güçle adeta meydan okudu. Medya aracılığı ile bu iddialar ısrarla gündeme gelmesine rağmen Belediye hiç dikkate almadı. Yaz günü oruçlu vatandaşların yollarda kalması da kimsenin umurunda olmadı.  Belki, buradaki asıl sorumlu belediye değil.  Özel halk otobüsleri kooperatifleri de üzerlerine düşen görevleri yerine getirmedi.  Ama bu iş kan akmadan çözüme kavuşmalıydı.
Neticede Şanlıurfa Belediyesinin BELSAN aracılığı ile girdiği toplu taşıma işini tamamen ele alamaması kavgalara neden oldu. Böylece aynı hatta çalışan belediye ve özel halk otobüsü sürücüleri arasında müşteri kapma yüzünden çıkan kavgada, bir kişi bıçaklanarak öldü.
Daha sonra, kavgada hayatını kaybeden sürücünün kuzeni intikam almak istedi. Ancak ailesinin kan davası başlangıcına yol açacak intikama karşı çıktı. O da 3 katlı evin çatısından atlayarak yaşamına son verdi. Böylece ölü sayısı iki oldu.
Ama dava hala kapanmadı. Sorun orta yerde duruyor. Bu kavga olayından sonra 3 özel halk otobüs kooperatif başkanları ortak açıklama yaparak;  "esnafımızın çalışma barışı bozulmuştur” dediler.
Bende buradan tüm yetkililere ve “akil adamlara” sesleniyorum. Biz medya olarak çok yazdık. Maalesef Şanlıurfa Belediyesi hiç tepki vermedi. “Ben güçlüyüm istediğimi yaparım” havasında. Ama bu sorun güçle çözülmez. Çözmeye kalktıkları için 5 çocuk yetim kaldı. 2 can toprağa verildi. Biri hapishaneye gitti.
Bu sorunun çözümü için “akil adamların” devreye girmesi lazım. Bir çok konuda aktif olan STK’larımız neden bu sorunda inisiyatif almazlar?!
Fakıbaba’yı AK Parti’ye geçirmek için Ankara’ya kadar giden Sivil Toplum Kuruluşlarımızın değerli başkanları neden Fakıbaba’yı, Otobüsçüleri razı edebceği bir formul için ikna etmeye çalışmazlar? Yoksa bu gariban insanların ölmesi, bir kişinin parti değişmesinden daha mı ehemmiyetsiz? Yetim kalan çocukların vebalı kimin boynunda olacak? Toplum olarak herkes sorumlu!.. her fert ve kuruluş üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli!..
Soru ve sorun çok!.. ama hiçbir sorun yoktur ki üstesinden gelinmesin! Başka ocakların sönmemesi için de bir an önce bu sorunun çözülmesi lazım!.. bilmem anlatabildim mi?..
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.