HAL KALDAN İYİDİR

HAL KALDAN İYİDİR

 Bu yazıyı Kutsal Belde, Makamı Mahmud Medine’den gönderiyorum. Tüm dostlara selamlar, dualarımla.

Duaların kabulü salih amele bağlıdır. Salih amelleri Mevlâ cümlemize nasip eylesin.

Zaman ahir ve ağır zamandır. Cahiliye adetleri, deccaliyet akımları insanlığı sarmış, ahlak, edep, haya, doğruluk zîr ü zeber olmuştur. Kurtulmak, bulaşmamak zorlaşmıştır.

Müslümanın en güzel libası takva elbisesidir: Allah’tan korkmak, Sünnet-i Seniyye’ye ittibadır. Medine’de kâinatın efendisi var. Ravza’ya gitmek için can atılıyor, yaşantısını kimse örnek almıyor.

Hz. Ömer var, kimse Hz. Ömer’in adaletinden nem kapmıyor. Hz. Ebubekir-i Sıddık var, kimse sadakat ve mertlikten nasipleninmiyor. Cennetü’l-Baki’de Hz. Osman var, on binlerce sahabe ve sahabiye var; kimse edep ve hayasından toz dahi kapmıyor.

Vâlidemiz Hz. Fatıma’tüz-Zehra da Cennetü’l-Baki’dedir. O Fatıma ki, vefat edince: “Beni gece karanlığında defnedin, namahrem göz bana değmesin” demiştir. Kapalı çıplakların, çağdaş sosyete nisaların kulakları çınlasın.

Medine Uhud’ta cihad kahramanları, şehitlerin sertaçları, Hz. Hamza, Mus’ab bin Umeyr ile beraber yetmişe yakın şehit sahabe var. Mağlubiyetle sonuçlanan Uhud Savaşı’nda ganimet için Okçular Tepesi’ni terk eden sahabelerin payı büyüktür.

Bugün İslam ülkelerindeki zillet; yönetimdekilerin, evcilleşmiş sözde ehl-i tasavvuf önderlerinin, dünyevileşmiş ve dini soygun düzenlerine uyduran sözde mollaların cihad, ahlak, adalet, adil paylaşım, doğruluk tepelerini terk etmelerindendir diye düşünüyorum.

Gündemler hayli kabarık. Ülkemiz, dünyada insanlık yanlış politikalarla köle gibi yaşamaya mahkûm edilmiş; karşı çıkanın hemen ağzı bantlanıyor, kalemi kırılıyor, ötesi zindana havale ediliyor.

Papa Türkiye’ye gelmiş; bir kelime yazmayı israf sayarım. Tek cümle: Batılın müntesipleri davalarına sadıktırlar.

2026 Ocak ayı maaş zamlarını bir aydan fazladır meddahlar dillendiriyor. Konuşan dillere, seyreden gözlere, yazan kalemlere yazık! Kalpleri müsilaj kaplamışlardan ne beklenir ki… Havuzun dibi delik, havuz su tutmuyor ki zamlar verilsin. Yazmaya bile değmez.

Enflasyonda zaman ayarlı düşüşle maaş zamlarını belirlemek, öz ifadeyle milyonlarca insanın hakkını gasbetmek, suç işlemektir, kul hakkını ihlaldir.

Ülkemizde bir barış rüzgârı esiyor. Lehte ve aleyhte olanlar var. Kim ne derse desin; gerçek barış isteyen, gizli ajandası olmayan, barışı siyasetine ve mevki-makamlarına alet etmeyenleri kutluyorum. Yeter ki kan dursun, annelerin gözyaşı dinsin.

İnsan bozulduğu için işler de bozulmuştur. Güven sarsıcı tablolarla karşı karşıyayız. Her gün yemekten, sebzeden zehirlenen sahneleri ekranlarda seyrediyoruz. Denetimsizlik var, cezasızlık var, eğitimsizlik var. Kime, neye güvenelim?

Sözde bazı “emlak zihniyetli” liderler dünyaya barış getireceklermiş… Filistin’de her gün mazlum Müslümanlar katlediliyor, işgal ediliyor, yardımlar ulaştırılmıyor, gündem bile olmuyor. Adalet soykırımcıların yakasına yapışmıyor.

Kal ile kitleler kandırılacağına, hal ile gerçek acıları dindirsin, gözyaşına son versin, fakirin, mazlumun, yoksulun elindeki alınmasın, bir nebze kendisine verilsin.

İslam ülkelerinin yer altı çok zengin, üstündeki halklar yoksul ve fakir; neden? “Zenginin malı fakirin çenesini yorar” sözü yanlış politikaların ürünüdür.Her gün kadın cinayetleri işleniyor. Lanetliyorum, mimsiz medeniyetin ürünü…

Bahis oyunları (kumar) lağım gibi patlamış, kokusu her tarafı sarmıştır.

Âlemlerin Rabbi, iman dolu tesisleri olan Mekke ve Medine’yi lâyık olanlara ziyaret etmeyi nasip eylesin.

Vesselam…