banner2
Öne Çıkanlar Türkiye Urfa Suriye Haliliye ABD

2. Çanakale Bilgi Yarışması! Çanakale destanı, Çanakkale Zaferi’nin 101’inci yılı etkinlikleri

 

BAŞKAN DEMİRKOL: ÇANAKKALE DESTANINI GELECEĞE AKTARMAYI HEDEFLİYORUZ

Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol, geçen yıl ilki gerçekleştirilen ve bu yıl ikincisi yapılacak konusu sadece Çanakkale olan bilgi yarışmasıyla ilgili İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci’yi makamında ziyaret etti. İl genelindeki 8’inci sınıf öğrencilerine dağıtılmak üzere bastırılan kitapları İlci’ye teslim eden Başkan Demirkol, amaçlarının Çanakkale Destanının geleceğe aktarılması olduğunu söyledi.

Haliliye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Çanakkale Zaferi’nin 101’inci yılı etkinlikleri kapsamında kent genelindeki ortaokul ve liselerde kompozisyon, resim, şiir okuma ve şiir yazma ile sadece 8’inci sınıf öğrencilerinin katılacağı bilgi yarışması programı hazırladı. Konusu sadece Çanakkale olan bu yarışmalarda dereceye girenlere ise ödüller taktim edilecek.

5 BİN KİTAP TESLİM EDİLDİ

Çanakkale Zaferi anısına yapılacak bilgi yarışmasında öğrencilerin bilgi sahipleri olması adına Haliliye Belediyesi tarafından 12 bin adet İbrahim Artuç’un yazdığı “1915 Çanakkale Savaşı” isimli kitabın basımı gerçekleştirildi. Başkan Fevzi Demirkol, bu kitaplardan 5 binin okullara tesliminin yapılması için İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci’yi makamında ziyaret etti. Belediye Meclis üyelerinden Abdurrahman Beyaz, Cuma Demir, Ferhan Karaçizmeli, İbrahim Felhan ve Nusret Kaya’nın da katıldığı ziyarette Başkan Demirkol, Çanakkale Destanının gelecek nesillere aktırılmasını hedeflediklerini söyledi.

Kitap teslimiyle ilgili açıklama yapan Başkan Demirkol, şunları kaydetti:
“Çanakkale Destanı’nın gençlerimize ve bu gençlerimizin gelecek nesillere aktarılması için bilgiyle donatılması gerekir. Çanakkale bir destandır. Bizde Haliliye Belediyesi olarak geçen yıl düzenlediğimiz gibi bu yılda geleneksel hale dönüştüreceğimiz bir hizmetimizi, 18 Mart’ta gerçekleştirmiş olacağız. Çanakkale ile ilgili il genelinde, Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Metin İlci’nin himayesinde kampanya düzenlemiş bulunuyoruz. Şanlıurfa il genelinde ilk önce sınıf içi, sonra sınıflar arası, okullar arası ve ilçeler arası olmak üzere konusu sadece Çanakkale Destanı olan bir bilgi yarışması düzenliyoruz. Sayın müdürümüze, Şanlıurfa genelindeki okullara dağıtılmak üzere kitap getirdik. Bu kitabın basımını Haliliye Belediyesi olarak biz gerçekleştirdik. Tüm Şanlıurfa genelindeki okulların tamamındaki kütüphanelerde bu kitabımız olacaktır. Faydasına inandığımız tüm etkinliklerimizde olduğu gibi bu da geleneksel hale gelecektir. Geleneksel 2’nci Çanakkale Şehitlerini Anma etkinliğimiz 18 Mart’ta finalle gerçekleşecektir.”

İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci ise Başkan Fevzi Demirkol’a teşekkür ettiği konuşmasında, “Haliliye Belediye Başkanımız Fevzi Demirkol ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etmek istiyorum. 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma vesilesiyle geçen yıl okullarımızda gerçekleştirmiş olduğumuz Çanakkale ile ilgili bilgi yarışmasında, Haliliye Belediye Başkanlığımızın sponsorluğundan çocuklarımıza çeşitli ödüller verilmişti. Geçen yıl başlattığımız bu kültürel etkinliğe bu yılda devam ediyoruz. Haliliye Belediyesinin bu ve buna benzer çalışmalarını taktirle karşılıyoruz. Beş bin kitabın çocuklara dağıtılacak olması, çocukların elinde Çanakkale ile ilgili kitabın olması bizim için anlamlıdır” diye konuştu.

Çanakkale destanının özeti

Çanakkale destanı nedir? Çanakkale destanının kısaca özeti:
İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

Birinci Dünya Savaşı içinde, tarihin en kanlı muharebelerinin cereyan ettiği bölümü olarak bilinir. Bu savaşlar Türk Milleti'nin sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır. Türk Milleti'nin geçit vermediği deniz ve kara savaşlarının ardından 1. Dünya Savaşı uzamış ve düşman kuvvetlerinin bir günde zafere ulaşma ümidi yok olmuştur. Eğer, kaharaman Türk Askerimiz canını keskin kurşunlara siper etmeseydi, İstanbul işgal edilir ve vatan istilaya uğrardı. Türkiye'nin dört bir yannından gelen Mehmetçiklerimiz Çanakkale’de destan yazmışlardır.

Çanakkale Muharebeleri, dünya tarihinde ender rastlanan deniz ve kara savaşlarından biridir.Siyasî açıdan, birçok emelin, ihtirasın, idealin düğümlendiği; askerî açıdan, insan gücünün, azminin, inancının yanısıra, âlet, edevat ve teçhizatının yeterince denge kuramadığı; vatanını savunanlarla istilâya gelenlerin birbirlerini boğazlamak, yok etmek üzere yarım milyonun üzerinde insanın hayatlarını kaybettiği veya sakat kaldığı ve sonuçları itibariyle de, geçmişte olduğu gibi, birçok yanlış hesabın suya düştüğü bir savaştır.

MEHMET AKİF ERSOY ÇANAKKALE DESTANI İÇİN "ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ"NE YAZDIĞI ŞİİR:

Çanakkale Destanı'nı Mehmet Akif Ersoy, yüksek milli duygularla içinden geldiğince yazmıştır.1908'den beri aruz ölçüsü kullanarak manzum hikâyeler yazan Milli Şair, Balkan Savaşı yıllarından sonra destansı şiirler yazmaya başlamıştır. “Çanakkale Şehitleri'ne“ adlı şiiri bu destan türlerine örnek olan ilk büyük eseridir.98 yıl aradan sonra bugün duyduğumuzda Çanakkale Muharebesi'nde yitirdiğimiz değerli şehitlerimizin manevi huzurunda saygıyla o günlerin vahşetini hissediyoruz. Bu değerli destanı o dönem kullanılan Türkçe üslupla anlamayanlar için bugünün Türkçesi ile yazmak, paylaşmak istedik.

Çanakkale Şehitleri'ne

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kalabalık orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne yüzsüzce bir yığınak ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp hapishanesi, yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, insanoğlunun bütün kavimleri,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Cihanın yedi iklim dikiliyor karşısına da,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hintli, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, veba mikrobunu bile utandırır bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci yüzyıl yok mu, o soylu yaratık,
Ne kadar gözdesi varsa ise, hakkıyle alçak,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü içinde gizlediği şeyleri utanmazcasına.
Maske yırtılmasa hala bize çok güzel bir yüzdü o yüz
Medeniyyet denilen kahbe, gerçekten, yüzsüz.
Sonra lanet olasının yakıp yıkmak için kullandığı araçlar,
Öyle korkunç ki: Eder her biri bir ülkeyi harap.

Öteden yıldırımlar parçalıyor ufukları;
Beriden zelzeleler kaldırıyor derinlikleri;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce ateş,
Atılan her ateşin yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne korkunç tipidir: Savrulur insan parçaları...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık göğüslere,
Sürü halinde gezerken sayısız uçak.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik siperler ister, ne siner düşmanından;
Alınır kale mi göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet ona,haşa, boyun eğdirebilir ki?
Çünkü o sağlam istihkam Allah'ın eseri.

Güçlü yapılmış yerler bile sarılıp indirilir
Ama, insanın azminin yolunu kesemez insan yapısı eserler
Bu göğüslerse İlahi yapının sonsuz sınırı.
Allah 'o benim en güzel eserim,onu çiğnetme'dedi
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şehitlerin gövdesinden oluşmuş bir baksana dağlar taşlar
O, namazdaki rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir bayrak uğruna, ey Rabbim, ne askerler şehit oluyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten atalarımız inerek öpse o temiz alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor İslam'ı...
Bedr'in arslan gibi askerleri ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek mezarı kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
O tarih kitabı altüst ettiğin çağlara da yetmez.
Seni ancak sonsuzluklar kapsayabilir.
'Bu, taşındır' diyerek Kabe'yi diksem başına
Ruhumun İlahi ilhamını duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da örtü diye,
Kanayan kabrine sersem bütün yıldızlarıyla;
Mor bulutlarla açık türbene bir tavan çatsam,
Yedi kandilli Ülker Yıldızı'nı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece ay ışığını getirsem yanına,
Türbenin bekçisi gibi gibi tâ güneşin doğuşuna dek bekletsem;
Gündüzün avizeni güneşin taze ışıklarıyla silme doldursam
Tüllenen gurubu, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son Haçlı Ordusu'nun hamlesini kırarak,
Doğunun en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi büyüklüğüne hayran ettin...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran etmek üzereyken,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, cisimlerde dolaşır ruhun ve adın
Sen ki, bütün yüzyıllara gömülsen taşacaksın... Yazık!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu savaş...
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden mezar,
Sana kucağını açmış duruyor Peygamber

Mehmet Akif ERSOY

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.