banner2

Milyonlarca gencimiz ve eğitim ordusu onbeş günlük tatile giriyor. Karne alanlar, sevinçler üzüntüler yan yana. Başarılı öğrenciler sevinçli, başarısızlar hüzünlü, eğitim ordusu kahramanları ise öğretmenlerimizdir. Onlar da tatilde en az stres atıp dinlenme fırsatı bulacaklar. Dile kolay milyonlarca genç, bazı küçük devletlerin nüfusu kadar,  bu gençlerimize devletçe ne verdik ve ne biçtik? Sorgulanmalıdır. Milli Eğitim’den emekli olmuş ve geçmişte Eğitim Bir-Sen yönetiminde olmam hesabı ile öğretmenlerimizden çok kişiyi tanırım. Emekli olup, öğretmen ve memurlar ek iş yapıyor yoksa geçim olmaz diyor. Ak Parti İktidarı döneminde en çok ezilen az maaş alan emeklilerdir. Maaş zamları açıklandı yine en düşük maaş emekliye yapıldı. Bu hak ihlali emekliyi düşündürüyor. Ümitler tükenmeden memur emeklilerine yüzdelik değil seyyanen iyileştirici zam yapılması gerektiği kanısındayım. Emekli alın terini devlete peşin verdiği için çalışanla arasındaki geniş farkı görüyor. Onun için emekli, devletçe sanki atıl vaziyettedir gibi bir izlenim var. Hele de geçici öğretmenlik yapan ücretli öğretmenlerin durumu içler acısıdır.  Delik çok geniş, yama çok küçük onlarda sıkıntı girdabında, ücretli olup ta dert yanmayan yok.

Öğrenci tatili olduğundan dolayı öğrencilerden bahsetmek lazım. Hatırımda iken hemen belirteyim. Geçmişte olduğu gibi kötü emelleri için kullanılmaya müsait öğrencileri tekrar bir plan dâhilinde bir birine düşürmek, sokaklara salmak, kötü emeller için kargaşa çıkarmak isteyenler yine devrede gençlerin bu tuzaklara düşmemesi dileğimizdir. Yetkililerin önlem almaları arzumuzdur. Bir toplumun gençliği çok mühim olmakla beraber ülkelerin geleceği gençlikleridir. Batıda doğurganlık kalmadı, gençlik tükenmek üzere, İslam ülkeleri bil hassa Türkiye’miz gençlik bakımından çok zengindir. Üzücüdür ki gençlik ideolojiler adına bazen yazboz tahtasına döndürülüyor. Dershaneler bunun en büyük örneğidir. İmtihan şekilleri de gençliğin korkulu rüyalarıdır. Gençliğin en büyük çıkmazı eğitim sitemi ve karma eğitim şekilleridir. Karma eğitimle gençlik uyuşturuluyor. Medeni, insani ülkelerinin hiç birinde karma eğitim yoktur. Bizdeki din düşmanları karma eğitimin lafı olunca “Aman irtica hortladı diyorlar.” Vay zavallılar vay. Gençliği bekleyen kurşundan daha beter yara maneviyatsızlıktır... Allah, Peygamber ve dinden haberdar olmayan gençlik uçuruma yuvarlanmaya mahkûmdur. Oysa şanlı geçmişimizin gençliği medreselerde dini, ahlaki ve ilmi eğitim aldığı için dünyaya hâkimdi.

Vakıf, dernek, yurt vasıtası ile parası olanlar çocuklarını bu gibi yerlere gönderiyordu. Ne yazık ki raydan çıkan bazı durumlar insanımızı küstürdü. Bu boşluğun yerini devlet mutlaka doldurmalıdır. Bu durumlarda öğrencilerin önünü açması gerek. Mali külfetleri öğrencilerin sırtından almalı ki her öğrenci rahatça okuma şansı yakalasın. Başta devlet eğitim sistemine neşter vurmalı, ezberci, maddeci, eğitimden vazgeçmelidir. İçi boş diplomalılardan ülkeye hayır gelmez. Gençliği bekleyen tehlikeli tuzaklardan biride uyuşturucudur. Gerçi yetkililer uyuşturucu en az terör kadar tehlikelidir diyorlar. Gençliği, uyuşturucu tuzağından kurtarmak için zaman kaybetmeden önlemler alınmalıdır. Uyuşturucu sektör haline gelmiş, ciddi yaptırımlar gerektirir. Gençliği bozan kötülüklerden biri de açıklıktır.  Çok genç ana babadan habersiz bir birine âşık oluyor ve evleniyor. Aile istemese de duygusal evlilik olduğu için kısa zamanla aile yıkımı ile son buluyor. Yani boşanmalar her gün daha da artıyor.

Gençliğin en büyük eksikliği okumamak ve bugünkü gençlik kitap okumadan çok uzak, gençler merakını internetle gidermektedirler. Buda felakettir. Gençliği ne yapıp edip kitapla buluşturmak hepimizin görevidir. Bu genç ordumuz için bir önerim: Bu tatilde gençler camilere doldurulsa, güzel hatiplerimiz din dünya derslerini bu gençlerimize anlatsalar olmaz mı? Bir ülkenin en büyük yatırımı gençliğidir. Gençliğini ihmal eden devletler ağır bedeller öderler. Yarın dünya karnesini alan milyonlarca gencimiz, dünyadan göçünce ahiret karnesine iyi notlar düşüren gençliğe ihtiyacımız var. Gayemizde bu olmalıdır. Geçmişimizle hep övünürüz, Mehmet Akif’ten, Necip Fazıl’dan üstatlardan, komutanlardan hep övgü ve iftiharla bahsederiz asrımızda niçin aynı tipte insanlar yetiştirilemiyor. Hiç sorgulamayız…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.