banner2

Öyle büyük oyunlar oynanıyor ki; bazen insanın havsalası almıyor. Dünyayı sarmalayan “domuz gribi ve korkusu  herkesi tedirgin etti.

Öyle ki; maskeler dağıtılıyor, “risk grupları” açıklanıyor, okullar tatil edilmesi gündeme alınıyor, domur gribinden ölenleri çetelesi tutuluyor, medyada gerek görsel gerekse gazetelerde manşetlerden inmiyordu.  (Medya da zaman zaman manipüle haberlere rastlanır)

Türkiye 40 milyon küsur doz domuz gribi aşısı sipariş etti.  Aşıların alınmasıyla birlikte yüksek perdeden çıkan sesler düşmeye başladı.

Türkiye'de Sağlık bakanı Recep Akdağ'ın ısrarla “aşı olun” tavsiyesi aksine Başbakan Erdoğan'ın “ısrarla aksini söylemesi” arasında gittik, geldik.

Domuz gribi aşılarını alan ülkeler pişman.  Elden çıkarmak için çalışmalar yapıyor. İtalyan gazetesi La Repubblica'da yayımlanan habere göre, domuz gribiyle mücadele çerçevesinde 675 milyon avro vererek 94 milyon doz aşı alan Fransa, bu aşıların 300 binini Katar'a, 9 milyonunu Dünya Sağlık Örgütüne sattığını belirtiyor. 

 Yaklaşık 50 milyon doz aşı satın alan Almanya'nın da elindeki aşıların büyük bölümünü satışla eritmek için Kosova, Moğolistan ve Maldiv Adaları gibi ülkelerle görüştüğü belirtildi. Hollanda ise elindeki 34 milyon doz aşının 19 milyonunu satmak istiyor.

Devletler nezdinde yaşananların kronolojisini kısaltarak verdim.  

İşin vahameti başka!...

“Domuz gribi” varmıydı? Evet vardı. Salgın bir hastalık mıydı? Evet salgın hastalıktı. İnsanları hemen öldürüyor muydu? Evet öldürüyordu?

Ancak…

Bu aşıda bir “domuzluk” varmış. Çünkü “domuz gribi aşısı” dedikleri “doz”un yan etkisini bilen yoktu?

Danimarka eski dış işleri bakanı Dr. Rauni Kilde'den insanların kanını donduran açıklama geldi.

Dr. Kilde, bir televizyona yaptığı açıklamasında, “ABD, hiçbir maddi kayıp yaşamadan hatta milyarlarca dolar kazanarak dünya nüfusunu üçte iki oranında azaltmayı hedeflemektedir” iddiasında bulundu.

Bu düşüncenin eski ABD Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger'e ait olduğunu söyleyen Dr. Kilde, 14-15 Mayıs 2009 tarihinde yapılan Bilderberg Toplantısı'nda bu kararın alındığını belirtti.

Dr. Rauni Kilde, “Böylece aşıyı tercihli değil zorunlu yapmak istiyorlardı. Özellikle hamile kadınların ve çocukların ilk önce aşı ile zorunlu tutulması gelecek nesilleri hedeflediğini göstermektedir, Hiç kimse aşının bir yıl, beş yıl ya da 20 yıl sonra ne gibi etkilerinin olacağını bilmiyor: Mutlak kısırlık mı? Kanser mi? Ya da ölümcül herhangi bir hastalık mı?” dedi.

Dr. Rauni Kilde, “Amerikan yönetimi ileride bundan dolayı doğacak herhangi bir sıkıntıdan dolayı ilaç şirketlerine bir sorumluluk yüklenmemesi için şimdiden önlemini aldı ve onları tüm sorumluluklardan muaf tuttu. Bu bile işin ciddiyetini göstermeye yeter” şeklinde iddialarda bulundu.

Domuz gribi salgını” biyolojik bir silah olarak deneniyor.

Domuz gribi aşısı olarak piyasaya sunulan aşı daha büyük felaketlere sebep olacak nitelikte “toz” içeriyor.

Şimdi piyasa dolanan aşı ise “ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek” gibi bir şey.

Yarın ne olacak?

Böyle kötü bir sonuç doğarsa vebalini kim üstlenecek?

İLGİLİSİNE

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Kanuni Sultan Süleyman)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.