banner2

  Birçok ilmimizde olduğu gibi Şanlıurfa’da da çarpık kentleşme tam hız devam ediyor. Şanlıurfa belediye başkanlığını iki dönem üst üste kazanan ve halen başkanlık makamında oturan Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba ve ekibi; üzülerek ifade etmeliyim ki belediyecilikte sınıfta kalmıştır!

  Her ne kadar pohpohlansa da, ne kadar başarılıymış gibi gösterilse de; gözle görülür bir başarıları ve çalışmaları olmamıştır, Fakıbaba belediyesinin…

  Fakıbaba başkanlığında ki Şanlıurfa Belediyesi yaklaşık 8 yıldır kentsel dönüşümü yapamamış, haleplibahçe mahallesi ve civarının tüm harabe evlerinin dış cephelerini BADANA yaptırarak adeta üçüncü sınıf bir belediyecilik örneği sergilemiştir.

  Trafikte ciddi bir rahatlama yapılmamış, alternatif yollar açılmamıştır. Vatandaşlar Kenar mahalleler dâhil, tüm caddelerde trafikte işkence çekmektedirler.

  Son 5 yıldır hızla gelişen ve kentleşen ‘Devteşti’ bölgesindeki imar planı tam bir içler acısı, daracık sokak ve caddeler, yapışık/bitişik nizam 3-4 katlı binalarla başını almış gidiyor.

  Şanlıurfa Belediyesi, hızla artan nüfusun konut sorununu, kentin varoşlarında (Direkli bölgesi, Devteşti bölgesi, Eyyubiye bölgesi vb. yerlerde) gecekondu tarzı yapılaşmayı teşvik ederek çözdüğünü zannediyor. Aynı zamanda imara açtığı çok az miktardaki arazi nedeniyle rantiyenin ve rantiyecilerin ekmeğine yağ sürmeye devam etmektedir.

  Sokak ve caddeler şimdiden hızla artan yerleşim yerlerinde ki yoğunluğu taşıyamazken; çok değil birkaç yıl sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

  Devteşti bölgesinde ki bitişik nizam 3-4 katlı binalara 7 metrelik sokakların verilmesi o mahallenin trafik akışını şimdiden kilitlemiştir. Düşünün bir sokakta yan yana ve karşılıklı olmak üzere 12 bina (ki daha fazla olan sokaklar da var) olduğunu hesap edersek, her binayı çiftli kabul edelim, (3 lü olanda var).  Buda en az 24 eve tekabül eder. 24 aile, bunun yarısının arabası olsa bile o küçücük sokakta 12 araba eder. Bunun misafiri var, şuyu buyu var! Genişliği 7 metre olan bir sokakta karşılıklı iki araba park edildiği zaman, o sokakta Allah muhafaza bir yangın çıksa yangın arabası sokağa giremez.

  Üstelik geçen yıl yapılan binaların çoğunda binanın temel katı yerin dibinde olduğu için olası ciddi bir yağmur da o evlerin tamamına yakını suyun altında kalması kaçınılmazdır.

  Yol ve sosyal tesislerin yetersiz olduğu bir şehirde iyi belediyecilikten ve başarıdan bahsedilemez.

  İmar ve/veya kaçak yapı biriminde rüşvetlerin döndüğünden herkes bahsediyor/iddia ediliyor, ancak bu bir türlü engellenemiyor. Şimdi birileri çıkıp iftira etme, elinde belgen var mı diyecek ama maalesef rüşvetin belgesi olmadığı gibi, tespiti de çoğu zaman zor oluyor. Çünkü minareyi çalmak isteyen önceden kılıfını hazırlıyor! Bu yüzden elimizde belge olmadığından dolayı sadece iddiadan ibaret sayılıyor ve öyle kalıyor.

  Bazı verilere göre Türkiye’de İstanbul ve Ankara’dan sonra kentsel rantın en fazla artış gösterdiği şehrin Urfa olduğu saptanmıştır. Bunun iddia olması bile bize utanç olarak yeter.

  Tavsiyemiz: Acilen çarpık kentleşmeye son verilmeli, yeni imara açılan arazilerde yol, kat ve alt yapı sorunu çok iyi hesap edilmelidir. 3 yıl sonrasını değil, en az 50 yıl sonrasını taşıyabilecek şekilde yapılmalıdır.

  Birimlerin başına ehil insanlar getirilmeli, dürüstlük ve vicdan ön planda tutulmalıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.