banner2
  Hayatın her alanında ve tüm işlerimizde, özellikle sistem bazında çelişkilerle yaşıyoruz. Ahlakın rafa kalktığı ve ahlaksızlığın prim yaptığı zamana; tamda bu zaman diyebiliriz. Öyle ki kendisine ahlaksızlığın arttığını ve açıkça fuhuş yapıldığını söyleyenlere; devletin üst kademesinde asayiş ve güvenlikten sorumlu ve yetkili bir bürokratın bile nasıl çaresiz kaldığını şikâyet ve yakınmasından anladık. Olay haberlere şu şekilde konu oldu:
  -Bursa emniyet Müdürü Ali Osman Kahya’nın muhtarlarla yaptığı bir toplantıda şunları kaydetti; “Tarafların isteği olunca yasal olarak müdahale etmelerinin mümkün olmadığını belirten Emniyet Müdürü Kahya, "Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültür park’ın içinde her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi.
  “Kültür park’ta her ağacın dibinde bir çift var. Sanki yatak odalarında gibi hareket ediyorlar. Bu, kanıma dokunuyor benim. Ama her iki taraf gönüllü olunca elden bir şey gelmiyor. Müdahale etsek, özgürlüğümüzü kısıtlıyorsunuz diye bizi de şikâyet ediyorlar. Maalesef yasalarımız böyle” şeklinde konuştu.”

  Bir ilin emniyet müdürü de böyle önemli fakat basit bir konuda aciz kaldığını söyleyip yakınıyorsa, normal vatandaş ne yapacak, kime sığınacak, kendini ve çocuklarını nasıl muhafaza edecek. Oysa ahlaksızlık bir hak ve özgürlük değildir. Ahlaksızlığa rıza ve müsamaha gösterilemez.
  -Başka bir çelişki ise şudur; Anadolu da birçok kentin yılda bir kurtuluş günü kutlaması, ama ne kurtuluş ne anma! Mesela; Urfa sözde Fransızlardan, Maraş İngilizlerden Kurtarıldı... Peki, Sütçü imam niye Cuma namazını kıldırmayıp, mücadele başlattı. Çünkü Müslüman kadının çarşafına/örtüsüne el ve dil uzatıldığı için. O halde bu günün o günden farkı var mı?
  Her yer çıplak dolu, başörtülü okula gidemiyor, başörtülü çalışamıyor, başörtülü kovuluyor… Nerede kaldı kurtuluş, nerede kaldı istiklal, ne anlamı var kutlamanın. Üstelik kurtuluş günleri veya bayram günlerinde kız öğrencileri çıplak bir şekilde sahneye alıp oynatmaları da ayrı bir rezillik.
  -Bir başka çelişki ise Ak Partiden; AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı'nca hazırlanan anayasa tasarısında, genel olarak kamu hizmetlerinde çalışanların kıyafetlerinin serbest ama mesleği öğretmenlik, polislik ve yargıçlık olan hanımların başlarının açık olması gerektiği gibi bir maddeye de yer verilmiş olması… Sanki bu meslektekiler dinen başörtü emrinden muaf tutulmuşlar gibi, bir hak verilecekse veya isteniyorsa, ayırım yapılmamalı.
  Sanki Ak Partili kadınlar; bilinen Kemalist-laiklerin, kamu hizmetlerinde memur(e) olarak çalışacak olanların 'başörtülü olmamaları' gerektiğine dair görüşlerini biraz daha daraltıp, birkaç meslek grubuyla sınırlandırarak kabul etmişler... Bilindiği üzere, yıllardır bu ülkede örtülü olmak, ancak hizmetçi, temizlikçi, çaycı, vs. gibi geri hizmette/müstahdem kadrolarda çalışanlar için fiilen caiz görülmüştür, laik zorbalar ve statükocular tarafından.  
  -Başörtüsüyle okuluna devam etmek isteyen fakat okul idaresi tarafından okula alınmayan Gaziantep Şehitkâmil İMKB ilköğretim okul öğrencisi Şüheda Çevik'in annesi Güllü Çevik'e kızının eğitim hakkını araması nedeniyle 2 yıl 10 ay hapis cezasının verilmesi.
  -Peygamber sevgisi mitinglerinin mimarı Mustazaflar İle Dayanışma Derneği, (Mustazaf-Der)’in; mahkeme kararıyla kapatılması…
  -Şampiyon oldular veya olamadılar diye spor/futbol da terörün estirilmesi, ortalığın yıkılması, silahlarla ateş edilmesi, kavgalar, araba devirmeler, yıkmalar, insanların korku ve dehşeti düşürülmesi, ses ve gürültüyle beraber trafiğin felç edilmesi… Trafikte terörün estirilmesi... Ve daha neler neler, bunların hepsi sizce normal mi? Sözde spor, sözde centilmenlik, ama hareketlerin terörden farkı yok!
  Tüm bu parçaları birleştirdiğimizde hayatımız da ve etrafımızda birçok haksızlıkların ve çelişkilerin cereyan ettiğini görüyoruz. Vesselam…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.