banner2

Yaratıcının tüm insanları bir erkek ve dişiden, bunların da ilk insan Hz. Adem ile eşi Havva olduğunu bilmeyen yoktur. Farklı şekilde de olsa tüm dinlerde bu geçer ve kabul edilir.

Yaratıcı yani Allah-u Teala, bu konuyu Kur’an-i Kerimin Hucurat Suresi 13. Ayetinde “Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır.” Diye bize bildirmektedir.

Peki, yaratıcı insanları niçin yaratmıştır, yarattıktan sonra kendi hallerine, başıboş mu bırakmıştır? Diye soracak olursak; yine değişmez kitabımız Kur’an’a başvurmak zorundayız.

Evet yüce Allah; Zariyat suresi 56. ayette “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Diye buyurmaktadır.

Başka bir ayette; “O, Hanginizin Daha Güzel Amel Yapacağını Sınamak İçin Ölümü Ve Hayatı Yaratandır. O, Mutlak Güç Sahibidir, Çok Bağışlayandır.'' Mülk suresi, 2. Ayet

Demek ki yaratıcı insanları yaratmış ve onları başıboş bırakmamıştır. İnsanların sorumlulukları vardır. Hesap vereceği yerler vardır. Başta kendi yaratıcısı olmak üzere, ana-baba , akraba, toplum, devlet, insanlık, dünya vs.. tüm bunlara karşı sorumlulukları vardır...

Özgürlük

Özgürlük ucu açık, sonu nereye varacağı belli olmayan uyduruk batılı bir kavramdır. Oysa olması gereken özgürlük değil, temel insan haklarına önem vermektir. İnsan hak ve hürriyetleridir. Olması gereken budur... Her insan doğuştan Hürriyet sahibi olarak doğar. Temelde tüm insanlar eşit haklara sahiptirler... Örneğin: Yaşama hakkı, kazanma hakkı, bilgi edinme ve eğitim hakkı, kendi dini inancını yaşama, ana dilini konuşma hakkı… ana dilinde eğitim görme hakkı gibi temel haklarda tüm insanlar eşittir. Bu konuda ayrımcılık yoktur. Olamaz... Bir insanın hakları başkasının haklarını engelleyemez. Bir toplumun, bir devletin hakeza.... Devlet millet için, insan için vardır. İnsanlar devletler için olmaz. İnsanlar doğru yaşadıkça, yasatıldıkça devletler de o kadar yaşar...

Bizim kültürümüzde ‘Özgürlük’ diye bir kavram yoktur. Bizde insan hakkı/hakları vardır. Sınırları yaratıcının belirlediği, Kur’an’la disipline ettiği insan hürriyeti vardır.

Batı kaynaklı Özgürlük ise; sonu nereye gittiği belli olmayan, bazen sınır tanımayan, özgürlük adı altında her türlü insan ahlakına aykırı davranışlarda bulunmak vardır. Bu konuda eğitimci bir dostumun sınıfta karşılaştığı bir sıkıntıyı anlatmak istiyorum.

Lise öğretmeni olan bir dostum anlatmıştı; “sınıfta ders yaparken bir konu anlatıyorum. Baktım bir kız öğrencimin kulağında kulaklık var, yanına gittim, evladım, bu kulağında ki nedir diye sordum..” öğrencim; “hocam müzik dinliyorum” diye cevap verdi. “Ders içiresinde müzik olur mu” diye sorunca; “ben özgürüm kimse bana karışamaz..” diye çıkıştı…

Tabi öğretmen arkadaş güzel bir dil ile anlatmaya çalışmışsa da; kız öğrenci biraz da ters bir tip olduğu için anlamak istememiş, karşı gelmiş, kız çocuğu olduğu için öğretmen arkadaş baskı da yapamadığını söyledi..

Yani bu sadece bir örnek, özgürlük adı altında, özgürlük yüzünden (!) birçok yanlışlar yapılıyor. Birçok yuvalar yıkılıyor. Çocuklar anne babasına karşı geliyor.

Kısacası; özgürlük değil, sevgi, saygı, ilgi ve bilgi önemlidir. İnsan hakları önemlidir. Yasalarımız, derslerimiz ve eğitimimiz bu yönde olmalıdır.. vesselam…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.