banner2

Son bir yıldır Başbakan Tayip Erdoğan Köşke çıkma sinyallerini veriyor.
Bu sinyalleri de son altı ayda sık sık vermeye başladı. Hele “Bu kardeşiniz size hakkını helal ediyor. Siz de hakkınızı bana helal ediniz” sözü, inkar edilse bile, köşke çıkmak için net bir mesajdır. Zaten Sayın Başbakan köşke çıkmak için sadece sözlerle sinyal vermiyor. Bu konuda farklı adımlar attı bugüne kadar.
Şöyle ki:
Önce bir kanun çıkararak Abdullah Gül’ün görev süresinin yedi yıl olduğunu ve Cumhurbaşkanlılığı seçiminin 2014 yılında olacağını karara bağladılar. Böylece Sayın Gül ikinci defa aday olamayacağını anlamış oldu. Bu durumun, partide bölünmelere yol açıp açmayacağı yolunda ciddi tartışmalar yapıldı.
Sonra yeni Anayasanın hazırlık safhalarıyla ilgili olarak Köşke çıkma sinyallerini vermeye başladı.
Sayın Başbakan, tam da Başkanlık sistemine uygun bir Anayasanın hazırlanması için kurmaylarına talimat vermişti. Mecliste yer alan Kurmayları, başkanlık sistemini reddetmedikleri gibi, başkanlık sistemi için gerekli olan kurallara da yeşil ışık yakıyorlardı hep.
Üstelik Muhalefetin “Siz başkanlık sistemini savunuyorsunuz” sözlerine karşı “Hayır, savunmuyoruz” demiyorlardı. Tersine, Sayın Başbakandan diğer Kurmaylara kadar Bütün AK Partili yetkililer, başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini ileri sürüyorlardı.
Belli ki, Sayın Başbakan, köşke çıkarken, Merhum Turgut Özal’ın Partisinin başına gelenlerin, kendi partisinin başına gelmesini istemiyor. Bu yüzden Sayın Başbakan son zamanlarda“Taraflı ve siyasî bir partiye mensup olan  bir Cumhurbaşkanından” açıkça söz etmeye başladı.
Kısacası Sayın Başbakan, gıl-u gış olmadan bir cumhurbaşkanlığı sürecine hazırlanıyor. Yani hem partisinin başında kalmak istiyor, hem de Türkiye’nin, yeni yetkilerle donatılmış ve adına “BAŞKANLIK” denilen Türkiye’nin en büyük makamında oturmak istiyor.
Peki, eğer başkanlık sistemi gerçekleşmezse Sayın Başbakan partinin başına kimi getirebilir?
Bunu şimdiden konuşmak biraz zor gibi. Çünkü parti içinde bu görevi yapabilecek o kadar çok aday da yoktur.

Acaba Numan Kurulmuş bu iş için Partiye çağrılmış olabilir mi? Buna hiç ihtimal vermiyorum.
Türkiye’deki oyların yüzde ellisini alan Ak Parti gibi bir Partide siyaset yapmaktan vazgeçip alternatif bir parti kuran bir adamın gelecekle ilgili öngörüsü tartışılır.
Ben daha önce de Numan Kurtulmuşla ilgili birkaç yazı yazmış ve “Acaba Numan Kurtulmuş iktidara nasıl yürüyecek?” sorusunu sormuş ve bu Soruya şu cevabı vermiştim: “Eğer Ak Parti büyük ve onarılmaz bir kriz yaşarsa…”
Öyle görünüyor ki, Has Parti eski genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve Saadet Partisi yöneticileri hakkında daha çok yazılar yazacağız.
Haziran ayının ortasından itibaren zaman zaman Urfa’nın dışına çıktığım için internete kolay kolay ulaşamıyordum. Bu yüzden yazılarıma ara verdim. Devam edeceğim inşallah. Okuyucularımın Ramazanlarını ve Leyle-i kadirlerini tebrik ediyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.