banner2

Şanlıurfa’da Pazar günü AK Parti kongresi vardı.
Kongre AK Parti’nindi ama kongrede başta Urfa olmak üzere herkesi ilgilendiren mesajlar verildi.
Öncelikle kongre’deki ve kongre öncesi gelişmelere dikkat çekelim.
Kamuoyunun da bildiği gibi kongrede Başbakan Erdoğan eski İl Başkanı Yusuf Eğilmez’i tekrar aday gösterdi. Ama birileri bunu hazmetmedi. Yeni bir “ceket” olayını yaşatmak için var güçleri ile devreye girdiler.
İşin acı tarafı; aday olan Ali Delioğlu ve onun yanında sağ kolu gibi duran eski il başkanı Mehmet Ekinci madalyonun görünen kısmında durdular. Ama arkalarında Fakıbaba’ya ceket giydirip “tren”den indirenler ve her platformda bu ceketçi taifeye verip veriştirenler ittifak halinde çalıştılar.
İl başkanlık seçimi de olsa “koltuk sevdası” nedeni ile ilke ve ahlakın ne kadar siyasetten uzaklaştığına şahitlik ettik.
Önce aday olduğunu, Bakan Faruk Çelik dahi araya girse çekilmeyeceğini söyleyerek kararlılık gösteren Ali Delioğlu, sonra da basın toplantısında; “Recep Tayyip Erdoğan yanlış bilgilendirildi. Benim aday olduğumdan haberi yoktu. Yahya Akman çekilmem yönünde baskı yaptı. Bu yüzden ben de çekildim” dedi. Bu açıklamaların nasıl yorumlandığı konusunda Karar okuyucuların…
Başbakan ve Kürt Açılımı
Kongre için Şanlıurfa’ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, GAP arena stadında yapılan kongredeki konuşmasında en önemli mesajı, “Kürt Açılımı” olarak bilinen demokratik açılımı yönelikti.
“Açılım Bitti” eleştirilerine AK Parti’nin kurulduğu 2001 yılındaki heyecanlarını koruduklarını asla gevşeme göstermediklerini söyledi. Hem Kırıkkale'deki anne hem de dağdaki çocuğun annesi ağlamasın diyerek bir birine düşürülmüş bir milletin acılarını nasıl hissettiğini göstermesi çok önemliydi. Ama o da biliyor ki bu iş çok uzadı. Milletin AK Partiye yüklediği misyon sanki biraz ağır gelmeye başladı. Bir yanda çeteler. Bir yanda devlet içinde devletleşen Ergenekon yapısı. Bir yanda PKK ve Kürt sorunu. AK Parti bir kere bu ipi göğüsledi. Şimdi gevşeklik göstermemeli. Özellikle Kürt sorunu konusunda insanların artık beklemeye tahammülü kalmadı. İnsanlar artık somut bir beklenti içerisinde.
Bu hafta yapılan il başkanlık seçimlerinde gördüğümüz manzara, AK Parti ve Erdoğan’nın misyonundan çok partililer “koltuk sevdasında”dırlar. Sanki AK Parti sorunları çözmek için kaht-ı ricâl sorunu yaşıyor. “kaht-ı ricâl” nedir diye sorduğunuzu biliyorum. Ben onu açıkladığımda herhalde ne dediğimi daha iyi anlaşılır:
KAHT-I RİCÂL/ ADAM KITLIĞI
Tarihin her devrinde kaht-ı ricâl sorunu yaşanmıştır. Nitekim Filozof Diyojen’in gerçek adamı aramak için gündüz fener yaktığı ve fenerle ne aradığını soranlara, “adam arıyorum, adam” demişti.
Kaht-ı ricâl’in yaşanmadığı ya da en az yaşandığı dönem olarak Sahabe Devri’ni de sayabiliriz. bu devirde Hz. Ömer (ra), Sahabe-i Kirama: “Bana yardım ediniz dediği zaman, “Edelim ya Ömer! İstersen mal ile, istersen mülk ile, istersen para ile, nasıl istersen öylece yardım edelim.” dediklerinde, O, “Hayır hayır, bana her şeyden önce, adam lazım, adam!” demiştir.
Acaba bu gibi ülke için hayati öneme sahip konuların çözümü için bu partide koltuğa tabi olanların kaçta kaçı sorumluluk yüklenmek istiyor? Acaba Başbakan’da Filozof Diyojen gibi eline fener mi alması lazım. Maalesef toplumumuz bu!..
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.