Harran MHP ilçe teşkilatı başkanı Mahmut Özyavuz yaptığı açıklamada şunları ifade ettti: "Türkiye'nin gündemi bedeli askerliği vatan borcu ve vicdan ekseninde tartışırken ortaya çıkan "vicdani retçi" safsatasını tartışmak için önce kavramların toplumsal karşılığına bakmak gerekiyor.
Askerlik, her Türk vatandaşının vatan borcu olarak kabul ettiği bir değerdir. Askerlik, Türk milletinin bayrak, vatan, namus, can, mal güvenliğini tehdit eden her tehlikeye karşı ortaya koyduğu güçlü iradenin karşılığıdır.
Askerlik, her Türk gencinin hayali, her Türk anasının gururu, Her Türk babasının övünç kaynağı değil mi? "Her Türk asker doğar" diye kahramanlık destanlarımız yok mu?
Anadolu'da aileler askerliğini yapmayana kız vermeyecek kadar yüce mertebede gördüğü halde bu değere bedel biçilebilir mi?
O halde Bu kadar üstün ve ulvi karşılığı olan yüce değerlerimize "dolar-Euro" üzerinden bedel biçmek ne anlama gelmektedir?
Anayasamız eşitlik ilkesi gereğince her Türk gencinin askerlik yapması hüküm altına almışken, bazı istisnai şartlarda ve gereksinimlerde ise bu kural esnetilmiştir.
Genelkurmay Başkanlığımız ihtiyaç fazlası hallerde farklı uygulamalar yaptı. Ancak Türkiye şimdiye kadar 25-45 yaşında "parası olan askerlik yapmasın" algısı yaratan bu yanlışa hiç düşülmemişti.
Bu kadar insan parayı basınca askerlik yapmış sayılacak ama yarın bir seferberlik ve ülke savunması söz konusu olduğunda ne olacaktır.
Asker karavanası yememiş, ayağına postal değdirmemiş insanlara askerlik yapmış deyince asker mi olacaktır?
Bu gibi askerlik ve süre uygulamaları elbette uygulanabilir ama vicdanlarda oluşan "bas parayı askere gitme" algısı yaratan şartları bir kez daha düşünmekte fayda vardır.
Bu ülke'de askerlik yapmamış ama için ömrünü millete vakfetmiş, asker olmasa bile hizmet eden doktor, bilim adamı, kahraman polisimiz ve yaşı ilerlemiş çok önemli insanlarımız için "hizmetleri göz önüne alınarak" sağlanan kolaylıklar elbette anlaşılır.
Askerliğin süresi ve zamanlaması konusunda yapılacak değişikliklerde makul karşılanabilir. Zaten bu ihtiyaç gibi gözükmektedir. Ama askerlikten kaçarak yaşını ilerleten fırsatçı insanlar bu kategori dışında kalmalıdır.
Farklı bir uygulama hukuken yapılsa bile ulvi vatan savunması için canını kanını veren şehitlerimizin kemiklerini sızlatır!
Bu sebeple, Gündeme gelen "bedelli uygulaması" soruna çözüm bulan vicdanları zedelemeyen bir dozda düşünülmelidir.
Bazı kalemşorların yazdığı AB normları fasaryası ile bu temel gücümüzü zayıflatmak hukuki olsa bile ciddi bir yanlış da olabilir.
Bu ülkenin insanı askerliği vatan borcu, gurur kaynağı olarak görmektedir. Türk silahlı kuvvetlerini yuvası komutanlarını ailesi gibi görmektedir. Bu enerjiyi, bu kucaklaşmayı, bu sinerjiyi "bedel algısına" dönüştürmek kahraman ordumuza yapılacak haksızlık olur.
Türk insanın vatanı milleti için seve seve ödediği "tek bedel" canıdır! O halde bu uygulamanın özünde bu hassasiyetler dikkate alınmalıdır. Vicdani ret konusuna gelince; bu meseleyi konuşmak bile gereksizdir. AB şöyle yapmış böyle yapmış diyenler acaba ne kadar batılıdır? merak ediyor insan! Bu mesele vicdani ret değil, vicdansızlığın ta kendisidir. Sayın Devlet Bahçeli'nin söylediği "densizlik" söylemi belki de en tutarlı tarifidir. Bu sebeple bu meseleyi tartışmak bile bu ülkeye yapılacak haksızlıktır.."dedi.
GAPHA
Askerlik, her Türk vatandaşının vatan borcu olarak kabul ettiği bir değerdir. Askerlik, Türk milletinin bayrak, vatan, namus, can, mal güvenliğini tehdit eden her tehlikeye karşı ortaya koyduğu güçlü iradenin karşılığıdır.
Askerlik, her Türk gencinin hayali, her Türk anasının gururu, Her Türk babasının övünç kaynağı değil mi? "Her Türk asker doğar" diye kahramanlık destanlarımız yok mu?
Anadolu'da aileler askerliğini yapmayana kız vermeyecek kadar yüce mertebede gördüğü halde bu değere bedel biçilebilir mi?
O halde Bu kadar üstün ve ulvi karşılığı olan yüce değerlerimize "dolar-Euro" üzerinden bedel biçmek ne anlama gelmektedir?
Anayasamız eşitlik ilkesi gereğince her Türk gencinin askerlik yapması hüküm altına almışken, bazı istisnai şartlarda ve gereksinimlerde ise bu kural esnetilmiştir.
Genelkurmay Başkanlığımız ihtiyaç fazlası hallerde farklı uygulamalar yaptı. Ancak Türkiye şimdiye kadar 25-45 yaşında "parası olan askerlik yapmasın" algısı yaratan bu yanlışa hiç düşülmemişti.
Bu kadar insan parayı basınca askerlik yapmış sayılacak ama yarın bir seferberlik ve ülke savunması söz konusu olduğunda ne olacaktır.
Asker karavanası yememiş, ayağına postal değdirmemiş insanlara askerlik yapmış deyince asker mi olacaktır?
Bu gibi askerlik ve süre uygulamaları elbette uygulanabilir ama vicdanlarda oluşan "bas parayı askere gitme" algısı yaratan şartları bir kez daha düşünmekte fayda vardır.
Bu ülke'de askerlik yapmamış ama için ömrünü millete vakfetmiş, asker olmasa bile hizmet eden doktor, bilim adamı, kahraman polisimiz ve yaşı ilerlemiş çok önemli insanlarımız için "hizmetleri göz önüne alınarak" sağlanan kolaylıklar elbette anlaşılır.
Askerliğin süresi ve zamanlaması konusunda yapılacak değişikliklerde makul karşılanabilir. Zaten bu ihtiyaç gibi gözükmektedir. Ama askerlikten kaçarak yaşını ilerleten fırsatçı insanlar bu kategori dışında kalmalıdır.
Farklı bir uygulama hukuken yapılsa bile ulvi vatan savunması için canını kanını veren şehitlerimizin kemiklerini sızlatır!
Bu sebeple, Gündeme gelen "bedelli uygulaması" soruna çözüm bulan vicdanları zedelemeyen bir dozda düşünülmelidir.
Bazı kalemşorların yazdığı AB normları fasaryası ile bu temel gücümüzü zayıflatmak hukuki olsa bile ciddi bir yanlış da olabilir.
Bu ülkenin insanı askerliği vatan borcu, gurur kaynağı olarak görmektedir. Türk silahlı kuvvetlerini yuvası komutanlarını ailesi gibi görmektedir. Bu enerjiyi, bu kucaklaşmayı, bu sinerjiyi "bedel algısına" dönüştürmek kahraman ordumuza yapılacak haksızlık olur.
Türk insanın vatanı milleti için seve seve ödediği "tek bedel" canıdır! O halde bu uygulamanın özünde bu hassasiyetler dikkate alınmalıdır. Vicdani ret konusuna gelince; bu meseleyi konuşmak bile gereksizdir. AB şöyle yapmış böyle yapmış diyenler acaba ne kadar batılıdır? merak ediyor insan! Bu mesele vicdani ret değil, vicdansızlığın ta kendisidir. Sayın Devlet Bahçeli'nin söylediği "densizlik" söylemi belki de en tutarlı tarifidir. Bu sebeple bu meseleyi tartışmak bile bu ülkeye yapılacak haksızlıktır.."dedi.
GAPHA
