banner2
Öne Çıkanlar Urfa ABD Türkiye Haliliye Sanlıurfa Haber

MHPli Faruk Bal, TBMMde yaptığı konuşmada hükümete çattı!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, hükümete bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi veren yasa tasarısında hükümete sert çıktı, tasarının seçimler öncesi kamu görevlilerine karşı tehdit aracı olarak kullanılacağını iddia etti. Kurtuluş Savaşında bile Mustafa Kemal Atatürke verilmeyen yetkinin Meclis eliyle Erdoğana verilmeye çalışıldığını söyleyen Bal, tasarıyı milletin iradesine ipotek altına alma operasyonu olarak nitelendirdi.

TBMM Genel Kurulunda, hükümete, bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren yasa tasarısının görüşülmesine Anayasaya aykırılık tartışmalarıyla başlandı.

Genel kurulda yaşanan usul tartışmalarının gölgesinde geçen görüşmelerde söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Kurtuluş Savaşında bile Mustafa Kemal Atatürke verilmeyen yetkinin bugün 24. dönem parlemantosu eliyle Erdoğana verilmeye çalışıldığını iddia etti. Kanun teklifinin elle tutulur bir tarafının bulunmadığını söyleyen Bal, yasa tasarısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama gücünü Bakarlar Kuruluna, hükümete devredileceğini söyledi. MHPli Bal böyle bir yetkinin Kurtuluş Savaşında bile devredilmediğini söyleyerek şöyle konuştu:

Bu noktada bu yetkinin hangi hallerde verilmesi gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Meselenin vehametini bu yüce Meclisin birinci döneminde yaşanmış olayla taktirinize sunmak istiyorum. Biliyorsunuz, Birinci Meclis Gazi Meclisidir. Birinci Meclis Kurtuluş Savaşı yapmış bir Meclistir. Birinci Meclis, önce kendini teşekkül ettirmiş, kendi hükümetini kurmuş ondan sonra devletini kurmuş bir Meclistir ve bu Meclis Kurtuluş Savaşını verirken Birinci İnönü Savaşı yapılmıştır. Birinci İnönü Savaşını Meclis yapıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, o savaşı organize ediyor. Meclis Birinci İnönü Savaşı yapılırken Meclisin ve hükümetin başındaki Gazi Mustafa Kemal Atatürke yetkisini vermiyor. Evet İkinci İnönü savaşına geliyoruz. Bu savaşı da Türkiye Büyük Millet Meclisi yapıyor. Bu savaşı yaparken dahi kendi yetkisini Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemale vermiyor. Taa ki Eskişehir Kütahya Savaşında ordu içinde bir sıkıntı oluşunca, TBMM yetkilerini Gazi Mustafa Kemal Atatürke veriyor. Buradan çıkaracağımız sonuç şu: Bu Meclisin bu devleti kurarken yasama organına verdiği önemi ve yasama yetkisini devredirken göstermiş olduğu hassasiyeti 24. Dönem parlemantosunu anlamak ve buna uygun davranmak zorundadır.

KARDEŞİM İKİ AY DAHA BEKLE

Böyle olağanüstü hallerde bile yasama yetkisini devretmeyen Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimlere iki ay kala tüm yetkisinin hükümete devretmesini, iktidarın beceriksizliği olarak nitelendiren Bal, tasarının evrensel değerler ve hukukla bağdaşmadığını iddia etti. Bal şöyle konuştu:

Ne oldu da 12 Haziranda yapılacak seçimlere giderken, iki ay kala Meclis, tüm yetkisini bu Kanun Hükmünde Kararname yetkisine ilişkin tasarıda hükümete devrediyor? Yetkiyi istemesinin anlamı ise şudur: Ben 9 yıldır iktidarım ancak kamuyu çeki düzene koyamadım, başarısızım. Hükümet diyor ki ben bu kanun tasarısı içerisindeki yetkileri şu ana kadar kullanamadım, bu konuda başarılı olamadım bana bu yetkili verin!  Kardeşim seçime 2 ay kalmış bekle iki ay daha. İki ay kalmış ömrünü tamamlayacak yasama meclisinin yetkisini, parmatik bir usül ile elinden almanın hangi demokrnasiyle hangi hukukla hangi anayasa ile hangi evrensel değerlerle bağdaşır bir yönü var. 

HÜKÜMET BU KARARNAMEYİ TEHDİT ARACI OLARAK KULLANACAK

Hükümetin, 12 Haziranda yapılacak seçimlerde milletin oyunu çantada keklik olarak gördüğünü ve milletin iradesini tanımadığını anlatan Bal, tasarıyla ilgili sert konuştu. İşte o AK Partilileri ayaklandıran ve oldukça sert tartışmaların yaşanmasına neden olan o sözler: 

Bugün hükümet diyor ki ben iki ay sonra yapılacak milletin iradesini tanımıyorum. Milletin iradesi benim çantamda keklik! Bu çantamda kekliğe göre iki ay sonra yapılacak seçimlerde tekrar iktidar olacağım. İktidar olduktan sonra da Bakanlar Kurulunu şöyle kuracağım. Kamu teşkilatında şöyle bir düzenleme yapacağım. Bunun anlamı bu!

Değerli arkadaşlarım bunun anlamı buysa, bunun hukukla, mantıkla, ahlakla, siyasi etikle bağdaşır bir yönü var mı? Hani milletin iradesiyle buradaydık? 12 Hazirandan sonra ne olacağını kim biliyor? 12 Hazirandan sonra kim öle kim kala. Yarın burada yoksunuz. Yarın yok olacaksınız. Çantada keklik mi sizin oylarınız. Bir bekleyin bakalım, 12 Hazirandan sonra oluşacak hükümete bugün kü Meclisin tahakküm altına alma yetkisi var mı? Yok işte yok!

Siz, millet iradesini tanımadığınız için vatandaşın önüne 12 Haziranda konulacak sandığın boş olarak konulacağının idraki içinde olmadığınız için böyle saçma sapan bir kanunu getiriyorsunuz bu Meclisin huzuruna. Biraz önce anlattım hangi Meclisin üyesi olduğunuzu anlayın diye. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşı yaparken bile vermediği yetkiyi seçimde tehdit aracı olarak kullanmak için istiyorsunuz. Kamu görevlilerini baskı altında bulundurmak için bu yetkiyi istiyorsunuz. Emekliliğe sevkedileceklerin listelerini alıp, onların siyasi kanaatlerini etkin biçimde oya çevirmek için bu yetkili istiyorsunuz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.