Bu görüşmelerin ardından CHP Genel Merkezi bir rapor hazırladı. Raporda ilginç detaylar göze çarptı.
ŞANLIURFA HALKI GÖNÜLLÜ OLMUŞTUR
Şanlıurfalı halkın evlerinde, petrol istasyonlarında, depolarda, dükkânlarda kalan göçzedelerin sorunları, misafir oldukları insanlara getirdikleri yük bilinmemektedir. Şanlıurfa halkı gönüllü olarak göçzedelerin sıkıntılarına ortak olmuştur.
BÖLGE İÇİN DERHAL ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI
Heyetimizin Yaptığı incelemeler de göstermiştir ki tıbbi ve insani yardımların acilen artırılması ve bir eylem planı doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.
ACİL EYLEM PLANI ÖNERİSİ
Savaş mesai saati dışında da devam etmektedir. Asıl çatışma ve saldırılar ve doğal olarak yaralanma ve ölümler gece olmaktadır. Eğer Türkiye, Cumhurbaşkanının BM zirvesinde ilk kez söylediği gibi IŞİD'i terörist olarak görüyorsa, eylemleri ile bunu hissettirmelidir. Kobani'ye ambargo acilen kaldırılmalı, yiyecek ve giyecek satışına, yardımına izin verilmelidir.
Mürşitpınar sınır kapısında ambulans saat 18:00e kadar duruyor. Gece ambulans yok. Gece yaralanan insanlar sabaha kadar bekletiliyor. Kobani'de tıbbi anlamda, ilaç, sargı bezi, alçı ihtiyacı var. Sınır kapısında yaralıların mesai saati dışında ambulansla nakli yapılmalıdır.
Hayvanları dolayısıyla sınırdan geçemeyen sığınmacıların durumu bir an evvel çözülmelidir. Sınırda telef olan/olacak olan hayvanların hastalıklı durumları incelenerek, sağlıklı hayvanlar Et-Balık Kurumu tarafından satın alınmalıdır.
Konaklanan çadırlarda ishal ve göz ağrısı şikâyetleri yaygındır. Hemen her çocuğun yüzünde yara ve kabarıklık mevcuttur. Tedavi için gönüllü doktorlar ve STKlar hizmet vermektedir. Resmi doktor ve tedavi imkanı yoktur. Her gün çorba, makarna ve pilav verilmektedir. Beslenme bozukluğu nedeniyle ishal yaygın ve diğer sebeplerden dolayı çoğu sığınmacı hastadır. Şartlar iyileştirilmelidir.
Çadırlar büyük olduğu gibi aralarında bölme de yoktur. Birbirini tanımayan 8-10 aile aynı ortamda kalmaktadır. Aile mahremiyetine saygı gösterilmemektedir. Çadırın içinde elektrik yoktur. Sürekli karanlıkta kalmaktadırlar. Sığınmacılar kaçtıkları elbise ile günlerdir öylece durmaktadırlar. Yıkanacak bir ortamları yoktur. Sıhhi şartların düzelmesi için adım atılmalıdır. Acilen temiz kıyafet desteğinde bulunulmalıdır. Süleyman Şah Parkındaki çadırların ve YİBO binasının gerekli temizliği ve ilaçlanması bilinçli ve kontrollü şekilde gerçekleştirilmelidir.
Esad rejiminden kaçıp gelen Suriyeli sığınmacılara Türkiye tüm sınırlarında araçlı geçişe izin verildiği halde, IŞİDden kaçanlara araçlı geçiş yasaktır. Bu duruma son verilmelidir. Aracını geçiremediği için günlerdir sınırda toz ve kum fırtınası altında bekleyen sığınmacıların araçlarıyla geçişine izin verilmelidir.
Kobanililer için Suruç Yatılı Bölge Okulu ve Süleyman Şah parkında kurulan çadırların hali içler acısıdır. Hayvanlar için bile burada yaşamak çok zordur. İyileştirme yapılmalıdır.
Suruç'ta sinyal kesiciler her yerde, iletişimin fişi çekilmiş, köylerin birbirleri ile bağı kopuk. Suruç sesini duyuramıyor. Bu yasağa son verilmelidir.
IŞİDin askeri, siyasi, istihbarat desteği olmadan ayakta kalması mümkün değildir. Bu nedenle, bu kaynakların sonlandırılması için her türlü girişimde bulunulmalıdır. Türkiyede bu konuda üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Zira, bu yapılmadan sürdürülen insani yardımların da hiçbir anlamı olmamaktadır.
Tampon Bölge oluşturmak tezine son verilmelidir. Kobani halkı heyetimize tampon bölgenin kendilerine karşı düşünüldüğünü belirtmiştir.
Tampon Bölge planının Suriye rejimine ve Kürtlere karşı düşünüldüğü heyetimiz yönünden tartışmasızdır. Zira IŞİDin elinde uçak ve helikopter olmadığı bilindiğine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Uçuşa Yasak Bölge savunması hedefin kimler olduğunu yeterince açıkça ortaya koymaktadır. Hedef Suriye, Esad muhaliflerini eğitecek bir harekât alanı ve Kürtlerin denetim altında tutulmasıdır.
AFADın çalışmaları saygı duyulacak nitelikte olduğu halde yetersizdir. AFAD yetkililerinin kendileri de yeterli personel bulunmadığını belirtmişlerdir. Bölgede bir başıboşluk söz konusudur. Sınırdan geçen insanlar ne yapacaklarını bilememekte ve öylece beklemektedirler. Acilen görevli sayısı artırılarak ailelere daha ciddi rehberlik edilmeli ve sığınmacıların başta temizlik, barınma, giyinme, gıda ve sağlık ihtiyaçları giderilmelidir. Bugüne kadar Suriyeden gelenlere imkanlar sunan ve onlara amade olan AKPnin, söz konusu Kürtler olduğunda nasıl bir tutum içinde olduğu ortadadır.
Heyetimiz Kobani halkının geleceğini kendisinin belirlemesi gerektiği görüşündedir. IŞİD saldırısı haksız ve hukuksuz olduğu kadar insanlık dışıdır.Heyetimiz bu insanlık dışı saldırılara göz yumanların ve bu suça ortak olanların tutumlarından vazgeçmesi çağrısında bulunmaktadır.
Heyetimiz Kobani düşse bile IŞİDin orada sonsuza kadar tutunamayacağı görüşündedir. ABD ve koalisyon devletlerinin IŞİDe karşı BM toplantısında kararlaştırdığı önlemler bilinmektedir. Göçzedeler bir gün evlerine dönecek, IŞİD yok edilecektir. Bu nedenle demokratik bir devletin yapması gereken IŞİDe karşı masum insanların yanında yer almaktır.
CHP heyetinde Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Mehmet Bekaroğlu, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, PM Üyesi Av. Şenal Saruhan, İstanbul Belediyelerini temsilen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve Ataşehir Belediye Bşk Yrd Abdullah Der ile Şanlıurfa, Adıyaman ve Gaziantep İl Başkanları ve yöneticilerinden oluştu. Heyet, 24 Eylül sabahı Şanlıurfa Suruç ilçesine gelerek Suruç Kaymakamlığı, Suruç Belediyesi, Mürşitpınar sınır kapısı, Yumurtalık başta olmak üzere kabul ve toplanma kapıları, Süleyman Şah Parkı, YİBO gibi kamplar ve nihayet Kobaniye geçerek temaslarda bulunmuştu. Ayrıca beraberinde Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri, Çatalca, Ataşehir, Şişli, Avcılar, Sarıyer ve Seyhan Belediyelerinin hazırladığı 10 tır insani yardımı Kobanelilere dağıttılar.