banner2
Öne Çıkanlar Urfa Türkiye Suriye Haliliye ABD

SDE ‘İnsani Yardıma İsrail Saldırısı' Açıklaması

 abluka altında tuttuğu Gazze'ye insani yardım malzemesi götüren İHH öncülüğündeki altı gemiden oluşan konvoya kanlı bir operasyon düzenlemiştir. İsrail komandolarının helikopterler, denizaltılar ve savaş gemileri eşliğinde düzenlediği saldırıda 32 ülkenin vatandaşlarından müteşekkil 600'ün üstündeki silahsız insani yardım gönüllüsünden 9'u ölmüş ve yaklaşık 50 kadarı da yaralanmıştır.

İsrail, saldırısı sırasında düzenlediği elektronik karartma ile haberleşme araçlarını etkisiz kılma girişimi fiyasko ile sonuçlandığından tam teçhizatlı askerlerinin sivillere karşı acımasızca saldırılarını tüm dünya olanca berraklığıyla izleyebilmiştir. Bu menfur saldırı, insanlığın bugüne kadar bütün kazanımlarını hiçe sayan ve dünya tarihine bir kara leke ve hafızalardan silinmeyecek kara bir gece olarak geçmiştir. Daha önce de sivillere yönelik birçok saldırı ile adını duyuran İsrail, uluslararası hukukun temeli olan açık denizler ilkesini açıkça çiğnemiştir. İsrail'in haksız ve mesnetsiz ablukası nedeniyle açlıktan ve ilaçsızlıktan ölüme mahkûm ettiği insanlara yardım götürmekten başka hiçbir amacı olmayan sivillere açık denizde saldıran İsrail, korsanlığın ve asimetrik güç kullanmanın da ötesine geçerek daha önce işlediği sayısız cinayete ve devlet terörüne bir yenisini eklemiş ve terör devleti olduğu gerçeğini perçinlemiştir.
 
İsrail'in başka ülkelerde de ancak basit bir terörist örgütten beklenebilecek şekilde suikastlar organize etmekten çekinmediğini tarihsel ve güncel tecrübemizle biliyoruz. Bu saldırıyı beklenmedik kılan ise kendi karasularının dışındaki uluslararası sularda seyreden gemilerdeki, küresel sivil topluma karşı bu düzeyde gerçekleştirilmesi ve İsrail'in kendi güvenliğini bahane ederek dünya esenliğini ne kadar hiçe sayabileceğini göstermiş olmasıdır. Gazze'deki herkesi "terörist" olarak yaftalayıp, oyuncak girişine bile izin vermeyen İsrail'e yanlış kullanımında merhametin bile öldürücü olabileceğini hatırlatmak gerekir. Kurulduğu 1948'den bu yana Ortadoğu'nun güvenliğini tehdit eden İsrail'e destek veren ülkeler, İsrail'in devlet olma hakkını bölgede terör estirmek olarak suiistimal ettiğini artık fark etmelidir.
 
İsrail'in bu saldırısının savunulur hiçbir yanı yoktur. Sıcağı sıcağına herkes tarafından ayan beyan görülen bu terörist saldırının üzerinden biraz vakit geçtiğinde toparlanan İsrail yandaşı bir medyanın ürettiği bütün açıklamalar ve bahaneler akla ziyan kabilindendir. İsrail bu sefer her seferdekinden farklı olarak kameralar önünde, canlı yayında işlemekte olduğu suçun üstünde yakalanmıştır. Açıklayacağı hiç bir şey olmadığı gibi açıklama adı altında başkalarına atacağı çamurları dinlemeye kimsenin mecali kalmamıştır. İsrail'in saldırgan tutumunun şimdiye kadar hep cezasız kalmış olması, onu cesaretlendiren en önemli etken olmuştur. Bu yaptırım yokluğundan cesaret bulan İsrail'e karşı artık etkili yaptırım yollarının izlenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Esasen bu olay İsrail'in altından kalkamayacağı sonuçlar yaratmıştır. Hesabı mutlaka her türlü sorulmalıdır.
 
Ayrıca;
 
· Türkiye'nin ve İHH gönüllüsü vatandaşlarımızın her türlü uluslararası hukuktan doğan hakları eksiksiz aranmalıdır.
· Türkiye ile İsrail'i karşı karşıya getiren bu olayın Ortadoğu'daki güç dengelerini temelden değiştireceğini bilerek dünya ‘Yeni Ortadoğu' gerçeğine kendini hazırlamalıdır.
· Bu olay Türkiye - İsrail ilişkileri için bir milattır. Hiçbir şey artık eskisi gibi sürdürülemez.
· Türkiye bu müessif olayı dünya kamuoyuna, uluslararası kurum ve kuruluşlara, insan hakları kuruluşlarına, bütün uluslararası toplantı ve etkinliklerde, mektup, telefon, e-mail ve her türlü iletişim vasıtasıyla İsrail'in fitne kazanı bir ‘terör devleti' olduğunu anlatarak ve insanlık vicdanını davet ederek İsrail'i yalnızlaştırmalıdır.
· İsrail'e karşı uluslararası hukuk ve küresel kamuoyu vicdanında mahkum edilecek her türlü eylem ortaya konmalıdır.
· İsrail'in yaptığı bu insanlık dışı saldırganlıktan sonra; onun arkasındaki ülkeler, içimizdeki İsrail'i ve her türlü odakları onu savunamaz bir mahkûmiyete uğratacak bütün girişimler etkin bir politikayla başarılmalıdır.
· Gazze'ye yönelik ablukaya hemen son verilmeli ve tüm insani yardımların yerine ulaşmasına izin verilmelidir.
· İsrail, uluslararası toplumdan ve saldırıda hayatını kaybedenlerin ve yaralananların ailelerinden özür dilemelidir.
· Sorumlu makamlar ve saldırının faili hakkında uygun uluslararası yasal adımlar ivedilikle atılmalıdır.
 
Stratejik Düşünce Enstitüsü olarak İsrail saldırganlığını şiddetle tel'in ediyor bütün uluslararası kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.