banner2
Öne Çıkanlar Urfa Türkiye Haliliye Suriye ABD

'Komutanım sizden icazet almaya geldim'
MHP liderliğine oynayan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın 2004 yılında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın kapısını çaldığı ortaya çıktı. AK Parti'ye karşı ulusalcı bir cephenin oluşturulması gerektiği vurgulanan görüşmede Özdağ, 'Kahraman' diye övdüğü Yalman'dan 'Kasımpaşalı' olarak bahsettiği Başbakan Erdoğan'ı çağırıp hesap sormasını istiyor.
Balyoz soruşturması kapsamında hazırlanan üçüncü iddianamenin delil klasörlerinde yer alan belgelerde, MHP'den milletvekili adayı olan ancak seçilemeyen Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın 2004 yılında eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Aytaç Yalman ile görüşmesinde 'icazet' almaya geldiğini söylüyor. AK Parti hükümetine karşı beraber 'kavga yapma' teklifinde bulunan Özdağ'ın, partisinin genel başkanı Devlet Bahçeli'yi de eleştirmesi dikkat çekiyor. Özdağ'ın Yalman'dan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çağırıp hesap sormasını istediği görüşmede, ulusalcı bir cephenin oluşturulması gerektiğini vurgulayan ikili, MHP'ye de yeni bir şekil verilmesi konusunda uzlaşıyor.
Görüşmede, "Sizden icazet almaya geldim. Ben bu yapıya gireyim mi?" diye soran Özdağ'a Yalman "Kadronuzu kurmanız lazım. Kafamda bazı isimler de var. Zamanı gelince görüşürüz" diye cevap veriyor.
Özdağ, Yalman'dan 'Kasımpaşalı' olarak bahsettiği Başbakan Erdoğan'ı çağırıp hesap sormasını da istiyor. Yalman'ın, kapısını sivillerin günde 3 kez çaldığı anlaşılan görüşmede Özdağ, 'komutanına' TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun durumunu da rapor ediyor: Oraya ben seçtirdim. Dün akşam onunla konuştum. Yanlış politika izlediğini söyledim. Senden bazı emekli subaylar rahatsız, bir açılışta seni bana sordular dedim. Kulağına kar suyu kaçırdım. Yanınıza kaçabilir."
ÖZKAN DA LEVENT ERSÖZ'E GİTMİŞTİ
Tuncay Özkan ve arkadaşlarının başını çektiği bir grup 2007 yılında "Cumhuriyet Mitingleri" adı altında, toplumu ayrıştıran, etkinlikler düzenlediler. O etkinliklerde kürsüye çıkan Tuncay Özkan, aklınca AKP'ye karşı bir 'blok' yaratmaya çalıştı. CHP milletvekili, Ergenekon tutuklusu Tuncay Özkan, eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı Levent Ersöz'le aynı Özdağ gibi aynı stratejiyi izlemişti. Plana göre Özkan ve Ersöz, 2004 yerel seçimlerinden önce Ali Müfit Gürtuna'ya ait İstanbul TV'yi ele geçirecekti. Özkan-Ersöz görüşmesinde Ersöz de, 'İktidara vurulacak darbe için bu çok önemli.' ifadelerini kullanmıştı.
SİPARİŞİ BÜYÜKANIT YERİNE GETİRDİ
Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'la tarihe 27 Nisan e-muhtırası olarak geçen bildiriye kadar geçen süreç, kapalı kapılar ardından kalmış bu görüşmeyle gözler önüne seriliyor. Görüşme, MHP Genel Başkanlığı'na oynayan Ümit Özdağ'ın İlk muhtıra siparişini dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yalman'a verildiğini ortaya koyuyor. AK Parti dışındaki partilerin bu girişimleri 27 Nisan'dan sonra hayata geçirilmek istenen yeni bir siyasi dizayn projesinin hazırlığını gösteriyor.
2003-2004 yılları arasında Sarıkız ve Ayışığı gibi iki darbe girişimi atlatan Türkiye'nin o sürece nasıl geldiğini gösteren Özdağ-Yalman görüşmesi birbirine yakın karakterler olan Ümit Özdağ ile daha sonra CHP'den milletvekili olacak olan Tuncay Özkan'ın darbe için aynı yolu izlediklerinin de kanıtı olarak değerlendiriliyor.
Kavgayı yine biz yapacağız
Ümit Özdağ: Bizim size gelmemizin sebebi, bir toparlanma oldu. Bunu da Allah razı olsun, Tayyip Erdoğan yaptı. Şerden hayır, hayırdan şer olur. Tayyip Erdoğan bir şer bildirdi, bu da safların sıklaşmasına neden oldu. Herkes ne olacak, ne yapacağız diyor.
Ümit Özdağ: 28 Martı bekliyoruz. Yeni bir partiye gideceğiz. Biz zaten geç kaldık. Şu saatte olmaz bu artık. Bu adamlar % 35 mi alacaklar, % 40 mı alacaklar. Önemli değil, devlet vardır bu ülkede. Hükümetler gelip geçicidir bu ülkede. Devletimiz kuvvetledir. Ben bu kadar alabileceklerini de zannetmiyorum.
Komutan: Kavgayı yine biz yapacağız yani.
Ümit Özdağ: Beraber yapacağız.
Komutan: Bu güne kadar hep biz öndeydik. Hep biz çıktık öne, dikkat edersen. Hep Aytaç Paşa önde.
Ümit Özdağ: Yüzünüze karşı söylüyorum. Siz bir kahramansınız.
30 Ağustos'ta süresinin dolduğunu söyleyen komutana Özdağ, "O nasıl uzar, onu uzatalım komutanım. Oy toplayayım, anket yaptırayım, esnafı yürüteyim, pankart asayım." teklifinde bulunuyor.
Komutanım onu buraya çağırtalım
Özdağ, Yalman'dan Başbakan Erdoğan'ı çağırıp hesap sormasını da istiyor. İki arasındaki diyalog şöyle:
ÜMİT ÖZDAĞ: Bu adam peki ne söylüyor, Kasımpaşalı. Ya komutanım onu buraya çağırtalım. Tek başınıza. Ne diyecek? Aytaç Paşa sövdü mü diyecek?
KOMUTAN: Nasıl olsa Ağustos'ta emekli olacak.
ÜMİT ÖZDAĞ: Komutanım sen bunu 20 Ağustos'ta yap. Çağır. Benim oturduğum yere oturt. Yaptıkların şöyle şöyle yanlış de. Diyemez.
YALMAN: Zaten çok söylüyoruz. O biliyor beni.
ÜMİT ÖZDAĞ: Tek korkusu sizsiniz. Siz de giderseniz, ne olacak. Buraya kimin geleceği belli mi?
Birleşin yoksa bu adam tek başına gelecek
Konuşmalarda ulusalcı bir cephenin oluşturulması gerektiğini vurgulayan ikili MHP'ye de yeni bir şekil verilmesi gerektiğini belirtiyor. Konuşma sırasında Özdağ, Yalman'a 'sizden icazet almaya geldim' diyor. Yalman ise MHP, CHP, ANAP, DYP birlikte hareket etmesi durumunda kendisine teklif edilen belediye başkanlığı adaylığını kabul edebileceğini söylüyor.
Yalman: Biliyorum. MHP'ye yeni bir şekil verilirse hiç olmazsa bir siyasi oluşumu var.
Ümit Özdağ: Yüzde 8.5 halk oyu var.
Yalman: Yüzde 9 oyu var. Sağlam insanlardan oluşan bir kadronun oturtulması gerekir.
Ümit Özdağ: Bana geçen sefer MHP'yi teklif ettiler. Bana Namık Kemal Zeybekler geldi. Bana bu iş Devlet Bahçeli ile olmuyor. Mart seçimlerini kaybederiz. Sen buraya olur musun? Yok dedim. Şimdi bu tekrar Mart seçimleri ile tekrar gündeme geldi. Sizden icazet almaya geldim. Ben bu yapıya gireyim mi?
Yalman: Kadronuzu kurmanız lazım. Kadro çok önemli. Halkın sevdiği saydığı, güçlü kişilerle. Kafamda bazı isimler de var.
Yalman: Bana CHP geldi belediye başkanlığı teklif etti. DYP, MHP geldi. Ben niye sizin belediye başkanınız olayım. Ben genel başkanım. Yüzde 10 oyunuz var, ben geldim Yüzde 15 oldu. Kaybettik. Deniz Baykal'a gittim yüzde 18 oyunuz var. Ben geldim Yüzde 25 oldu kaybettik. Birleşin dedim. Hepiniz AKP kötü, Tayyip vatan haini diyorsunuz. Yapın bir fedakarlık. Bu seçimler için bir ittifak yapın dedim. Yoksa yüzde 30-35 ile yine bu adam başımıza gelecek, yüzde 65 halkın oyu çöpe gidecek.
Bugün üç kişi daha geldi
Konuşmada Yalman, Özdağ'a aynı gün üç kişinin geldiğini ve üçünün de aynı şeyleri söylediğini belirtiyor. Özdağ'da buna karşılık 'Aytaç Paşaya ihtiyacımız var' diyor. Diyalog şöyle devam ediyor:
Yalman: Bu gün üç kişi geldi. Üçünüz de aynı şeyi söylediniz. Anadolu yanıyor.
Ümit Özdağ: Ama Aytaç Paşaya ihtiyacımız var.
Komutan: Biliyorum Aytaç Paşa'nın özel bir yeri var. Ama süresi doluyor, ne yapalım?
Ümit Özdağ: Bunun bir formülü yok mu. Yürüyüş yapalım. Arabalara posterlerinizi yapıştırıp gezelim.
Komutan: Aytaç Paşa gider başka bir paşa gelir.
Ümit Özdağ: İyi bir paşa getirin, bizi ona anlatın.
Komutan: İyi bir paşa gelir, hiç bizi aratmaz.
Emekli subaylar rahatsız
Kayıtlarda Yalman, Özdağ'a durumunun nasıl olduğunu soruyor. Özdağ da kendisinin iyi olduğunu söylüyor. Ankara'nın ve sanayi odasından memnuniyetini dile getiren Yalman, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin durumunu soruyor. İkili arasındaki diyalog şu şekilde:
ÜMİT ÖZDAĞ: Çok iyi değil gibi geliyor. Benim arkadaşım. Oraya ben seçtirdim. Kendisi MHP'lidir. Bu Tayyip'le beraber, politikası milli politikadan saptı. Tayyib'in yanında. Dün akşam onunla konuştum. Yanlış politika izlediğini söyledim. Sana AKP'nin başkan yardımcısı, Ankara İl Başkanı diyorlar. Senden bazı emekli subaylar rahatsız, bir açılışta seni bana sordular dedim. Kulağına kar suyu kaçırdım. Yanınıza kaçabilir.
YALMAN: Sen ona epeyidir seni görmemiş, özlemiş de. O anlar. Eskiden çok sık gelirmiş, şimdi gelmiyormuş de.
Yeni Şafak

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.