banner2
Öne Çıkanlar Urfa Türkiye Haliliye Urfa Haberleri ABD

HÜDA PAR, Cizre raporunu açıkladı

Hür Dava Partisi Cizre İlçe Başkanlığı, Cizre'de 8 gün süren sokağa çıkma yasağı ver yaşanan olaylarla ilgili ön raporunu açıkladı. Olayların gelişimi ve mağduriyetlerin anlatıldığı raporda, sonuç bölümünde ise yapılması gerekenlere yer verildi.  

Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinden oluşturulacak adil ve tarafsız bir araştırma komisyonu kurularak sorumluların ortaya çıkarılmasını istenen ön raporda, daha geniş raporun ise önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacağı belirtildi.

Ön raporun giriş bölümünde PKK'nin sivillerin yaşam ve güvenlik hakkını açıkça tehdit edecek, ölümleri kaçınılmaz hale getirecek şekilde hendekler kazıp patlayıcılar yerleştirmesi, çatışmaları sivil yaşam alanı olan ilçe merkezine taşıması, çatışmalarda tahrip gücü yüksek patlayıcılar, roketler ve benzeri silahlar kullanmasının sivil ölümlerine ve diğer hak ihlallerine davetiye çıkardığı vurgulandı.

Kolluk güçlerinin de sivil halkın zarar görmemesi için yeterli ve etkin tedbirler almadan operasyonlara başlamasının ve şehir merkezindeki bu operasyonlarda tank gibi savaş araçları kullanmasının sivil ölümlerini ve vahim nitelikte hak ihlallerini netice verdiği kaydedildi.

Raporda, "Bizler Hür Dava Partisi ilçe teşkilatı olarak, olayların başladığı ilk andan itibaren halkımız ile birlikte bu mağduriyetleri hem yaşadık ve hem de tanıklık ettik. Ön raporumuzu bu aşamada sunmakla birlikte ayrıntılı tanıklık ve tespitlerimizi içeren asıl raporumuzu da halkımız ile paylaşacağız." ifadelerine yer verildi.

En büyük mağduriyeti iki ateş arasında kalan halk gördü

Çatışmalarda en büyük mağduriyeti iki ateş arasında kalan halkın yaşadığı belirtilen raporda, sokağa çıkma yasağının uygulandığı 8 gün boyunca devam eden çatışma ortamında sivil halkın can, mal emniyeti başta olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığı, telafisi mümkün olmayacak şekilde mağdur edildiği ifade edildi.

Olaylarda örgütün, halkı canlı kalkan olarak kullanmasının sivil ölümleri ve halkın mağduriyetini artırdığına dikkat çekilen raporda, sivil halkın mağdur edilmemesi, canına, malına zarar gelmemesi için gerekli tedbirler alınmadığı gibi sivil kayıplar ve oluşan mağduriyetler üzerinden siyasi kazanımlar elde etmenin hesabı içine girildiği belirtildi.

Olayların arka planına da değinilen raporda, çatışmasızlık sürecinde PKK'nin asker-polisle çatışmadığı ancak sivil halka yönelik eylemlerine devam ettiği, silahlı propaganda yaptığı ve şehirleri cephanelikle doldurduğu devletin de yaşananlara göz yummasının bu günleri hazırladığı kaydedildi.

Sivil kayıplardan devlet de PKK de sorumludur

Devletin de, PKK'nin de çatışmalara herhangi bir dahli olmayan sivil vatandaşların ölümlerinden müştereken sorumlu olduğu vurgulanan raporda, hayatını kaybeden sivillerin, ya devlet ya da PKK’nin kurşun ve bombaları ile öldürüldüğü ya da çatışmaların ve sokağa çıkma yasağının kesintisiz 8 gün sürmesinden dolayı sağlık hizmeti alamamaktan vefat ettiği belirtildi.

HDP'li vekillerin sorumluluğuna da değinilen raporda, "Sokağa çıkma yasağının ve vur emrinin olduğu Cizre’de HDP milletvekilleri ve yöneticileri sivilleri çoluk çocuk yaşlı demeden sokaklara çağırarak,  PKK/YDGH de meskûn mahallerde kazdığı hendeklere koyduğu mayın ve bombalarla sivil ölüm ve yaralanmalarına zemin hazırlamıştır." ifadeleri kullanıldı.

Sivillerin ölüm ve yaralanma hadiselerine de yer verilen raporun 8 maddelik sonuç bölümünde şu önerilere yer verildi:

1- Silahlı çatışmaları şehir içine taşıyan PKK’de, operasyonlarda tank gibi harp silahları kullanan ve sivillerin zarar görmemesi için tedbir almayan, kolluk güçleri de meydana gelen ölümlerden ve yaşanan tüm mağduriyetlerden sorumludur.

2 - Bu çatışmalarda halk iki ateş arasında bırakılmış, can ve mal emniyeti ihlal edilerek mağdur edilmiştir. Vatandaşlarının her türlü güvenliğini sağlamak ve korumak devletin sorumluluğundadır. Bu nedenle, mağdur edilenlerin maddi ve manevi tüm zararları biran önce tespit edilerek tanzim edilmelidir.

3 - Sokağa çıkma yasağının kalkmasından sonra özellikle de çatışmaların yaşandığı mahallelerde ikamet eden halkın her şeyini geride bırakarak şehirden ayrıldığı görülmektedir. Şehri terk edenlerin geri gelmesi ve yeni göçlerin olmaması için vatandaşın can ve mal emniyeti mutlaka sağlanmalıdır.

4 - Çatışmasızlık süreci nedeniyle örgüt militanlarının şehirlere inmesine ve mahallelere ağır silahlarla yığınak yaparak cephanelikler kurmasına seyirci kalan devlet yetkilileri de sorumludur. Bu süreçte örgütün eylem ve faaliyetlerine kayıtsız kalarak güvenlik ve istihbarat zafiyeti oluşmasına sebebiyet verenler tespit edilerek yargılanmalıdır.

5 - HDP/DBP yetkilileri örgütün stratejine hizmet amacı taşıyan ve halkta hiçbir karşılığı olmayan içi boş özerklik/özyönetim ilanlarından vazgeçmelidir. Örgüt, 1980 öncesinin kurtarılmış mahalle mantığıyla sokak ve caddeleri hendek ve barikatlarla kapatarak halkı rehin almaktan ve canlı kalkan olarak kullanıp güvenliklerini tehlikeye atmaktan vazgeçmelidir.

6 - Devlet, yerleşim yerlerindeki şiddet olaylarına müdahale ederken veya örgüt militanlarıyla çatışmaya girerken çevredeki sivil halkın zarar görebileceği müdahale şekillerinden uzak durmalı ve her türlü güvenlik tedbirlerini almalıdır.

7 - Devlet, bölgede meydana gelen olaylarda klasik güvenlikçi yaklaşımını terk etmelidir. Halkın meşru taleplerini ve yasal hak arama gösterileri ile örgütün ideolojik taleplerini ve şiddet eylemlerini birbirinden ayırmalıdır. Haklı ve meşru talepleri karşılamalı, legal protesto eylemlerinde zor kullanmaktan kaçınmalıdır.

8 - Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinden oluşturulacak adil ve tarafsız bir araştırma ve inceleme komisyonu kurulmalıdır. Benzer hadiselerin bir daha yaşanmaması için sivillerin can kaybı ile ev ve işyerlerinin zarar görmesinin sorumlularını tespit etmeli, kamuoyuna teşhir ederek mahkûm etmelidir.  

(İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.