Biliyorsunuz, asıl olan yürektir. Yüreğin sesidir! Yüreğin sesini bilmeyenler, bilip de duymayanlar acıtsa da sen yaşadığın sürece o yürek seninle birlikte olacak. Yürekten yazılanları, yürekten söylenen samimi duyguları, sende yüreğine yazmayı ihmal etme. Yüreğinde hüzne de yer ayır. Hüznü de yaşa. Hüznü yaşamayan yürek eksik hisseder!.. Hüzün güzeldir. Sevginin sesi yürekte ne kadara güzel ise; hüznün sesi bir o kadar güzeldir. ÇÜNKÜ YÜREĞİN SESİ HEP HÜZÜNLÜDÜR!..
İyilikle kötülük kardeştir. Ama senin yüreğin her zaman iyilikten yana çarpısın. Sen sen ol sabırla yüreğinin sesini dinle ve yüreğinin gittiği güzel yerlere git...
Epey zamandır hakkında yazı yazmayı düşündüğüm bir kitap var. Yoğun gündemden dolayı bu güne kadar yazmayı ihmal ettim. Kitabın adı ‘YÜREĞİN SESİ'dir. Kitap, “Küçüklere ve Büyüklere Öyküler” sloganı ile çıkmış. Kitap, 15 tane hikâye ve öyküden ibaret. Çok güzel ve akıcı bir üslupla yazılmış bir kitap. Okumaya başlayanın bitirmeden bırakamayacağı kadar akıcı. Hem okunma bakımında akıcı; hem de okuyucuyu, bazen tatlı, bazen hüzünlü, bazen de düşündürücü bir akıma bırakan harika bir kitap…
Kitapta bulunan tüm hikâyeler çok güzel ver ibret verici; ama “RÜYA” başlıklı bir hikâye var ki; çok etkileyici. Hele hikayede, öğrencilerini çok seven ve onlarla bire bir ilgilenen öğretme, bir öğrencisinin yazdığı rüya var ki; okurken ağlamamak elde değil!..
Hikâyede öğrenci geçirdiği bir kaza sonucu topal kalınca hayata küsüşünü anlatıyor. Öğrenci öğretmene yazığı hayat hikâyesinde; “ bir keresinde topal halimle yolun karşı tarafına geçmek isterken, yanımdan hızlı bir şekilde geçen bir taksinin şoförünün; ‘yürü ulan topal! Öbür ayağını da ben kıracağım şimdi, başıma bela olacaksın' diye bağırması nedeni ile çok ağlamış, o gün okula da gelmemiştim.” Serzenişi insanın yüreğini yakıyor. Biz her gün gelişi güzel kullandığımız “yürü ulan topak! Öbür ayağını da ben kıracağım” yürü ulan kör! Öbür gözünü de ben kör edeceğim” yürü ulan çolak! Öbür kolunu da ben kıracağım” gibi cümleler nedeni ile kimlerin kalbini nasıl kırdığımızın farkında bile değiliz.
Sünnetüllah sonucu meydana gelen bu fiziki aksaklıklar nedense toplum tarafından hep ayıplanması gereken bir durummuş gibi algılanmaktadır. Gelişi güzel söylediğimiz bu cümlelerin, yürekte ne kadar yıkıma neden olduğumuzu hiç hesaba katmiyoruz!
Kitapta bulunan bu ve diğer hikâyeler çok güzel ve okunmaya değer. Kitabın yazarı usta eğitimci ve yazar Mehmet Sarmış'tır.
Bacon: "Bazı kitaplar tadılmak, bazıları yutulmak ve çok azı da hazmedilmek
içindir." der. Ben de kitap hakkındaki kararımı kendime saklıyorum. Sizi kitabı okuduktan sonra vereceğiniz kararla baş başa bırakıyorum...
