Geçtiğimiz pazar günü Saadet Partisi'nin kongresi yapıldı. Kongrede Numan Kurtulmuş 310 oyla yeniden Saadet Partisi Genel Başkanlığına seçildi.
Kurtulmuş seçildi seçilmesine; lakin kongre sırasında ve sonrasında parti genel idare kurulu için oluşturulan liste nedeni ile kriz yaşandı. Hala da bu kriz devam ediyor.
Genel Başkanlık için tek aday olarak giren Numan Kurtulmuş, kendi listesini hazırlarken; Erbakan taraftarı olduğu söylenen ve içinde Necmettin Erbakan'ın kızı Elif Erbakan oğlu Fatih Erbakan ve yakın kurmaylarından, Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan ile Temel Karamollaoğlu olduğu bir "yeşil" liste hazırlandı. Büyük tartışmalar sonunda Numan Kurtulmuş'un listesi seçimi kazandı.
Saadet Partisinin derin yapılanması olarak bilinen ve Erbakan'ın etrafını saran Ergenekon'un "yeşil" ayağı olarak bilinen yapı tasfiye edildi. (yeşil Ergenekon söylemime itiraz edenler Kızılelma koalisyonu ve 29 Mart öncesi SP Belediye Başkan adaylarının söylemlerine baksınlar. Özelikle İstanbul adayı Bekaroğlu ve Ankara adayı Hatipoğlu'nun söylemlerine baksınlar) Kongrede partinin derin yapılanması, 4 tane parti kapanırken, hep üst yönetimde olup hiçbir ceza almayan zevatlar bu tasfiye hareketine çok direndiler ama başaramadılar...
Saadet Partisi Kongresi sonrası "Yeşil" Ergenekon bu durumu hazmedemiyor. "tasfiye edilenler olarak" adlandırılan grup olağanüstü kongre için harekete geçtiği öğrenildi.
Bununla yetinmediler, Fatih Erbakan'ın Akşam Gazetesine verdiği röportaj'da şecaat arz ediyordu adeta; oğul Erbakan; "Numan Bey, 310 oyla seçildi. Kongrede salt çoğunluk aranmıyor ama 2 - 3 adaylı kongreler için geçerli. Tek aday olarak Numan Bey, delegenin 4'te 1'inin oyunu alıyor. Aslında hukuken genel başkanlığı da tartışmalı. Kongre iptal olursa, genel merkez 45 gün içinde yeni kongre yapmak zorunda. Kanunen olmazsa da, delegelerin imzasıyla olağanüstü kongre yapılacak. Yüzde 20 delegenin imzası gerekiyor. 15-20 gün için olağanüstü kongre yapılır." Diyor. Hızını alamaya Oğul Erbakan: "Numan Bey özür dilese bile ben aday göstermem. Çünkü güven problemi oldu. Ama bir insan tekrardan Milli Görüş prensiplerine bağlı kaldığını söylüyorsa, bunun için illa genel başkan olmasına gerek yok. Numan Bey, Genel İdare Kurulu'nda da, İstanbul İl Teşkilatı'nda da hizmet edebilir." Diyordu.
Ne kadar büyük bir lütuf değil mi? Kurtulmuş Milli Görüş prensiplerine bağlı kalacağına biat etsin İstanbul teşkilatında görev alma lütfüne kavuşsun!..
Hangi Milli görüş diye soran yok herhalde. Milli Görüş Fatih Erbakan'ın babasının tahtına geçirip biat etmek mi? Milli Görüş'ün kriteri bu mu?
Numan Kurtulmuş çok büyük bir görev devraldı. Direnmeli, pes etmemeli. Süreç Kurtulmuş'tan yana. AK Parti bunlara direndi kazandı. Kurtulmuş'da direnirse kazanır. Teslim olursa kaybolur!..
