banner2

Türkiye kamuoyu Düşünce Enstitülerini ilk kez ABD'de bir düşünce kuruluşu olan Houston Enstitüsü ile tanıdı.
Hatırlanacağı üzere Hudson Enstitüsü'nde Haziran 2007'de yapılan bir toplantıda, Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu'ya suikast, PKK'nın Beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini içeren senaryosu ile ABD'den Türkiye politikasını belirlemeleri Türkiye'de infial yarattı. Alınan kararların deşifre olması ve devam eden Ergenekon operasyonları, onların planlarını alt üst etti. Düşündükleri kanlı eylemleri ellerinde patladı. Ve bu sayede Türkiye'de “nedir bu Düşünce Kuruluşu?” sorusu sorulmaya başlandı.
Türkiye her alanda olduğu gibi bu alanda da geç kalsa da gönüllü düşünürlerden oluşan büyük bir kadro ile bu işe ilk adım atılmış.
Sanırım 2008 yılındaydı. Şanlıurfa Gazeteciler Birliği haftalık olağan toplantımıza misafir olan o zamanın adıyla “Yarınlar İçin Düşünce Derneği” Şanlıurfa sorumlusu Erkan Sözen, gerek Yarınlar İçin Düşünce Derneği ile ilgili, gerekse yaptığı çalışmaları ile ilgili bugünler için çok ilginç ipuçları vermişti. Diğerlerini bilmem ama o gece bugünün dış politikası ile ilgili sözleri bende hayretler uyandırmıştı. Gelinen noktada ne kadar haklı olduğunu ve yarınlara dair ne kadar isabetli analizler yaptıklarını hayretle idrak ediyorum.
O zamanlar bir dernek olan kuruluş, bugün kamuoyunun yakından tanıdığı Prof. Dr. Hasan Köni, Büyükelçi (E) Nüzhet Kandemir, Prof. Dr. Ali Şafak, Gazeteci Alper Tan, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Emekli hâkim Faik Tarımcıoğlu, Prof. Dr. Kıvılcım Metin Özcan, Salim Uslu ve Prof. Dr. Yasin Aktay gibi bir çok isimlerle dev bir Stratejik Düşünce Enstitüsü dönüşmüş durumda.
3 Mart 2009'da resmi kuruluşunu gerçekleştirilen Stratejik Düşünce ve Araştırma Vakfı; iç ve dış politika bağlamında geleceğin Türkiye'sini şekillendirme yolunda devleti ve halkıyla bir bütün olarak ortak aklı, kolektif sorumluluğu esas alan bir sivil düşünce kuruluş olmuşturmuşlar.
Yarınlar için çok büyük düşünceler ortaya koyan bu kuruluş, özellikle saha çalışmaları ile sorunlara çok güzel tespitler koyarak kendini ispatlamış.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nün yapmış oldukları çalışmalarının birçoğunu Aylık olarak yayınladıkları “Stratejik Düşünce Dergisi” aracılığı ile kamuoyuyla paylaşmaktadırlar. 
İşte o çalışmalarından biri… Mayıs sayısında, Aydın Polat imzalı “Kırgızistan İstikrar Bulacak mı?” yayınlanan analizinde Kırgızistan'ın komünist kırması Rusya ve komünist Çin devletlerinin at koçturduğu bir alan olduğunun, bölük pörçük aşiretler ile merkezi yönetimin zayıf bırakıldığını ve böylece büyük olaylara gebe bırakılan bir saha olduğunu belirtmişti. Önlem alınmadığında çok büyük olayların meydana geleceğini yazıyordu.
Türkiye olarak birçok iç dış sorunlarla ve özellikle son günlerde İsrail'in saldırısı dolayısı ile ilgilenemediği Kırgızistan'dan 13 Haziran itibari ile ajanslara düşen haberde kısaca: “Kırgızistan'da, Özbeklere karşı başlatılan şiddet artarken, olaylarda 100'den fazla kişinin öldüğü ve 1,250 kişinin yaralandığı belirtiliyor. Gelen haberlere göre 75 bin kişinin Özbekistan'a sığındı.” Deniliyordu.
Büyük devlet olmak istiyorsak büyük düşünmeliyiz. Yarınlar için düşünce üretmeliyiz. Bakın herkesin bildiği bir anekdot anlatayım. 29 ağustos 1897'de Basel'de toplanan ilk Siyonist kongresinde İsrail için strateji belirlemeye karar verirler. O zamanlar geleceğin Siyonist İsrail Devleti için bir dizi kararlar alınır. Bu kararların en önemli ayağı, 2000 yıl devletsiz yaşayan Yahudiler için merkezi Kudüs olan bir Yahudi devlet kurulması. Bunun içinde süre veriyorlar, 50 yıl içerisinde kurulacak diyorlar. Ve ne oldu biliyor musunuz? 29 Kasım 1947 günü ABD ve İngiltere'nin Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na yapmış olduğu yoğun baskı sayesinde İsrail devleti resmen kuruldu.
Demek ki, yarınlara aydınlık bir şekilde çıkmak istiyorsak; çok düşüneceğiz.
Bilmem anlatabildim mi?..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.