banner2

Seçime az bir gün kaldı. Türkiye’de 7 Haziran sonrasında oluşan iktidar boşluğu 1 Kasım’da son bulup bulmayacağı tartışılıyor.
Herkes bıçak sırtı bir durumu konuşuyor. 1 Kasım’dan sonra yine hükümet krizleri oluşursa krizler ekonomiden sosyal alana kadar yayılır mı? Seçimde yine tek başına iktidar çıkmazsa ne olur? Koalisyon hükümeti kurulur mu? Kurulmazsa kriz daha da derinleşir mi?… Türkiye’de iç karışıklık çıkar mı?..
Ben sondan başlıyayım. Türkiye’de şu an için iç karışıklık çıkma ihtimali yok! Hiçbir partili ve hiçbir aklıselim vatandaşımız bu duruma razı gelmez-gelmiyor! Sadece dış mihraklardan beslenen taşeron örgütlerin dilek ve temennileridir bunlar. Herkesin bir hesabı olabilir ama İslam dininin sahibi olan Allah’ın da bir hesabı var! En doğru hesap Allah’ın hesaptır. Ve her karanlığın ardında bir aydınlık vardır!.. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin üzerine çöken bu karanlık bulutlar elbette dağılacaktır.
Bizim bu olanlardan dersler çıkarmamız lazım. Allah, kullarını her şeyiyle imtihan eder. Varlık ve yokluk birer imtihan neticesidir. Neticede fani bir Dünya’da yaşıyoruz. Ebedi hayatın imtihan yeri burasıdır… İnananlar için ümitsizlik yoktur. İsyan yoktur. Tefekkür ve taat vardır…
1 Kasım seçimleri elbette birileri için çok önemlidir. Bağımsız olmak veya teslim olmaktır. Tek başına bütün cihana meydan okuyan bir peygamberin ümmeti bunca ferdiyle teslim olmayacağı kesindir. Hiç kimse bir siyasi hareket üzerinden teslim alacağını düşünmesin.
1 Kasım’dan sonra da hayat devam edecek. Seçimde tek başına iktidar çıkmazsa tabi ki ekonomik olarak sıkıntılar olabilir. Ama zaten yüce Allah buyurmuyor mu ki: “Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, korku ve açlıkla, mal, can ve yiyecek içecek gibi ürünlerin azaltılmasıyla sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredip sebat ve dayanıklılık gösterenlere iyiliklerin geleceğini müjdele” (bakara-155) Biz iyilikleri gelmesi için sabredeceğiz. Sebat ve dayanıklık göstereceğiz. Sandıkta yapacağımız tercihin sonucuna katlanacağız.
Siyaseten insanlar çok kutuplaştı deniliyor! Günümüzün siyasetinin işi kutuplaştırma değil mi? Siyasetçi, düşünen insanları değil taraftar insanları sever. “Kralım çok yaşa” sloganı siyasetçinin en çok beslendiği gıdasıdır. Bu tür siyasetin kutuplaştırıcı zararlarından dolayı Bediüzzaman Hazretleri “Euzûbillahi mineşşeytani vessiyase” yani “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” demiş.
Bazen insanların “ne oluyoruz” diye durum düşünmesi lazım değil mi? Herkesin bir doğrusu var! Herkes kendi doğruları üzerinden hareketle karşısındakinin yanlışlarını eleştirebiliyor. Siyaset çok önemli bir mekanizma. Bu mekanizmayı bunu doğru kullanmak lazım. Yoksa tıpkı eşrefi mahluk olan insanların esfele safilinleştiği gibi peygamber sanatı olan siyasette şeytanın sanatına dönüşmesi mümkün. Neticede partileri oluşturan bizleriz. O tüzel kişiliklere renlerini verenler onu oluşturanlardır.
Ve nasılsanız öyle yönetilirsiniz…
1 Kasım sonrasına umut dolu giriyoruz. Bir musibet bin nasihatten daha evladır.… Güzel günlerin güzel insanların güzelliği ile süsleneceği günler yakındır.
Son olarak tekrar söylüyorum. İSLAMDA ÜMİTSİZLİĞE YER YOKTUR ALLAH’u Telanın hem rahmeti hem gadabı vardır. Ancak rahmeti gadabından üstündür! Onu aşmış ve taşmıştır.
Selam ve dua ile…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.