Göbeklitepe Siriusa tapınmak için inşa edildi
Dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen Şanlıurfada bulunan Göbekli Tepe hakkında önemli bir iddia ortaya atıldı.

Halen birçok sır saklayan dev anıtların bulunduğu antik yapının, Büyük Köpek Takımyıldızının en parlak yıldızı Siriusa tapınmak için inşa edildiği öne sürüldü.
Dünyanın en önemli antik eserlerinden biri olan 11 bin yıllık Göbekli Tepenin, Sirius yıldızına adandığı öne sürüldü.
En az 20 daire şeklinde çevrelenmiş alandan oluşan Göbekli Tepe, 1990lı yıllarda başlayan kazılara rağmen halen tam olarak ortaya çıkarılmış değil. Alandaki dairesel alanların her birinin ortasında, devasa, T şeklinde sütun yer alıyor. Bazı sütunların üzerinde aslan gibi yırtıcı hayvan figürleri yer alırken, iki anıttaşı, birbirlerine paralel biçimde yapının ortasında yükseliyor.
Neolitik (Cilalı Taş Devri) Çağı hakkındaki tartışmalarda yeni bir sayfa açan Göbekli Tepe, tarımın insnaları yerleşim birimleri kurmaya ve sanat ile dini geliştirdikleri medeniyeti oluşturmaya ittiği düşüncesinden sıyırıyor. Çünkü dev yapının civarında tarımsal hayata ait hiçbir iz bulunmuyor. Bu durum, dinin, eski insan topluluklarında daha önce yer edindiğini öne sürüyor.
Göbeklitepe kazılarının başında yer alan, Berlindeki Alman Arkeoloji Enstitüsünden (DAI) Klaus Schmidt, Avcı-toplayıcı toplumlara ait eş zamanlı olarak kurulan birçok yerleşim birimi var. Göbekli Tepe, bu yerleşimlerde yaşayan insanlar için bir ibadet yeriydi dedi.
TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Newscientist sitesinin haberine göre, İtalyan bir araştırmacı, Göbekli Tepenin ne tür bir dini inanışa sahip insanlar tarafından kullanıldığına dair önemli bir iddia öne sürdü.
Milanonun Polytechnic Üniversitesinden arkeo-astronom Giulio Magli, tıpkı İngilteredeki Stonehenge gibi, Göbekli Tepenin gök cisimlerinin hareketlerini takip etmek ve onlara tapınmak için yapıldığını iddia etti.
Magli, oluşturduğu simülasyonda Göbekli Tepe inşa edildiği zaman gökteki yıldızların konumlarının nasıl olacağını belirledi. İtalyan gök bilimci, Dünyanın kendi eksenindeki hareketinden dolayı yıldızların son bin yıl içinde konumlarının değiştiğini, bir zamanlar ufuk çizgisine yakın beliren yıldızların farklı konumlarda yükseldiği ve görüldüğünü, yeniden belirmeleri için de binlerce yıl geçebileceğini ifade etti.
Gökteki en parlak yıldız olan (Güneşin ardından) Sirius, Ay, Venüs ve Jüpiterin ardından gece karanlığındaki en parlak dördüncü gök cismi.
SİRİUSU TAKİP EDİYORLARDI
Magli, antik Mısır takviminin Sirius yıldızının hareketlerinden yararlanılarak hazırlandığına dikkat çekerek, binlerce yıl önce Göbekli Tepenin bulunduğu enlemde benzer amaçlara hizmet etmiş olabileceğini belirtti.
Siriusun 9300 yıl önce ufuk çizgisinin altında görünür olduğunu belirten Magli, Gökte aniden beliren bir yıldızın, bir dinin doğumuna sebep olduğunu düşünebiliriz dedi. Magli, Bence Göbekli Tepe bir yıldızın doğumu üzerine inşa edildi ifadesini kullandı.
YILDIZLARLA KONUMLANDILAR
Göbekli Tepe haritaları ve uydu görüntülerini kullanan Magli, iki anıttaşın arasından ve tüm çemberlerin içinden geçen hayali bir çizgi çizdi. Magli, kazılarda ortaya çıkan üç dairesel alanın, Siriusun ufukta belirdiği M.Ö 9100, 8750 ve 8300 yıllarında gökteki noktalarla aynı hizaya geldiğini öne sürdü.
Magli, yaptığı araştırmanın üzerinden geçmesi gerektiğini ve daha doğru hesaplamalarla sonuçları doğrulaması gerektiğini belirtti. Kazılarda dairesel alanların tam olarak ortaya çıkmaması, yapıların yıldız konumlarına göre hazırlanıp hazırlanmadığı hakkında kesin bir fikir sunamıyor.
DAI üyesi olan Jens Notroff, Göbekli Tepedeki anıtların bir çatısı olup olmadığını hala tartışıyoruz. Eğer zamanında bir çatı varsa, bu yıldızların gözlemlenmesini zorlaştıracaktı dedi.
Kaynak: Gazeteport