AŞUR’DA Hz. HÜSEYİN İÇİN TUTULAN YAS

Hz. Hüseyn’in Kerbela’da şehit edilmesi olayı, Halife Yezîd b. Muaviye, Irak valisi Ubeydullah b. Ziyad ve onun gibi hain bazı komutanlar dışında bütün Müslümanları üzmüştür. Hatta Yezîd’in annesi Meysûn bint Behdel, “Sana hakkımı helal etmeyeceğim” diyerek Yezîd’e lanet okumuştur. Fakat İslam geleneğinde Kerbela gibi acı ve ciğersuz hadiseler, inancın önüne geçmesin diye simgeleştirilmemiştir. İslam âlimleri, inancın önüne geçecek böyle törenlere izin vermemişler. Aşura gününde Şiilerin yaptıkları törenlere baktığımızda İslam âlimlerinin ne kadar haklı olduklarını görürüz.
 Hatırlayalım, Hz. Peygamber’in hayatında onu en çok üzen hadiselerden birisi Hz. Hamza’nın Uhud’ta şehit edilmesidir. Hz. Peygamber (sav) o hadise sebebiyle adeta birkaç yıl erken yaşlanmıştır. O kadar ki, Medine’ye döndüğünde, şehitlerine ağlayan kadınları gördüğünde, “Ama Hamza’ya ağlayan yok” diyerek derinden üzüntüsünü ifade etmiş, kadınlar da onun için de ağlamaya ve yas tutmaya başlamışlar. Hal böyle iken Hz. Hamza’nın sene-i devriyesinde yas tutulmamıştır. Sadece Resûl-i Ekrem (sav) sık olmasa da arada bir Uhut şehitlerini ziyaret eder ve onlar için dua buyururdu. Hz. Peygamber’den sonra en acı şekillerde şehit edilen Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin vefat yıl dönümlerinde de onlar için yas tutulmamıştır.
Bilmeliyiz ki, Şia, diğer mezhepler gibi ihtiyaçtan ortaya çıkan bir mezhep değildir. Çıkış noktası siyasidir. Hz. Hüseyin’in şehadeti, Müslümanları birbirinden uzaklaştırmaya ve aralarına nifak sokmaya çalışan siyasetçiler için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Müslümanları, Züccaciye dükkânına giren fil gibi yöneten Emevilerin ırkçılığını da buna ilave edersek bazı İslamî konuların nasıl siyasete alet edilerek simgeleştirildiğini daha iyi görebiliriz.
Bu itibarla, Sünni Müslümanların Hz. Hüseyn’in vefat yıl dönümünü kutlamamaları normaldir. Bütün Müslümanlar için üzücü olan Resûl-i Ekrem’in vefat yıl dönümünde dahi Müslümanlar tarafından yas tutulmamıştır. Hatta onun doğum yıl dönümü olan Mevlidi ilk kutlayanlar Mısırda kurulan Şii-Fatımî devletidir (972-975). Bu kutlama, Sünni âlimler tarafından benimsenmemiştir. Daha sonra bu gelenek Salahaddin Eyyûbî’nin yeğeninin eliyle Eyyûbiler tarafından kutlanmış, oradan Selçuklulara ve Osmanlılara da geçmiştir.
Dolayısıyla Sünni Müslümanların Hz. Hüseyin’in şehadetini kutlamamaları yanlış değildir. Hz. Peygamber Aşura orucunu tavsiye etmiş, Müslümanlar onu tutarak hem Hz. Hüseyn’i hatırlıyor hem de ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyorlar.