banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin MHP

Erbakanlar olan ilişkisini de açıkladı

   İşte Sayın Kurtulmuş'un yapmış olduğu basın toplantısı;         

Bu hafta iki sebepten dolayı normalde Çarşamba veya Perşembe günü yaptığımız bu toplantıyı Salı gününe almak zorunda kaldık. Birinci sebep, yarın başbakanın partiler ile ilgili başlatacağı referandum sürecine ilişkin Çarşamba günü Saadet Partisi'nde olacağıdır. Bir diğer konu ise geçtiğimiz Pazar günü yaptığımız kongreden sonra Saadet Partisi'nin etrafında oluşturulan bir takım spekülasyonlara partinin genel başkanı olarak görüşlerimizi arz etmektir.

Bildiğiniz gibi 26 ekim 2008'de Saadet Partisi kongresi ile birlikte genel başkanlığa seçilmiş ve o tarihten itibarende partimizin içerisinde birlik ve bütünlük içerisinde çalışmalarımızı sürdürdük. Yeni dönemde bayrak yarışı içerisinde bizden evvel bu mücadeleyi sürdüren insanlar benim şahsımda kendilerinden sonraki nesle bu bayrağı teslim etmişlerdir. Bizde bütün gücümüzle bir dakikayı dahi boşa geçirmeden bu mücadeleyi gayretle sürdürdük. Yeni dönemde Saadet Partisi'nin siyaset üslubu siyaset ve muhtevasıyla Türkiye kamuoyunun önüne çıktık. 29 Mart seçimlerinde ve sonraki gelişen süreçlerde milletimizin Saadet Partisi'ne göstermiş olduğu ilgiyi ve teveccühü hep birlikte gördük. Saadet Partisi seçimlerden aldığı oyun çok üstünde bir siyasal karşılığı olan bir parti konumuna gelmiştir. Bundanda bütün milli görüş camiası ve türkiyede alternatif arayışı içerisinde olan geniş kitleler fevkalade memnun olmuşlar.

Bu süreç içerisinde 11 Temmuz 2010 günü bir kongreye gitme ihtiyacı doğmuştu. Bunu gerekçelerini daha öncede ifade etmiştik. Bu kongremizin ‘kongreden iktidara' yürüyüşü başlatacağını söyledik. Saadet Partisi'nin kendi kökleri üzerinde yeniden yükseleceği Milli Görüş'ün 3'üncü iktidar yürüyüşünün başlanacağı bir kongre olacağını ifade ettik. Çok şükür geçtiğimiz Pazar günü Türkiye'de belki çok az siyasetçiye nasip olan bizim siyasi tarihimiz açısından da çok ender görülen bir kongre icra ettik. Bu kongrede on binlerce insan bu sıcağa rağmen Anadolunun bir çok bölgesinden kalkarak Ankara'ya geldi. Hem hazırlık süreci bakımından hem katılım bakımındın hem kongre coşkusu bakımından fevkalade ciddi bir şekilde bir süreç ortaya çıktı. Muhteşem bir kongre ile Saadet Partisi yoluna devam ediyor. Bu amaçla kongre günü buraya gelen bütün güçleri ile bu çalışmalara güç veren kuvvet veren başta kadın kolları mensupları olmak üzere gençlerimiz, teşkilatlarımız ve genel merkez çalışanlarımızın tamamına destek veren her bir arkadaşıma yürekten teşekkür ediyorum.

Bu kongre sürecinde Saadet Partisi çift liste olduğu için bir takım sıkıntılar gündeme gelmiştir. Ortaya çıkan çift liste şeklinde olan bu yarış aslında iki farklı grubun iki farklı genel başkan adayının yarıştığı bir liste değildi. Hem benim geniş istişarelerle hazırladığım geniş liste hem beyaz listeye alternatif olarak sunulan yeşil liste de bir tane genel başkan adayı vardı. Dolayısıyla iki farklı şahsın bir siyaset yarışı kapışması şeklinde bir yarış olmamıştır. Bu kongre süreci içerisinde, teşkilatlarımız başta olmak üzere il başkanlarımızı, il müfettişlerimizi, Türkiye'deki bütün parti teşkilatlarımızı, yaklaşık 500'e yakın sivil toplum kuruluşunu dinledik. Sonuç olarak ortaya bir liste çıktı. Bu listede çok geniş istişarelerle yaptığımız bir listeydi. Bu süreçte istişarelere sonuna kadar uyulmuştur. Ancak kamuoyunda gündeme geldiği için ifade etmek durumundayım ki, bu listeyle birlikte esas önemli olan bir önceki kongreden Yüksek İstişare Kurulu'nun Yargıtay cumhuriyet başsavcılğından gelen ihtar yazısı dolayısıyla ne nitelikte bir kurul olduğu konusunda oturup uzlaşmaya varıldı. Yüksek İstişare ve Onur Kurulu adı altında bir istişare ve onur kurulumuz bu kongredeki değişiklikle onaylanmış oldu. YİK'teki bu büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın istişari mahiyette bir organ içerisinde olacağı kararlaştırıldı. Zaten kongreden de istişare metni çıktı. Dolayısıyla iki liste arasındaki fark sadece YİK'te olan ağabeylerimizin beyaz liste de yer almamasıdır. Çünkü tüzükteki çok temel kurallarımızdan birisine göre bir kişinin iki tane organda görev almamasıdır. Ayrıca bizim beyaz listemizde il başkanlarımız arasında seçtiğimiz her bölgeden temsilen seçtiğimiz arkadaşlarımız vardı. Diğer listede böyle bir tercih yapılmamıştır. Şunu ifade etmek istiyorum. Ben Saadet Partisi'nin herhangi bir mensubunun yapacağı 75 kişilik GİK ile çalışırım. Ancak siyasi partilerde çalışacak bizim siyaset tempomuza ayak uyduracak, bir yüz metre koşucusu gibi önümüzdeki seçim döneminde sadece elinin ucuyla değil bütün vücuduyla mücadele katılacak olan bir listeye katılmaya özen gösterdik.

Seçimde olanlar geride kaldı. Bu günden itibaren vazifemiz hiçbir arkadaşımızı geride bırakmadan, bu kongre sürecindeki bu mücadeleye katılan Saadet Partisi'nin 3'üncü büyük şahlanışına katılarak hazırlık yapan bir tek arkadaşımızı bile geride bırakmadan yürüyüşümüze devam etmek, Yeniden Büyük Türkiye kurma mücadelemize bu günden itibaren başlamaktır. Sadece beyaz listenin muhtevasını açıklamak için söylüyorum. Bizim Milli Görüş dediğimiz hareket 1071'den itibaren bu topraklarda başlamış, hak hukuk ve adalet mücadelesidir. Bu topraklarda bütün tertiplere bütün uluslar arası baskı ve düzenlemeler karşı, bu topraklarda kıyamete kadar yaşayacak olan siyasi fikri bir mücadelenin adıdır. Bu mücadele ben dahil hiç kimsenin şahsı ile kaim değildir. Sultan Alparslan kalmadığı gibi, Sultan Fatih kalmadığı gibi, bu gün yaşayan ben dahil hiç birimiz kalmayacağız. Geride bırakacağımız ise 1071'de Sultan Alparslan'ın bu topraklara getirdiği ve Anadolu topraklarında asırlardır bu siyasi mirasi bizden sonraki nesillere de en yüksek seviyede teslim edecek bir siyasi mücadeleyi yapmaktır.

Türkiye'nin ilgiyle takip ettiği bir siyasi partiden söz ediyoruz. Nihayetinde 70 asil 35 yedek olmak üzere 105 kişilik bir liste oluşturduk. Bu listenin muhtevasını gözler önüne sermek istiyorum. Bu listede 10 tane yeni genç arkadaşımız vardır. Bu arkadaşlarımızın tamamı MGV, Saadet Partisi, Fazilet Partisi, AGD'nin kadrolarında yetişmiş, yani bizim gençlik hareketlerimizden süzülüp gelmiş olan gençlerimizdir. 12 tane mevcut il başkanımız bu listede yer almıştır. 29 tane teşkilat mensubu bunlar il müfettişi ve teşkilatımızın çeşitli kademelerinde yer almış arkadaşlarımız olmuştur. 7 tane kadın üye yer almıştır. 15 tane akademisyen, iş adamı ve başka siyasi partilerden yöneticiler katılmıştır. 32 arkadaşımız ise zaten mevcut GİK'te yer alan arkadaşlarımızdır. Dolayısıyla burada bir yenileşme sağlanmıştır. Bir gençleşme sağlanmıştır ama bu siyasi hareket kendi geleneğinde değişmeden yenileşmeyi başaran bir kongreyi icra etmiştir. Bu kongre süreci içerisinde çift listenin doğal gereği olarak bazı arkadaşlarımızın bazı insanların kırgınlıkları, küskünlükleri olabilir. Bunlar son derce doğaldır. Partinin genel başkanı olarak benim üzerime düşen görev, herkesi terleyip, toparlayacak bir süreci başlatmaktır. Kızgınlıklar, kırgınlıklar, küskünlükler içerisinde söylenmiş lafların hiçbir önemi yoktur. Birkaç gün sonra herkes yerine oturur, sükunet sağlanır. İnşallah hepimiz kaldığımız yerden yolumuza devam ederiz. Burada şunu çok açık şekilde ifade etmek istiyorum. Bizim bir kişi dahil kaybetmeye lüksümüz yoktur. Bu davaya samimiyetle iyi niyetle destek olan hiç kimseyi kenarda bırakma niyetler olamaz. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Toparlanın Yeniden Büyük Türkiye'yi kurmak için ilk günden itibaren  daha gayretle, daha büyük şevkle çalışıyoruz. Ben bu kongremizin Saadet Partisi'ni Türkiye'de önemli bir alternatif olarak çıkardığını ve inşallah bu kongre süreci içerisinde göstermiş olduğu hassasiyetlere biraz daha dikkat etmesi gerektiğini temenni ediyorum. Söylenmiş olan sözler, yapılmış olan hareketler geride kalmıştır. Bu gün 13 Temmuz, 11 Temmuz geride kaldı. Biz Türkiye'nin geçmişi ile değil Türkiye'nin geleceğinde Milli Görüş'ün ne kadar etkili olacağıyla ilgiliyiz. Allah yolumuzu açsın, dostlarımız sadık kılsın, yardımcımız olsun.

SORULAR

Bu tartışma Süryani üye nedeniyle ortaya çıktığı Kazan'ın bu yönde bir açıklaması oldu?

Hayır böyle bir şey yoktur. Kaldı ki, Süryani vatandaşlarımızda Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşlarıdır. Türkiye'de bizim temel ilkelerimizi benimseyen herkesle yolumuza devam ederiz. Böyle bir tartışma mevzu bahis değildir. Tartışmanın odağı listelere bakılırsa da görülecektir. Yeşil listeyi yapan arkadaşlarımız da genel başkanımızla hiçbir problemimiz yok açıklaması yapıyorlar. Buradaki temel mesele YİK'te bulunacak olan ağabeylerimizin GİK'te de bulunup bulunmayacakları ile ilgili bir tartışmadır. Bizim söylediğimiz şöyle bir söz yok mu? Kapımızın üstünde hangi adın yazdığı kartvizitimizde hangi mesleğin olduğu önemli değildir. Bizim hangi işi yaptığımızdır. Bu ağabeylerimizle olan birikim, gönül birliğimiz, beraberliğimiz onların GİK'te oluyor olmasıyla YİK'te olmasıyla değişmeyecektir. Biz onların bilgilerinden, birikimlerinden her zaman istifade edeceğiz.

Size karşı bir tasfiye çalışması yapılacak yönünde haberler vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Valla bakın bir ülkede siyasetçileri millet tasfiye eder. Ben bu parti içerisinde söylenen konu, acaba bu tasfiye kongresi mi olacak. Rakamları da onun için söyledik. Biz bir tasfiye kongresi değil bir takviye kongresi yapacağız. Bu partinin içerisinde şu 105 kişiden hangisinin bu partinin temel ilkeleriyle ilgisi olmadığını söyleyebilir. Yıllardır gençlik teşkilatlarımızda mücadele etmiş olan arkadaşlarımızın herhalde kimse söz edemez. Benim için kısmaya kırgınlık küskünlük yok. Her kimsenin de bize destek vermek için elinden gelen bütün mücadeleyi göstereceğine inanıyorum. Bu sözlerin partimiz içerisinde değildi böyle temenni edenlerin sözleri olduğunu zan ediyorum.   

Olağanüstü kongre çalışması var mı? Sayın Erbakan ile görüştünüz mü, görüşecek misiniz? Genel Merkezin taşınacağına dair bir iddia var?

Ben siyasi hayatım boyunca aleyhimde yazanlar olmadı. Ama çok ağır hakaretler yazılar da oldu. Ben kimsenin yazdıklarını cevap verecek durumda değilim. Bu arkadaşlarımızın yorumlarıdır. Ben kendi yaptıklarımdan ve yapacaklarımdan sorumluyum. Hiçbir başka kimsenin yaptıklarından sorumlu değilim. Sadece Erbakan ile olan ilişkimize değinmek isterim. Erbakan olan ilişkilerimiz tekraren söylüyorum. Kağıt üzerindeki ya da herhangi bir tüzük gereği ilişkisi değildir. Bu siyasi hareketin kurucusudur. Türkiye'ye fevkalade ciddi hizmetler yapmış olan bir şahsiyettir. Kendi birikiminden, kendi bilgisinden Türkiye ve insanlığa yaptığı katkılardan  yararlanmak zaten akıllı bir siyasetçinin vazifesidir. Biz bunu yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz.

Yeni bir parti kurulmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Saadet Partisi Milli Görüş'ün merkezidir. Yenileyerek, çağın icabı içerisinde kendisini bu günün siyaset lisanıyla ifade eden bir siyasi harekettir. Bize oy veren geniş kitlelerin içerisinde çok büyük bir kesimin bu gidişattan bu yürüyüşten en ufak bir rahatsızlığı yoktur. Kaldı ki, demin ifade ettim. Yeşil listeyi hazırlayanlarda genel başkanın kendisinden ve söyleminden bir rahatsızlıklarının olmadığını söylüyorlar. Bu kadar açık gerçek ortada iken yeni bir parti kurmanın gereğinin olmadığını heralde bileceklerdir. Bunlarda kongre süreçleri içerisinde söylenmiş bir takım kulisler olabilir.

Partinin politik eksenin kaydığı ile ilgili iddialara ne diyorsunuz?

Partinin ana ekseni nedir sorusun sormamız gerekiyor. Bu partinin ana ekseni üç tane temel değerdir. Önce ahlak ve maneviyat sloganıyla ifade edilen bu ülkenin medeniyetine, geçmişine,birikimine sahip olmak ve bunu taşımaktır. İkinci olarak Yeniden Büyük Türkiye sloganıyla ifade ettiğimiz Türkiye'nin iç politikasından, dış politikasına, ekonomisinden sosyal politikasına kadar bütün alanlarda Anadolu toprakları üzerinde ayağı basan büyük Türkiye idealine sahip olmaktır. Son olarak ise dünyada adil bir sistemin kurulması için gayret sarf etmektir. 26 Ekim 2008 kongresinden sonra ortaya koyduğumuz siyaset anlayışı ile bu üç ana konuyu tahkim etmiş ancak bunu bu günün üslubu içerisinde güncellemeyi başarmıştır. Burada olsa olsa söylenecek şey, Saadet Partisi'inde yeni bir siyaset üslubunun geldiği açıktır. Zaten Akif'in söylediği ‘asrın idraki içerisinde konuşmak' gerektiği de heralde bunu zorunlu kılmaktadır. Yoksa herhangi bir eksen kaymasından bahsetmemek gerekir. Böyle bir şey söyleyen varsa buyursun karşımıza geçsin, hangi delili varsa onu da getirsin konuşalım.

Milli Görüş'te bu ikinci yenilikçi çıkış oldu. Milli Görüş neden yeniliğe bu kadar kapalı. Yenilik neden bu kadar sancılı oluyor?

Hayır herhangi bir sancı olmuyor. Bu tür şeyler olur. İnsanlar belli alıştıkları şeylerin kendi alıştıkları şekilde söylenmemesi belki bazı insanların beyninde bir şey söylenebilir. Saadet Partisi kongresi geride kaldı. Zaten iki listeyi toplasanız 130 kişi etmez. Sizi temin ederim ki Türkiye toplumunun yüzde 99'u Saadet Partisi'nin GİK'inde kimlerin yer aldığı ile ilgili değildir. İsimler üzerinden bir tartışmanın yapılmasını yanlış buluyorum. Biz değişmeden yenileşmeyi gençleşmeyi bu günün şartları içerisinde yenilemeyi sürdürüyoruz. Bunu sürdürmeye devam edeceğiz. Bu talebin toplumsal bir talep olduğunu görüyoruz. Türkiye'deki bütün iktidarların kaynağı Milli Görüş'tür derseniz. Çok haklısınız. Çünkü Milli Görüş Türkiye'nin en hareketli sosyolojik tabanıdır. Bu kongre ile birlikte bundan sonra Türkiye'nin siyasal iktidar merkezi Saadet Partisi'nin etrafında şekilleniyor.

Şevket Kazan'ın bir televizyon kanalında açıklamaları olmuştur. Bu konuda ne diyorsunuz? Erbakan'ın oğlunun adının sizin listenizde yer almamasını neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle partinin başkanı olarak bize büyüklerimizin öğrettiği bir şey vardır. Ben sonuna kadar uyacağımı ifade etmek isterim. Parti içerisinde olanlar bir dedikodu  mekanizması içerisinde milletin önünde tartışılmamalıdır. Geçen kongre sonrası bir basın toplantısı düzenlemeyi ihtiyaç olarak görmedim. Bu kongreden sonrada bu açıklamayı yapmayacaktım Ama zorunlu olduğu için bu açıklamayı yapıyorum. Biz kongre salonunda ve sonrasında yapılanların geride kaldığını biliyoruz. Şevket Kazan Bey bizim sevdiğimiz büyüğümüzdür. Bundan sonrada kendi fikirlerinden istifade edeceğimiz büyüğümüzdür. Ancak müsaade ederseniz çok konuşulduğu için bir şeyi ifade etmek istiyorum. Üzerinde mutabakata varılmış olsaydı niye bir ikinci liste çıkma ihtiyacı ortaya çıksaydı. Kaldı ki yeşil listede yer alan arkadaşlarımızın 42 tanesi niye istifa etsinlerdi. Demek ki ortada bir mutabakat olmadığı da bellidir. Zaten kendi ifadelerinden bu mutabakatın olmadığı kongre salonuna kadar liste konuşmalarının devam etmesinden de anlaşılıyor. Saat sadece bilinsin için söylüyorum. Bundan sonra da hiçbir açıklama yapmayacağım. Saat 7;30 buna Allah şahittir. Ben çok geniş istişarelerle 60- 70 tane isme kadar konuyu indirdim. Bundan sonra YİK'teki ağabeylerimizin tavsiye ettiği listeyi de aldım. Listeleri ben oluşturduktan sonra kendilerine göndereceğimi ifade ettim. Kendileri de arada 10 tane isim vardı bunu da kendilerini bıraktık diyorlar. Eğer öyle ise bırakında bir genel başkan 10 tane ismi belirlesin. Böyle bir mutabakat olsa niye ortadan kaldıracak bir gelişme olsun. Listede bulunan bazı arkadaşlarımızın Fatih kardeşim başta olmak üzere bazı arkadaşlarımızın benim kendilerine gönderdiğim son listemde olduğunu ancak kendilerinin bize gönderdikleri son listede değişiklikler yapıldığı için bizde yeni bir listeyi olası istifaların önüne geçmek için birkaç ismi değiştirmek durumunda kaldığımızı ifade etmek istiyorum. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.