banner2


Bundan yaklaşık üç hafta önce Sayın Başbakan ameliyata alınmıştı. Başarılı bir ameliyatın ardından başlayan 20 günlük istirahattan sonra 15 Aralık Perşembe günü Ankara’ya gelerek göreve başladı. Sayın Başbakan’a geçmiş olsun diyoruz. Başbakan’ın hastalığı ve hastalıktan sonraki istirahatı, siyasal istikrarın bu ülke için ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye gibi ülkelerde, icraatın başında olan başbakanların bir haftalık tatilleri bile hemen göze çarpıyor ve muhtemel senaryolar konuşuluyor. Eğer ülkede siyasi istikrar yoksa işler daha da vahimleşir; çünkü başbakanın gözden ırak olduğu süreler zarfında, parti içi muhalefetten tutun, erken seçim senaryolarına kadar birçok komplo teorileri konuşulmaya başlar.
Şimdi Türkiye’ye bakalım; Türkiye 10 yıldan beri ekonomik ve siyasal alanda ciddi bir istikrarı yakaladığı için, Sayın Başbakan’ın üç hafta değil, üç ay bile ortadan kaybolması halinde bile, o tür olumsuz senaryolardan hiç biri konuşulmaz, diyebilirim. Konuşmak isteyenler yok mu? Olacak elbette; ancak bu tür konuşmalar olsa bile dinleyenler olmaz. Nitekim Sayın Başbakan’ın istirahatlı olduğu süre içinde, siyasal ve ekonomik istikrarı test eden dedikodular yapıldı. Şike suçlarına verilen cezalarda dörtte bir oranında indirim yapan ve kamuoyunda şike yasası olarak bilinen bir yasa, Ak Partili bir vekilin Cumhurbaşkanına mektup göndermesiyle veto edilerek Meclise geri gönderildi. Gazetecilerin meraklı sorularını cevaplandıran bazı Ak Partili yetkililerin, Sayın Başbakan’ın bu konudaki düşüncelerini öğrenmeden verdikleri cevaplar, çoktandır istikrarsızlığı özleyen bazılarını bir hayli sevindirmişti.
Hatta o çevreler, “Hükümette ve partide çatlak var” diyerek bu sevinçlerini dile getirmekten geri durmadılar. Oysa mesele, sadece Sayın Başbakan’ın ani bir şekilde rahatsızlanmasından kaynaklanıyordu. Kısa bir zaman sonra telekonferansla Bakanlar kurulunu ikna eden Sayın Başbakan, Yasanın aynen geçmesi taraftarı olduğunu ifade etti. Anlaşılan, gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan yardımcısı ve Gümrük Bakanı, Başbakan’a danışmadan kendi görüşlerini dile getirmişlerdi. Sayın Başbakan’ın, telekonferans yoluyla İstanbul’daki evinden yaptığı ikna konuşmasından sonra her iki Bakan da yanlış düşündüklerini, Ak Parti grubunun vereceği her türlü karara uymanın temel görevleri olduğunu söylediler. Hatta Bülent Arınç “Sayın Başbakan’a aykırı görüşler beyan ettiğim için kendimi affedemiyorum” diyecek kadar siyasi istikrara önem verdiğini dile getirdi. Yani her şey siyasal istikrar için…
Ak Partili bazı milletvekillerinin itirazlarına rağmen Şike yasası jet hızıyla TBMM’den geçti ve iki gün sonra da yasalaştı. Ak Partinin içinden çıkan aykırı sesler muhalefet için, tutunacakları bir kulp sayılmasına rağmen, muhalefetin kendisi bile, alternatif bir iktidar düşünmediği için, hükümetin ve siyasal istikrarın devamından yana tavır koydular. Türkiye’nin on yıllık parlak geleceği tamamen siyasal istikrara bağlıdır. TBMM, yeni Anayasada seçim barajını düşürerek siyasal istikrarı heder etmemelidir. Aksi takdirde önümüzdeki on yıllık dönemde kötü sürprizlerle karşılaşabiliriz.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.