banner2

8 Mart Salı günü Dünya kadınlar günüdür. Zavallı Batılılar, kadına yeterince değer vermediklerini fark edince, kadın haklarına dikkat çekebilmek için senede bir günü kadına ayırmışlar. Bu da hiç yoktan iyidir. Peki İslam kadın haklarına değer vermenin neresindedir?

Geçenlerde bir yerde kulak misafiri oldum. Adamın biri, etrafındaki insanlara şöyle diyordu: İslam a göre kadın erkeğin cariyesi konumundadır; erkek dilerse onunla evlenir, ona bir miktar mal vererek her şeyine sahip olabilir. Dilediğinde boşayabilir. Boşama yetkisi erkektedir.

Değerli okuyucular! Zaman zaman bu tip sözleri hoca kisvesi altındaki şahıslardan bile duyacak olursanız asla inanmayınız; kadınla ilgili bu görüşler tamamen bir iftiradan ibarettir. Bilmeyenler de zanneder ki, bu görüşler İslam dinine ait görüşlerdir. Eğer bugün kimileri, kadını erkeğe ait bir mal konumunda görüyorsa bu kabahat İslam dinine ait değildir. Eğer toplumumuzda bazıları cahiliye anlayışlarına dönerek kız çocuklarına mirastan pay vermiyorlarsa, tüm mal varlıklarını alış-veriş yolu ile erkek çocuklarına aktarıyor ve böylece kadınlara mirastan bir pay bırakmıyorlarsa bunun kabahati elbette ki dinimize ait değildir.

Eğer Müslümanlar günümüzde hanımlarını eve hapsetmiş, ilim öğrenmelerine müsaade etmeyerek topluma faydalı olan hiçbir aktif faaliyete sokmuyorlarsa bunun vebali de dine ait olamaz.

 

Egolarını tatmin etmek için hanımlarının dışarı çıkmasına engel olanlar, kadın dini bilgilerini ancak babasından veya kocasından öğrenmesi gerekir diyerek kadınları ilmin ışığından mahrum bırakarak, maalesef bu vebali de dinin üzerine atıyorlar.

 

Oysa İslam tarihinde Mescitler hem namaz yerleri hem de tarih boyunca ilim öğrenme yerleri olarak hizmet vermişlerdir. Peygamberimiz (s.a.v) Allah ın kullarını (hanımları) Allah ın mescitlerinden uzaklaştırmayınız   buyurmuştur.

 

Âlimlerimizden bazıları: Şu hadisi bana filancanın kızı filanca hanımefendinin senediyle filanca hanım rivayet etmiştir demişlerdir. Bütün bunlar gösteriyor ki kadınlar da ilimle meşgul olmuşlardır. Bu bilgi kesin olmasına rağmen ve nübüvvet çağında Müslüman hanımlar yatsı ve sabah namazları dâhil beş vakitlerini cemaatle camide kıldıkları halde gerek namaz, gerekse nasihat için hanımların camilere gitmelerini engelleyenler bu düşüncelerini neye dayandırıyorlar acaba?

Bir de hadis uydurmuşlar. Güya Hz. Peygamber (s.a.v) kadınlara danışın ama söylediklerinin tersini yapın buyurmuştur. Hâşâ; Hâşâ ve Kella  Evde eşlerine yardım eden, onlara değer veren, hanımlarına danışan ve onlara asla kırıcı sözler söylemeyen bir peygamber (s.a.v) kadınlara danışın ama söylediklerinin tersini yapın   şeklinde bir hadis buyurur mu? Bu hadis sadece mevzu değil aynı zamanda anne-babayla meşveretin önemini bildiren ayete de aykırıdır.

Bilindiği gibi, çocuğun sütten kesilmesi, ayet-i celilede şöyle ifade edilir: Eğer anne-baba anlaşıp danışarak çocuğu sütten kesmek isterlerse kendilerine günah yoktur. (Bakara: 2/233). Ayrıca Rasullah ın (s.a.v) Hudeybiye gazasında hanımı Ümmü Seleme validemiz ile meşveret ettiği ve hanımının görüşüne uyduğu belirtilen sahih hadise de aykırıdır.

Bilinmesi gereken bir önemli husus da şudur: Kadınların aleyhinde olmak üzere, halkın ağzında hadis olarak dolaşan birçok söz vardır. Belki de bunların bir kısmı bazı ahlak kitaplarında da yazılmıştır. Bazı insanlar da bu kitapları okuyarak yanlış bilgilere sahip olabiliyorlar. Ancak şunu bilmeliyiz ki,  ahlâk kitapları kesinlikle kaynak kabul edilecek hadis kitapları değillerdir. Bir de şu var ki, kimi insanlar hadis kaynaklarını değerlendiremez; sahih hadisleri zayıf olanlardan ayıramaz ve gördüğü her hadisi güvenilir zanneder.

 

Özellikle kitabın müellifi, ilim ve düşünce dünyasında şöhret sahibi birisi ise, ondan aldığı hadislerden hiç şüphe etmez.

 

Oysa bir kimse herhangi bir ilimde söz sahibi olabilir ama bir başka sahadaki bilgisi avamınki kadar bile olmayabilir.

 Bu tür kimselerin sözlerine güvenilmez.

Bu yüzden kadına saygıyı esas alan bir dinin mensupları olarak bu konularda çok hassas olmalıyız.

 

Kulaktan dolma ve gayri ciddi bilgilerle kadınlarımız hakkında kanaat sahibi olmamalıyız. Unutmayalım kadın da erkek gibi Allah ın kuludur ve cemiyetin yarısıdır.

Cennet Anaların Ayakları Altındadır buyuran bir Resulün ümmeti isek kadına karşı saygılı olmalıyız.

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.