banner2

Kusay ın babası Kilab b. Murra dır. Annesi Fatima bint S ad tır. Fatima önceleri Kilab için Zühre yi (erkek ismi)) dünyaya getirmişti. Uzun süren çocuksuzluk döneminden sonra da Kusay ı dünyaya getirdi; kendisine Zeyd ismi verilmişti.  Kuay ile Züher arasında yaklaşık 20 yıldan fazla zaman vardı. Kusay doğduktan bir müddet sonra babası Kilab b. Murra vefat etti.

 

Kuda a kabilesinden Rabi a b. Haram Kilab b. Murra nın karısı Fatima ile evlendi ve onu Şam ın yaylalarına götürdü. Zühre b. Kilab büyük olduğu için annesiyle gitmedi; Mekke de kaldı. Fakat Kusay sütten yeni kesilmiş küçük bir çocuk olduğu için annesi Fatima onu yanına aldı. Ona Kusay denilmesinin sebebi de, onun (uzak yere) Şam a götürülmesidir.

 

Fatima bu kez yeni kocası Rabi a için Rüzah adında bir çocuk dünyaya getirdi. Fakat Kusay da Rabi a b. Haram a nispet edilirdi. Bir gün Kusay, Kuda a dan Rufey adında bir gençle ok atma yarışına girdi.

 

Kusay onu yenince, yenilen adam öfkelendi. Aralarında bir sürtüşme meydana geldi; hatta münakaşa edip kavga ettiler.  Bunun üzerine Rufey : Sen yurduna ve kavmine gitmez misin be adam? Sen bizden değilsin dedi.

 

Bunun üzerine Kusay annesine döndü ve: Babam kimdir? dedi. Annesi: Baban Rabi a dır dedi. Kusay: Eğer ben onun oğlu olsaydım beni neden buradan kovsunlar dedi. Annesi dedi ki: Ey oğlum, Vallahi sana yanlış anlatmışlar.

 

Oysa sen kişilik olarak da, nesep yönünden de, baban itibariyle de ondan daha değerlisin ve yurt bakımından ondan daha şereflisin Evet gerçek baban Kilab b. Murra dır. Senin kavmin de Mekke de, Beyt ül-Haram ın yanında ve etrafındadır.

 

Kusay: Vallahi burada asla durmayacağım dedi. Annesi: Hac zamanı gelinceye kadar burada kal; Arap hacılarıyla birlikte çıkalım. Kuşkusuz bazı insanların sana zarar vermelerinden korkuyorum dedi. Bunun üzerineHac zamanı geldiğinde annesi tarafından Kuda a dan bir grupla Mekke ye gönderildi.

 

Kusay Mekke ye vardı; ağabeyi Zühre henüz hayattaydı. Zühre saçı bol birisiydi; Kusay da bol saçlıydı. Kusay Zühre nin yanına vardı ve ona: Ben senin kardeşinim dedi. Zühre yaşlanmıştı, gözleri de görmüyordu: Bana yaklaş dedi.

 

Ona dokundu ve: Tanırım Vallahi, sesten ve saç benzeyişinen tanıdım dedi. Hac sona erince Kuda alılar, onu da kendileriyle memleketlerine götürmeye uğraştılar. Fakat Kusay reddetti ve Mekke de ikamet etmeye devam etti.

Kusay güçlü, cesur ve şair bir adamdı. Mekke nin en gözde kızlarından Huleyl b. Hubşiyye nin kızı Hubba yı istemekte gecikmedi.

 

Huleyl, kendisine talip olan Kusay ı önemsedi ve kızını onunla evlendirdi. Huleyl o dönemde Mekke nin emiri ve hâkimi olup ayrıca Beyt in anahtarlarını elinde bulunduruyordu. Huleyl ölünce, oğlu Ebu Gübşan el-Muhteriş Kabe yi korumaya başladı. Araplar yaptığı hizmet karşılığında her hac mevsiminde ona bir ücret veriyorlardı.

Bazı mevsimlerde ona ücret vermemeye başladılar. Bunun üzerine Ebu Gübşan kızdı. Kusay ise bu durumdan hoşlanmadı, onu çağırdı ve onu azarladı.

 

Kayınpederi Huleyl de: Kusay ın çocukları benim de çocuklarımdır; onlar kızımın çocuklarıdır dedi. Huleyl Beyt in korunmasını ve Mekke nin emirliğini Kusay a vasiyet etti ve : Sen bu işe daha layıksın dedi.   Böylece Kusay Mekke nin ve Kâbe nin yöneticisi olmuştu.

 

Mekke şehir devletinde Kusay ın yetkileri şunlardı:

1 - Dar un-Nedve: Bu, Kureyş in devlet yönetimi ve sorunları ile ilgili meseleler hususunda toplanıp istişare yaparak karar verdikleri evin ismiydi. Kureyşliler önemli bir mesele hususunda karar vermek istediklerinde orada toplanırlardı.

 

Burada her kabile reisi kendi görüşünü serbestçe bildirir ve sonuçta ortak bir karar alırlardı. Bütün kabileler bu alınan kararlara uymak zorundaydılar.  Şayet önemli bir mesele yoksa senede bir defa genel bir toplantı yaparlardı. Mekke yi ilgilendiren bütün önemli kararlar yalnız bu evde alınır, bu ev dışında karar alınmazdı.

 

2 - El-Liva -Sancak-: Harp kararı alma anlamındadır ve bu hak yalnız Kusay b. Kilab a ait idi.

 

3 - El-Hicabe: Ka be nin sahipliği anlamındadır. Ka be nin anahtarları Kusay ın elindeydi ve onun izni olmadan hiç kimse Ka be ye giremezdi. Rasûlullah (s.a.v) in zamanında Osman b. Talha nın elinde idi.

 

4 - Es-Sikaye: Hacıları sulamak anlamındadır.  Hacca gelenleri sulamak için havuzlar yapılıp bu havuzların içine sular konur, ayrıca bu suları tatlandırmak için suların içine hurma ve kuru üzüm katılırdı. Bu yetki de Kusay a ait idi.  Rasûlullah (s.a.v) in zamanında ise bu yetki Haşimoğullarından Abbas a aitti.

 

5 - Er-Rifade: Hacca gelenlere yemek ikram etmek demekti. Bu yetki de Kusay a ait idi. Rasûlullah (s.a.v) in zamanında bu yetki Nevfel oğullarından Haris b. Amir e aitti. Kureyş, Kusay ın dediklerine muhalefet etmemiş, yaptığı ve söylediği şeylere, hayatında ve ölümünden sonra adeta din gibi bağlanmıştı. Kusay ın ölümünden sonra bu yetkiler büyük oğlu Abdüddar a geçti.

film izle - film izle - cratosslot - betebet - - - deneme bonusu veren siteler - kralbet giriş

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.