Gazze’de Ana Olmak: İmanın ve Direnişin Anahtarı

Gazze’de Ana Olmak: İmanın ve Direnişin Anahtarı

Bir annenin yüreğinden yükselen dirilişin hikâyesi

Gazze’de anne olmak, sadece bir çocuğu dünyaya getirmek değil, bir ümmeti ayağa kaldırmak demektir. Bu topraklarda her doğum, sadece bir ailenin sevinci değil; Filistin’in dirilişi, İslam ümmetinin yeniden uyanışıdır. Çünkü Gazze’de doğan her çocuk, işgalin karanlığını dağıtan bir nur, İslam davasının bir neferi olarak büyür.

Gazze’de bir annenin sorumluluğu ağırdır. Çünkü o yalnızca evladını değil; hem dava bilincini, hem direniş ruhunu büyütür. Beşiği bezle değil, dua ile sarmalar. Geceye fısıldadığı ninniler ayetlerden süzülür. Sütüyle iman, sesiyle cesaret verir. Her gün yeni bir direniş sabahına uyanır; enkazın içinden hayat yeşertir.

Toplumsal Bir Direnişin Eşsiz Kahramanları

Gazze’de anneler, sadece evde değil, tarihin tam kalbinde yer alır. Onlar, toplumsal varoluşun öznesi; direnişin vicdanı; işgalin karşısındaki en güçlü iradedir. Politik arenada silahsız bir duruşun, ahlaki bir başkaldırının sembolüdürler.

Bugün Gazze’de bir annenin yüreği, tıpkı Bedir’de sabrı kuşanan, Uhud’da evladını cepheye uğurlayan, Çanakkale’de sırtında mermi taşıyan o anaların yüreğidir. Dün Çanakkale’de umut taşıyan eller, bugün Gazze’de Kur’an’la yoğrulmuş bir nesil yetiştiriyor.

Her mücahit evlat, annesinin yüreğinden süzülen imanla dimdik duruyor zalimin karşısında. Ve her annenin duası, Gazze’nin göğünde umutla yankılanıyor.

Zulme Karşı En Gür Sada

Gazze’de ana olmak; sadece doğurmak değil, İslami bir diriliştir. Bu anneler, ilây-ı kelimetullah uğruna bayrak taşır, inancını ve onurunu savunur. Onlar, zulme karşı savrulan korkusuz bir yumruktur. Bir ana bilir ki gerçek zafer, imanla yürüyen bir gencin adanmış yüreğinde başlar.

O yüzden Gazze’de ana olmak, gerçek kahramanlıktır. Mücahit yetiştiren bir yüreğin adıdır. Onlar, kahraman doğuran kahramanlardır. Ve o kahramanlar, tarihin kalbine dirilişin izini bırakır.

Son Söz: Zafer Yakındır

Gazze’deki her anne, bir İslam toplumunun yeniden inşasının teminatıdır. Çünkü bu dava, sadece Filistin’in özgürlüğü değil; ümmetin onurudur, inancıdır, adanmışlığıdır. Ve bu dava, en çok bir annenin duasında hayat bulur.

Çünkü o anne, "Asr-ı Saâdet’in adalet ve düzen anlayışının dünyada yeniden filizlenmesinin en güçlü nişanesidir."

Zira Gazze’de ana olmak;
Zulmün ortasında imanla ayağa kalkmaktır.

Ve o imanla…
Bir ümmeti ayağa kaldırmaktır.