banner2
Öne Çıkanlar Suriye Urfa Haber Sanlıurfa Atalanta Michy Batshuayi

BİRECİK'E  MAHSUS  BAZI  DEYİMLER

Şanlıurfanın Birecik İlçesine mahsuz bazı deyimler;

Abdala  mâlum:  Ermiş,  kalp  gözü  açılmış,  feraset  ve  furkan  nimetin ulaşmış  kimselerce  bilinen,  manasında.

Ahrezin  dilinden  sahibi  anlar:  Bir  işin  nasıl  yapılması  gerektiğini,  ihtisas  sahibi  daha  iyi  bilir.

 Acısı  içine  çökmek:  Bir  şeyin  acısını  içinden  duymak.

Açmaza  getirmek:  İçinden  çıkılamayacak  bir  duruma  getirmek.

Adam  içine  çıkmak:  Kusursuz  olmak.

Adam  sırasına  girmek- geçmek: Toplumda  yeri  olmak.

Aç  ayının  oynamaması:  İhtiyaç  içinde  kıvranan  birinden  verimli  iş  beklenmez.

Adama  dönmek:  Düzeltmek.

Ağacın  kölgesinin  gendine  olması:  Sadece  kendine  faydası  dokunanlar  için  söylenir.

Ağır  oturmak:  Ciddi  olmak,  çevreye  saygı aşılamak.

Ağırlık  altın  kal’a,  hafiflik  başa  bela:  Ciddilik  o  kadar  kıymetlidir  ki  kale  kadar  altınla  bile  tartılamaz ;  samimiyetsizlik  ve  umursamazlık  ise  kişinin  başına  çok  musibet  açan  bir  tavırdır.

Ağır  daşın  yerinde  kalması :  Sahasında  otorite  birinin,  ehil  olduğu  sahanın  dışına  taşmaması,  maymun  iştahlılık  yapmaması...

Ağız  burun  birbirine  karışmak:  İnsanın  üzüntüsü,  yorgunluğu  ve  öfkesinin  simasında  ve  yüz  çizgilerinde  görülmesi.

Ağız  kalabalığına  getirmek:  Birini,  çok  konuşarak  şaşırtmak.

Ağız  eymek:  Yalvarmak,  yaltaklanmak.

Ağız  yapmak:  Bir  gerçeği,  bir  durumu  hemen  söylemeyip,  onu  daha  değişik  biçimde  göstermek.

Ağrımaz  başını  ağrıya  sokmak:  Başını  belaya  sokmak.

Ağzı  çiriş  çanağına  dönmek:  Ağzı  kuruyup  acılaşmak.

Ağzı  pis:  Küfürbaz.

Anasına  bakıp  danasını  almak:  Büyüğün  huy  ve  alışkanlıklarına  bakarak,  evladı  hakkında  karar  vermek.

Alt  yanı  çıkmaz  sokak:  Netice  alınamayacak  işler  için  denir.

Aman  yaman  çekmek:  İş  işten  geçtikten  sonra  pişman  olduğunu  belirtmek.

Amel  olmamak:  Güvenilmemek,  beklenmedik  anda  fevri  iş  yapanlar  için  denir.

Anası  turp,  babası  şalgam:  Kimliği  bilinmeyenler  için  söylenir.

Anasını  eşek  kovalamak:  Bir  kimse  ya  da  bir  iş  için  bıkkınlığı  anlatır.

Anasın  sarımsak,  babası  soğan:  Bir  kimsenin  değersizliği  anlatılmak  istediğinde  denir;  kim  olduğu  belli  değil  asaletsiz  anlamındadır.

Asbabını  soymak:  Elbiselerini  çıkarıp  değiştirmek.

Aşık  atmak:  Denk  hareket  etmek,  kuvvetli  birine  benzemeye  çalışmak.

Aşka  gelmek:  Aşırı duygulu  olmak.

Ateş  almaya  gelmek:  Bir  yere  çok  kısa  ziyarette  bulunmak.

Attan  inip  eşeğe  binmek:  Bulunduğu  seviyeden  daha  aşağıya  inmek.

Ayağı  daşa  değmek: Yapacağı  bir  fiilde  zarara  bilmeden dolaşmak.

Ayağı  kesik  tavuk  gibi  gezinmek:  Ne  yaptığını  bilmeden  dolaşmak.

Ayağı  yanmış  it  gibi  gezinmek:  Devamlı  dolaşıp,  yerli  yersiz  gezmelere  gitmek.

Ayağına  çabuk:  Çok  hareketli. 

                                   B

Baba  bucağı:  Babadan,  deden  kalma  mülk.

Bal  alacak  çiçeği  bilmek:  Çok  faydalı  bir  şeyi  ele  geçirmek.

Barut  kesilmek:  Çok  kızmak.

Basireti  bağlanmak:  İyi  düşünememek.

Baş  belirsiz,  meydan  ıssız:  Karışıklık,  kaos,  anarşi,  fitne.

Başını  mıhını  yemek:  Şerrinden  çekinen  birinden  gelen  faydada  istenemez  manasında  deyim.

Baş  göz  etmek:  Evlendirmek.

Başının  mekiri  olmak:  Birini  sık  sık  rahatsız  etmek.

Batman  dövmek:  Ağırlığını  göstermek.

Bedeni  dam  loğu  gibi  olmak:  Hiçbir  şeyi  umursamadığından  dolayı,  iyice  şişmanlamak.

Bedenine  dam  loğu  değmek:  İri  görünmesine  rağmen,  elinden  iş  gelmeyen  kimselere  yapılan  hitap.

Beleş  olsun da  deve  tepiği  olsun:  Bedavadan  gelen  her  şey  hoştur.

Belini  mihraba  dayamak:  İşini  sağlama  bağlamak.

Belini  bükmek:  Birinin  çaresizlik  içinde  kalması.

Bellemeye  gitmek:  Yeni  doğum  yapmış  birini  ziyaret  etmek.

Beynine  girmek:  Kafasına  sokmak.

Bir  işte  güç  etmemek:  Sebatsız,  devamlı  iş  değiştiren.

Bir  tevir  olmak:  Başka  ve  alışmadığı  bir  hale  düşmek.

Bir  mıhı  eksik  olmak:  Bazı  hususlarda  ahmaklık  göstermek;  anlama  bakımından  eksik  olmak.

Büyüğe  ne  yapılmışsa,  küçüğünden  onu  beklemek: Daha  önceki  evlada  nasıl  davranılmışsa,  sonrakilerden  bile  o  hususta zamanı  gelince tepki  görmek.

Bir  gömlek  fazla  eskitmiş  olmak:  Daha  tecrübeli,  daha  bilgili  olmak.

Boşa  koysan  dolmaz,  doluya  koysan  almaz:  Bir  konuda,  çözüm yolu  bulunamadığından  söylenir.

Boyunduruk  altına  girmek:  Buyruk  altına  girmek.

Börtü  böcük:  Pek  çok,  türlü  türlü  böcek,  böcekçilik.

Bu  nişe  bu  şerbete  hiç  uyar mı?:  Yapıları  ve  özellikleri  birbirinden  çok  ayrı  iki  unsuru   kaynaştırmaya  girişmek  müsbet  netice  vermez.

Bu  abdestle  çok  namaz  kılınır:  Bu  çalışmanın  üzerine  epeyce  dinlenilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.