Tarikatçı Serterin dehşet ikna yöntemleri
 
                                Beyti Dost tarikatı üyesi olduğu iddia edilen Nur Serterin, ikna odalarında işkence yaptığı öğrencilerin anlattıkları dehşet verici...
CHPli Serter, öğrencilerden habersiz kaydettiği ikna odası görüşmelerini saklamakta hala ısrarlı
İkna  odalarının mucidi CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nur Serter,  öğrencilerden habersiz yapılan ikna odaları kayıtlarını teslim etmemekte  kararlı olduğunu söyledi. İkna odası mağdurlarının tanıklıklarını  kitaplaştıran Gülşen Demirkol Özer, “Öğrencilerin hiçbiri içeride bir  kamera kaydı yapıldığından haberdar değildi. Ya  okuldan atılırsın ya da  başını açarsın baskısıyla ikna ettiler” dedi.  
SADECE 10 BİN ÖĞRENCİ VAR
Serterin  “İkna odası kasetleri bende ama artık imha edeceğim” açıklamasının  yankıları sürüyor. Serterin açıklamasının ardından, “Bizim kamera  kaydına alındığımızdan haberimiz yoktu” diyen  mağdurlar suç duyurusu  için sıraya girdi. Bu gelişmeleri değerlendiren Nur Serter şunları  söyledi: 
“Zaten sadece İstanbul Üniversitesinin Avcılar  Kampüsünde yeni kayıt yaptıran 10 bin öğrenciyi kayda aldık.  Üniversitenin diğer fakültelerinin rektörlüğün kararı olmadan kendi  inisiyatiflerine dayanarak öğrencilerle görüştüler. Bu kayıtları kimseye  teslim etmem, çünkü bu hususta öğrencilerin mahremiyeti söz konusu.  Kaldı ki tüm kayıtlar da bende değil. Kayıtların bir kısmı da İstanbul  Üniversitesindeydi. Ayrıca aradan 12 yıl geçtikten sonra bunu gündeme  taşımak bir intikam operasyonudur.”
SERTER KAYITLARDAN MUTLU OLUYOR
İstanbul  Üniversitesinde 1998 yılında yaşananları anlatan ‘Bir işkence metodu  olarak ikna odaları isimli bir kitabı yazan Gülşen Demirkol Özer, ikna  odalarından çıkan öğrencilerin tanıklıklarını not ettiğini belirterek  “Öğrencilerin hiçbirinin içeride bir kamera kaydı yapıldığından haberi  yoktu” dedi. Özer, şunları söyledi: 
“Nur Serter, bunları imha  edeceğim, ettim dese bile etmeyecektir, saklayacaktır. Çünkü o odalarda  öğrencilere zorla ‘başörtüsünü ailemin zoruyla takıyorum, aslında eğitim  için başımı açmak isterim gibi şeyler söylettiler. Serter, bu cümlerin  olduğu kayıtlardan mutluluk duyuyor ve bunları belki ileride de  kullanmak için hep elinde tutmak isteyecektir. Aslında şuan yapılacak en  doğru şey, savcılık emriyle Serterin elindeki bu kayıtlara el  konulmasıdır. Asıl gerçekler o kayıtlar gün yüzüne çıktığında belli  olacak.” 
İHMAL İLE TCKDAN YARGILANIR 
•  Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkan Bilal Çalışır, Nur Serter hakkında  bir soruşturma başlatılabileceğini belirterek şunları söyledi:  “Üniversite adına alınan kamera kayıtlarının kendi elinde bulunması  zaten ‘görevi suistimal suçuna girmekte. Bunun yanında bir de  öğrencilerin bilgisi olmadan bu kaydı gerçekleştirmeleri de ayrıca  TCKnın gizli kayıtla ilgili maddesinden yargılanmasına neden olur. Eğer  öğrencilerin yaptığı suç duyuruları neticesinde savcılık soruşturma  başlatır ve kamera kayıtlarını Serterden isterse Serterin bu kayıtları  vermesi gerekir.” 
İkna odalarının içinde ter dökenler anlattı
•  Gülşen Demirkol Özere, Avcılar Kampüsü ikna odasında yaşadıkları  anlatan ancak ismini açıklamayan bir öğrenci yaşadıklarını şöyle  anlatıyor: “‘Senden sadece başını açmanı istiyoruz dediklerinde kendime  geldim. Benden ne istediklerini anladım. Kadın sürekli konuşuyordu.  Kafam karıştı. O sırada kameranın cızırtısını fark ettim. ‘Bu kamera  neyi çekiyor dedim. ‘Şenliği çekiyor diye yanıtladılar. ‘Bu şenlik mi?  Evet, şenlik İşte o an kan beynime sıçradı. Bağırmaya başladım. Susun,  çekmeyin istemiyorum dedim. Kendimi dışarı atmaya fırsat bulamadan, beş  altı kişi etrafımı sardı. Aralarında polis de vardı. ‘Demek gerçekten  zorla baş açtırıyorlar diye düşündüm.”
Özerin kitabında öğrencilerin anlattığı çarpıcı örnekler şunlar: 
•  Önünüzde tek şart koşuluyor Ya okuldan ayrılıp rezil olacaksınız, ya  başınızı açacaksınız. Burası Türkiyenin en iyi okulu gibi şeyler  söyleyerek kaybettiklerimizi saydı.
• ...Nasıl örtündün, kendi  isteğinle mi? tarzındaki sorulardan sonra, sağlığın için iyi değil  başörtüsü. D vitamini kemiklerin için gerekli ama alamıyorsun, saçların  da sağlıksız oluyor tarzında sözler söylediler.
• Oraya  gittiğimde İlahiyattan bir öğretim üyesi Kuranda başörtüsünün  olmadığını, bahsedilen ayetin ziynet ile alakalı olduğunu, dolayısı ile  başörtünün gereksiz olduğunu söyledi.
• ‘Başını açtıktan sonra,  benim koluma gireceksin, birlikte okulun içinde bir tur atacağız dedi.  Aksi takdirde, 1 aydan 6 aya kadar uzaklaştırma alıyorsunuz. 
•  Sana burs veririz. Bu okulda daha iyi bir gelecek sağlarız. Yani  vakıflardan, şuradan buradan sağlanan bursların dışında, Rektörlük bursu  veririz deniliyor. Ayrıca iş imkanları sağlanıp, okulda kalabilirsin,  kariyer yapabilirsin şeklinde şeyler de söyleniyor. Daha çok parayla  ilgili teklifler. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan 
YARIM SAAT DAYANABİLDİM 
Bana da ikna görevi verildi
 
•  Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan,  2008 yılında verdiği bir röportajda, ikna odalarında görev aldığını ama  yarım saat bile dayanamadığını dile getirmişti. İşte o röportajda yer  alan Arıboğanın ifadeleri: “Yasak yıllar önce İstanbul Üniversitesinde  uygulanmaya başlandığında yönetim, bazı kadın öğretim üyelerinin ikna  odalarına girmelerini zorunlu kılmış, görevlendirme vermişti. Ben de  görevlendirildim, ancak yarım gün dayanabildim. Bana göre sistem,  siyaset, partiler bir yana öncelikle çocukları düşünmek gerekir.  İnsandan söz ediyoruz, hayatın gerçek öznelerinden. Bir tek çocuğumuzun  bile korkusuna ya da gözyaşına değmez hiç bir şey.”  
Başörtülülerden özür dilemeliyiz 
Muş  Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, başörtüsü  nedeniyle eğitim hakları ellerinden alınan öğrencileri “sürgün edilen  öğrenciler” şeklinde niteleyerek, “başörtüsü nedeniyle sürgün edilen  öğrencilerden özür dilemeliyiz” dedi. Başörtüsü yasağının geçmişte çok  sayıda öğrenciyi mağdur ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Nihat İnanç, şöyle  konuştu: “Burası bizim göreve geldiğimiz günden bu yana hep  özgürlüklerin savunulduğu yer oldu. Sadece savunulmak ile kalmadı,  uygulandığı bir üniversite de oldu.”
Kanunda olmayan bir konuda  “emre itaat”in olamayacağına dikkati çeken İnanç, “Sürgüne gönderilen  öğrencilerimiz özellikle inancından dolayı başını örten kızlarımız ve  sebep ne olursa olsun kanuni dayanağı olmadan eğitim-öğretim hakkı  elinden alınan evlatlarımızdan özür dilemeliyiz. Bu devlet çoğu kesimden  özür diledi, sürgüne gönderilen öğrencilerimizden de özür dileyecektir”  şeklinde konuştu.
 Star
 
                         
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
             
            
            