İlk Osmanlı medreselerinde talebelerin kütüphaneye gitmesine imkân vermek için genellikle salı ve Cuma günleri ders yapılmazdı. Bazı medreseler buna pazartesi veya perşembeyi de ekleyip hafta tatilini üçe çıkardığı gibi bazıları yalnız Cuma günleri tatil yapmaktaydı. Ancak Fâtih Sultan Mehmet döneminden itibaren medreselerde hafta tatilinin salı olmak üzere bir güne indirildiği ve Cumhuriyet dönemine kadar böyle devam ettiği anlaşılır.
Salı günü medresede esas dersler okutulmazdı; fakat isteyenlere program haricinde "koltuk" adı altında bazı yardımcı dersler gösterilirdi. Medreselerin salı günü tatil oluşu bazı yanlış inançların yerleşmesine de sebep olmuştu. Halk arasında o gün bir işe başlamanın veya seyahate çıkmanın uğursuzluk getireceğine inanılırdı. Hâlbuki İstanbul'un fethi salı gününe rastladığından o gün aslında Rumlar tarafından uğursuz kabul ediliyordu.
Osmanlı Devleti'nde memur sayısının artmasıyla birlikte resmî dairelerde hafta tatili uygulamasının başladığı, fakat bunun muayyen bir güne bağlı kalmadığı anlaşılır. Nitekim 18'inci yüzyılın ilk yarısında devlet daireleri perşembe günü tatil yaparken; daha sonra buna pazartesi de eklendi. Sadrazam İzzet Mehmed Paşa, işlerin yoğunluğunu ileri sürerek 1774 tarihli bir buyruk ile hafta tatiline son verdi ve memurların her gün çalışmasını sağladı.