İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans salonunda yapılan programa, Rektör Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Demir, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Çiftçi, İİBF Dekanı Prof. Dr. Abdullah Çelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Moderatörlüğünü İlahiyat Fakültemiz Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Dr. Öğretim Üyesi Fatma Çakmak’ın yaptığı programda Biyoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Hasan Akan ‘Eğitim ve İnsan’ ana temasında fıtrata uygun eğitimi modellerini anlattı.
Yaklaşık 1 saat süren ve interaktif olarak öğrencilerin sorularıyla devam eden programda eğitimin insanların yaşam serüveninde önemli bir yer tuttuğunu belirten Prof. Dr. Hasan Akan: “Eğitim, bir milletin geleceğini şekillendiren, insanın terbiyesini hedef alan ve çağın fenleriyle donatılmış gençler yetiştiren bir süreçtir. Geçmişte ecdadımız eğitimi, Talim ve Terbiye olarak tanımlamış, talim ile öğretim ve araştırmayı, terbiye ile de adab, maarif ve değerler eğitimini hedeflemiştir” dedi.
Konuşmasında farklı düşünürlerin söylediği eğitim tanımlarına yer veren Prof. Dr. Akan: “İmamı Azam’ın, ‘insanın kendi lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesidir’ sözü, bizim eğitim anlayışımızın temel felsefesi olmalı. Nitekim Mevlâna, Yunus Emre ve Mehmet Akif Ersoy gibi mütefekkirler, eğitimi; ahlak, erdem ve fazilet sözcükleriyle açıklamışlar. Eğitimle çocuklarımızı fenni olarak hayata hazırlamanın yanında gençlerimizi hayatın her alanında karşılaşacakları zorluklara da hazırlamamız gerekir. İlmini, irfana dönüştüren nesiller yetiştirmemiz gerekir. Günümüz eğitiminde gençler bir yarışa sokulmuş, milli kimliğini kazandırma olgusu göz ardı edilmektedir. Ayrıca eğitimin sonucu olarak sırf iyi meslek edinmek ve para kazanma anlayışı hâkim kılınıyor. Oysa ki eğitimle ruha hitap eden İnsani değerler, manevi değerler ve insanlığa bakış açısı gibi kavramlar da kazandırmalıyız diye konuşmasına devam etti.
Prof. Akan, İslam’ın bilimle çatışmadığını, hatta İslam’ın ilk emrinin “oku” ile başladığını söyleyerek; “Mevcut eğitim sisteminde fen ve din dersleri birbirlerinden ayrıymış gibi sunuluyor, böyle bir eğitim ile gençler, iman ve inkâr arasında bir ikilem içerisinde bıraktırılıyor. Oysa ki bütüncül eğitim anlayışına ihtiyacımız vardır. Din ayrı bilim ayrıdır düşüncesi pozitivist felsefenin ürünüdür. Bilim dili olarak, kültür değerlerimizle uyumlu bir dil kullanmalıyız. Aslında her bilim Allah’tan bahsediyor ve bilimlerin diliyle evreni doğru tercüme etmemiz gerekiyor. İnsan merkezli ve medeniyet dünyamızın kodlarıyla şekillenen bir eğitim anlayışını geliştirmemiz gerekmektedir” diye konuştu.
Program, soru cevap kısmı ile son buldu.