Zor bir yazı, görülmemiş zamanın âlimini yazmaktan hayâ ederim. Bediüzzamanı şahıslardan değil, bizzat bozulmamış eserlerinden anlamak en sağlam yoldur. Üstadın tüm eserleri Kur’an tefsirleridir. Kim gerçek manada okursa hem dünya hem de ahiret saadetini elde eder. Üstad en büyük müfessir ve mütefekkirdir. Üstad bir dava adamıdır. Yazdıkları İlmi leduni ile elde edilmiştir. Davasında hem müçtehit hem de mücahittir. Yaşadığı dönem çilekeş bir dönemdir. Kötülüklerle mücadele, sıkıntılara katlanma onun için en büyük hazdır. Müstebit yönetim tarafından sürgüne tabi tutulmuş, mahkemeden mahkemeye koşturulmuştur. Din düşmanları hızını alamamış, mezarına bile tahammül edememişler. Bugün üstadın mezarı bile meçhuldür. Üstad'da (Ölümüm hayatımdan çok hizmet edecek) Buyurarak zindikaya karşı meydan okumuştur.
Gerçekten de açtığı kur’an-i çığır vefatından sonrada samimi varisleri tarafından devam edilmiş ve ediliyor. Vefatının 56. Yıl dönümünde üstadı rahmetle anıyorum. Üstadı siyaset malzemesi, siyaset peteklerinin basamağı yapanları da en hafif ifade ile mevlam hidayet versin diyorum. Teberruken bu yazımda üstattan bir kaç cümle nakletmek istiyorum üstadın keskin vecizelerinden,( Mariz bir âsrin,hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi ; ittibai Kur’an dır.) Çünkü kur’an sız hayat olmaz. (Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası ihyayı dinle olur şu milletin ihyası.) Demek toplum yaraları için Dinden başka çare, yöntem yoktur.) ( Büyük bir yangın var, O yangının alevleri göklere çıkmış, o yangının içinde evladım yanıyor, ben ise o yangını söndürme gidiyorum. O yangını söndürmeye giderken ayağım bazı yerlere takılmışsa ne kıymeti var)
Tamda toplumu kasıp kavuran maddi manevi hastalıklara karşı bir ilaç, nedir o yangınlar? Kısacası terör yangını, küresel emperyalizme zaptu raptli yanlış siyaset yangını, faiz yangını, zina ve bina yangını, nikâhsızlık yangını, namazsızlık yangını, kuran ve sünnetten kopma yangını, gençliği ifsad eden internet ve top yangını, israf yangını, kadına şiddet yangını, dünyevileşme yangını diyebiliriz. (Meşru daire keyfe kâfidir.) Helal dairenin sınırlarını çiziyor Üstad. Siyaset gücünü ellerine geçirip insanları kapitalizmin zemininde dolaştıranlara bir tokmaktır. Faizin bulaşmadığı mekân mı kaldı? Hem de devlet eliyle abdestli, namazlı yöneticiler başımızda olduğu halde, hafizallah. ( Başımdaki tüyler adededince başlarım olsa her gün birini Şeriatı garra uğruna feda etmeye hazırım) Üstadın şeriatın hâkimiyeti için çabasının bir göstergesidir. Üstadı akıl ürünü siyasete alet edenlerin kulakları çınlasın. Üstad tüm eylem ve söylemlerinde şeriatın hâkimiyetini istemiştir. Din dışı sistemlerin koruyucularına duyurulur.
1.1.1. Arada nokta olduğu için bir birdir. Birlerin arasında nokta olmazsa o uç tane bir 111 eder. Bununla Üstad birlik beraberliğe vurgu yapıyor. Siyaset, meşrep, dergi, gazete, ırkçılık, menfaat, nefis, şeytan, noktaları Müslümanları hep bölüyor, parçalıyor, sayısını azaltıyor, gücünü kırıyor. Siyaset aktörlerine ibret olsun. ( Siyaset gözlüğünü takanlar karşısındaki kişi kendisinden (partisinden) olmadığı için melek olsa şeytan, şeytan olsa melek görür.) Siyaset için bundan daha bariz bir ifade olur mu? Hele menfaat siyaseti işe kargaların leşe konması gibidir. Siyaset kemiklerini yalayanlara düstur olsun. Bir mahkemede üstada ceza verilir üstat kükrer (Zalimler için yaşasın cehennem der) devam eder hey efendiler! Bana verilen ceza at hırsızlarına verilen cezadır. Ben şeriat istiyorum kanunlarınıza göre benim cezam ise idamdır) Din savunmasında korkusuz bir duruş ve cesaret, ümmet fertlerini iğfal eden ceberut yöntem ve yönetimlere toz kondurmayan ödleklere ibret olsun.
(İnsanları Allaha yaklaştıran üç yol var biri Kuranı kerim, ikincisi, Muhammedi Arabî ASV dir. Üçüncüsü ise şu kâinat kitabıdır.) Bu üç delil yol gerçek manada eğitim sistemine konsa, Gençlik Rehberi ders kitabı olsa, Canlı bombacıların, hendekçilerin, Leninist, Marksist, akımların panzehiridir. Demokrasi, Laiklik, Avrupa hayranlarına kılavuz olsun inşallah.{ İman hem nurdur hem kuvvettir. Hakiki İmanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir) Demek galibiyetin ölçüsü gerçek imana bağlıdır. Yenilmenin ölçüsü ise taklidi imana sahip olmaktır. Taklidi İman ise çok tehlikelidir. Müspet hareket etmek Bediüzzamanı davasının temelini teşkil eder.
Müslümanlar için iç huzurun olması esastır. Müslümanların güç elde etmeleri için uhuvvet şarttır. Tüm mücadelesinde Ehlisünneti müdafaa etmek temel bir prensibidir. Avrupa medeniyetine karşı olmak büyük bir volkandır. Tefessüh etmiş, bozulmuş bir kitleden ve önerilerinden Müslümanlara bir fayda gelmeyeceğini belirtmiştir. Tüm sözleri akla ve kalbe hitap eder, kendisini kur’an-ın dellali olarak tarif eder. Fen ilimlerin din ilimlerinin karışmasından hakikat meydana çıkarır. Kur’an tılsımları ile tüm maddecilerin iddialarını param parça etmiştir. Dine saldıranlara Güneşe taş silah atıyorsunuz diye haykırmış, çabanızda güneşe zarar vermeksizin kendinizi yorarsınız buyurmuştur. (Yağ bozulursa istifade etme imkânı kıttır. Yoğurt bozulursa o yoğurt tan istifade etme imkânı çoktur.) akidevi yönden insanın bozulmasının tarifidir. ( Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam.
