banner2

  Şanlıurfa il müftüsü Ramazan Tahiroğlu gerek personel arasında yaptığı ayrımcılıkla, gerek son zamanlarda ki görevi dışındaki vaaz ve konuşmalarıyla o makamda oturmaya layık olmadığını ispatlamıştır.

  Tahiroğlu 17, 08, 2012 Cuma günkü vaazında hükümetin sözcülüğüne soyunarak, hükümetin propagandasını yapmıştır. Vaazındaki içerik hem cami cemaati tarafından hem de medyada büyük tepki çekmişti, çünkü müftü beyin bu açıklamalarının din alanına giren/dayanan bir tarafı yoktur.

   Şanlıurfa’da ki bir yerel gazete kendisini bu açıklamalarından dolayı eleştirince müftü bey hızını alamayarak, iki gün sonra ki bayram vaazına çıkarak adeta basına meydan okumuştur. Bir din adamına yakışmayacak, cami adabına ve kültürüne uymayacak sözleri sarf edebilme cüretini göstermiştir.

  Oysa Tahiroğlu hükümetin sözcüsü olmadığı gibi siyasetçide değildir. Siyaset yapacaksa, hükümetin ve bir partinin sözcülüğünü yapacaksa istifa edip siyasete girmelidir. O zaman istediği açıklamayı yapabilir.

  Kişiler işgal ettikleri makamların hakkını vermelidirler. Kişiler bulundukları makamı yıpratmamalıdırlar. Hele bu dini bir alan ise bu konuda daha fazla dikkat etmelidirler. Kafasına estiği gibi hareket etmek ve ağzına geleni söylemek gibi bir hataya düşmek olmaz onlar için.

  Buna göre Şanlıurfa il müftüsü Ramazan Tahiroğlu bulunduğu makamın hakkını vermediği gibi din adamlığı sıfatını da hak etmiyor ve lekeliyor.

  Tahiroğlu’nun görevi Partileri (hükümeti övmek, Ak Partiyi övmek anlamına gelir) (iyide) olsalar, (kötüde) olsalar övmek veya yermek değildir. İsim vererek bazılarına yaranmak da değildir. Tahiroğlu bir müftüdür. Bir müftünün görevi/yapması gereken şudur: halkı dini konularda bilinçlendirmek, kendisine bağlı personeli adaletle disipline etmek, camileri denetleyerek temiz tutmasını sağlamak, personel arasında ayrımcılık etmemek, camileri, günlük dedikodu, siyaset ve benzeri konuların dışında tutmak ve politize etmemektir.

  Tahiroğlu bu konuda sınıfta kalmış, son zamanlarda sık sık olumsuz şekilde medyada yer alarak güvenini sarsmıştır. Gün gelmiş, isim vererek kendi personeli hakkında olumlu şeyler söylemiş ve ayrımcılık yapmış, gün gelmiş hükümeti övmüş, gün gelmiş medyaya çatmıştır.

  Hal bu ki, diyanet başkanı; “merkezi sistemin kablosunu kesin, vaazları kendiniz anlatın” dedi. Fakat tembel İmam efendiler (!) hazır lokmaya alışmışlar, rahatlığına devam ediyorlar. Müftü beyde ümmet helake gark olmuşken başka şeyler anlatıyor. Önce hükümeti övüyor, sonraki vaazında da kendisini eleştiren gazeteciyi münafıklıkla itham ediyor. Hz. Ömer bile hutbede adaletten bahsederken, cemaatten biri dur diyebiliyor, Hz. Ömer kızmıyor, peygamber varisi buna denir işte, bu şekilde davranan müftüler kimin varisleri acaba.

  Eleştirildi diye kızarak medyayı hedef alan, ağır itham eden, münafıkla suçlayan bir müftü kimin yolunda gidiyor anlamış değilim. Acaba Hz. Ömer eleştirilir de Müftüler eleştirilemez mi? Acaba müftüler hatasız mı?  Diyeceğim ama öyle değil, sadece tahammülsüz ve kendini eleştirilemez görüyorlar.  (Azda olsa/sistemin ve zamanın adamı olmayan iyi müftüleri tenzih ederim)

  Tüm bunlar bir müftüye, cami adabına, vaaz ve hutbe geleneğine ve içeriğine yakışmayan hareket ve durumlardır. Kısacası Sayın müftümüz Ramazan Tahiroğlu bulunduğu makamın hakkını vermiyor (!)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.