Güvenç, Karakuzu’da konuştu; kaderimiz bu değil VİDEO

AK Parti Şanlıurfa Belediye Başkan adayı Celalettin Güvenç, beraberinde AK Parti İl Başkanı Av. Yusuf Eğilmez, İl Başkan Yardımcıları Erkan Sözen, İbrahim Toru, İsa Kızıldemir, İl Yönetim kuru üyelerinden Gürkan Billurcu, Gençlik Kolları Başkanı Osman Uludağ, A.Kadir Yanmaz, Belediye Meclis üyesi Yusuf Mert ve AK Parti Viranşehir İlçe Başkanı Celalettin Sayan ile birlikte Karakuzu köyünü ziyaret ederek incelemelerde bulundu.

Çabamız; Analarımızın, bacılarımızın yol gözlememesi, ağlamaması

Karakuzu köyünde vatandaşlara hitab eden Celalettin Güvenç, “Her gittiğim yerde söylüyorum. Artık bizlerin çektiği sıkıntıyı çocuklarımız çekmesin. Bütün çabamız; eliniz yüreğinizde yaşamanızın artık sona ermesi. Analarımızın, bacılarımızın yol gözlememesi, ağlamaması, bu coğrafyada yaşayan 76 milyon insanın tamamının başı dik şekilde ben bu ülkenin 1. sınıf vatandaşıyım diye yaşaması. Bugünlere gelmek kolay olmadı. Bunu çok iyi biliyorsunuz, benim yaşımdaki insanlara da anlatmaya gerek yok. Ancak hafızayı beşer nisyan ile malul olduğu için tekrar etmekte fayda var. Bizim kültürümüzde, inancımızda insana sevgi var. İnsana hoşgörü var, yaradandan ötürü yaradılanı sevmek var. Bizim inancımıza göre insanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir. İnsanı sevmektir. İnsanlar ne kadar yaşasa da sonuçta ölüp Allah’ın huzurunda hesap verecektir. Ağa da olsan, bey de olsan, köylü de olsan, şehirli de olsan öyle. Zengin de olsan, fakir de olsan, Kürt de olsan, Arap da olsan, Türk de olsan öyle. Cenabı Hak bizi Müslüman yaparak şereflendirmiş, cahiliye döneminde insanlar kız çocuklarını diri diri gömerken, O Peygamber bütün bu ayrımcılıkları, insanların birbirine karşı üstünlük taslamalarını ayaklarımın altına aldım demiştir. İnsan olun, adam olun demiş, sizlerin farklı olmanız birbirinizle kavga etmeniz, birbirinize üstünlük sağlamanız için değil, birbirinizle kaynaşmanız, karşılıklı alış-veriş yapmanız ve yeryüzünde bir zenginlik olsun diyedir demiş. Ayette var zaten. Ama maalesef Frenkler Bin 200 yıldır dünyayı kana buladılar. Ulus devletler vasıtasıyla çeşitli sıkıntılar oldu. Biz Anadolu’ya sıkışmışız. Bu Anadolu’da halkımızı anlayacağımıza, halkımızı kucaklayacağımıza, halkımızın inançlarını, dilini, kültürünü yücelteceğimize kavga yolunu tercih etmişiz. Yolsuz, yolaksız, susuz, sağlık ocağı olmayan bir ülke haline gelmişiz. Cenabı Hak lütfetti, ben bunda kesinlikle Allah’ın muradı olduğuna inanıyorum, 2002’de bu ülkenin bir evladı, bir esnaf çocuğu Recep Tayyip Erdoğan çıktı dedi ki; ‘fakirlik, yokluk, ayrımcılık, ötekileştirme, yoksulluk bu ülkenin kaderi olamaz artık.100 – 150 yıldır çektiğimiz acıları dindireceğiz’ demiştir. ‘İnsanlarımızın tamamını kucaklamazsak çözüm olmaz’ dedi. Bu ülkede yaşayan herkes kendini 1. sınıf vatandaş hissedecek, devlet kapısında saygı görecek, devlet adamları, siyaset adamları bu millete hizmet etmeyi kendilerine şeref olarak görecek’ dedi. Bunu Ankara’da, Diyarbakır’da, Urfa’da, Hatay’da, Şırnak’ta dedi. Bu Türkiye Cumhuriyetinde devlet anlayışında bir devrim, bir devrin kapanması, yeni bir devrin açılmasıdır. Herkesin defterlerini açtığınızda herkesin çok sıkıntıları, çok günahları var. Bunları anlatmanın, konuşmanın gereği yok. Ama bu millet öyle mayası sağlam bir millet ki samimiyeti, iyi niyeti, gayreti, adamdaki kahramanlığı gördü ve hergeçen gün buna verdiği desteği arttırdı. Ondan da Allah razı olsun ki, bütün ulusal güçler Amerika’sı, Rusya’sı, İsrail’i sizin oyunuzu satması için, eğip bükmesi için her türlü faaliyeti yaptılar. Tehdit ettiler, şantaj yaptılar, partisini kapatmaya kalktılar, suikastlar yapmaya kalktılar pes etmedi. ‘Allah’a bir can borcumuz var, o da bu millet için feda olur, emanete ihanet etmeyiz’ dedi. İşte sonunda 12 yıl sonra desteğiniz % 50’yi geçti, akan kan durdu. O kadar önemli bu iş. Askerimiz, polisimiz, gencimiz birbirlerini vurmaktan, öldürmekten durdular. Bu çok büyük bir nimet. Diyorlar ki, efendim bunun bize 200 – 300 milyar dolar bedeli var, bunu hesaplamak mümkün değil. Bunun bize bedelini, maddi manevi zararını hesaplamak mümkün değil arkadaşlar. Birtek bomba patladığında bölgeye gelecek bütün yatırımlar, herşey iptal oluyor. Bunu nasıl hesaplayacaksınız. 6 ay silahlar susuyor, hafta sonlarında otellerde kalacak yer kalmıyor, her taraf ful doluyor inanın. Huzur olsa, güzellik olsa bizim bölgemiz tek başına hizmet sektöründen kendi kendini besler, iki kat nüfusu besler. Bu yolların kenarları, gözlemeciler, parklar, oyun alanları, Şırnak’a, Musul’a kadar, Erbil’e, Kerkük’e kadar güllük gülistanlık olur. Her yer, herkes yapıyor da biz niye yapamayalım. Bu nasıl oldu, dediğim gibi iyi niyetle oldu, çok bir şey yapmadık. Samimiyetle milletin önüne çıktık, emrinizdeyiz kardeşim dedik. Çocuklarımız geleceği bundadır dedik. Doğru olan da bu. Samimiyetle insanları kucaklamazsanız, samimiyetle insanların dinine, diline, kültürüne saygı göstermezseniz, kucaklamazsanız gelecek yok. Allah muhafaza. Bütün amacımız çocuklarımızın 100 milyonluk büyük bir ülkede 500 milyar dolar ihracatı olan, işsizliğin % 2’lere, 3’lere düştüğü, asgari ücretin 2 bin dolar olduğu, demokrat, halkıyla barışık, herkesin vatandaşı olmaktan gurur duyacağı, pasaportunun dünyanın her yerinde saygı göreceği büyük bir ülkede yaşamaları. Projemiz, amacımız budur bizim. Musul Valisine ‘bir anket yapsanız oralarda, Antep’te Diyarbakır’da, Şırnak’ta Urfa’da insanlar ne ister dedim. Ne isteyecek sayın Valim Barış ister, birbirimize gidip gelmeyi ister dedi” dedi.

Hizmetin ayrımı olmaz, Kürd’ü, Arab’ı olmaz

Güvenç konuşmalarına şöyle devam etti;

“Şanlıurfa büyükşehir oldu. Viranşehir’den Halfeti’ye, Birecik’e, Siverek’e, Suruç’a, Akçakale’ye hepsi artık tek gözle yönetilecek. Seçeceğiniz meclis üyeleri milletvekili gibi olacaklar. 2,5 yıl bu memlekete emek verdik. Atanmış olmamıza rağmen her gittiğimiz yerde söyledik; artık kucaklaşma zamanı. Bundan sonra Urfalılar, Viranşehirliler dediler ki, gel sen hem hakem ol, aşiretli olanı da aşiretsiz olanı da kucakla. Viranşehir’e de, Birecik’e de aynı gözle bak. Anıt köylülerini de kucakla, Ceylanpınar’ın Muratlı’sını da kucakla, Dikili’sini de kucakla. Bakımlı’ya da aynı gözle bak, buraya da aynı gözle bak. Çünkü sen dışardan geldin, kimseye bir minnet borcun yok. Ağayı, beyi, fakir fukarayı herkesi kucakla, Valiliği halkın, milletin ulaşabileceği hale getirdin, Belediyeyi de aynı hale getir. Devletin paralarını eşit olarak harca. Viranşehir merkezine de. Köyüne de aynı gözle bak. Dedik madem bu millete borçluyuz 30 senedir, Allah bize nasib etmiş 25 yaşında Kaymakam olmuşuz, 10 sene Valilik yapmışız, gücümüz var, enerjimiz var, çalışalım, gidip köylerde sohbet edelim, anlatalım. Kötü günlerin geride kaldığını anlatalım, bu çamurlu yollardan utandığımızı anlatalım. Susuz köylerden utandığımızı, millete mahcup olduğumuzu anlatalım. Allah’a şükrediyorum bize nasib etti, 2,5 senede Urfa’da yol yapmayı başardık. Su çıkmaz denilen köylerde, Karacadağ’da su bulduk. 120’nin üzerinde köyde kuyu kazdık, suya ulaştık. Ama imkanlarımız sınırlı, Özel İdarenin imkanları sınırlı. Yeni dönemde büyükşehir Belediyesinin imkanı 2-3 kat olacak. Yani 20-30-40-50 senenin sorununu 2 senede çözdük desem yalan olur. İşte geliyoruz, görüyoruz. Biraz önce Anıt köyünde gördük, parke taşı da yapmışız, gurur duyduk. Ama köyün çıkışında da halen stabilize yol var, ondan da özür diledik. İnşaallah bunları da 1 Nisan’dan itibaren yapacağız. Açık net söyledik, yolun, suyun, kanalizasyonun, parke taşının partisi olmaz. Ayrımı olmaz, Kürd’ü, Arab’ı olmaz. Bunları bu devlet yapmak zorunda. Boynumuzun borcu. Dünde söyledik, bu günde söylüyoruz. Bütün gücümüzle, bilgimizle, inşallah namuslu Belediye Başkanlarımızla, Meclis üyelerimizle bu şehrin önünü açalım. Buna Viranşehir’in de süratle ihtiyacı var. Başkalarının vizyonu, ekibi, bilgisi yok. Muhalefetin tek derdi AK Partiyi nasıl yıpratırız da işleri yavaşlatırız. Başka bir dertleri yok. Aday belirlememizi bekliyorlar da bizden küsenleri alıp kendileri aday göstersinler diye bekliyorlar. ”