Aranıyor dediysem yanlış anlaşılmasın diye baştan söylüyorum, bu adayı ben aramıyorum. Şanlıurfa’yı bizden fazla sevenler (!) arıyorlar.
İsterseniz önce hafızalarımızı tazeleyelim:
2004 yerel seçimlerinde Urfa büyükşehir değildi, dolayısıyla belediye sadece şehir merkezinden sorumluydu, o zaman Urfa’yı çok sevenler (!) Urfa’ya merkezden olmayan birini bulmuşlar ve belediye başkanı yapmışlardı.
Zaman içerisinde çok konuşulan bir isim olan bu zat-ı muhterem (!) seçildikten sonra ilk üçüncü ayda parti teşkilatı ile ters düşmüş, daha sonra kendi milletvekilleri, kurum amirleri, müdürler vali ve hastane başhekimleri ile geçinememişti… Yeri gelmiş gazete muhabirini tokatlamış, zaman gelmiş kendisine maruzatını bildirmek için kapısına geleni döven korumalarını seyrederek bıyık altından gülmüş… Zaman zaman minibüsçüleri kızdırarak halkın mağdur olmasına sebep olmuş… Kentsel dönüşümü eski evlerin dış cephelerini boya-badana yaptırarak gerçekleştirmiş… Yeri gelmiş Urfa halkını ikiye bölmüş… Yeri gelmiş aynı caddede 4 defa kaldırım taşlarını söktürmüş tekrar döşettirmiştir.
Zaman gelmiş seçimlere 3-4 ay kala; bir TV kanalında “benim partim beni aday etmese dahi; ben partimin emrindeyim, halkımın emrindeyim… Hizmet sadece siyasetle olmaz, ben bir mahallede bir yazıhane açar bedava muayene eder yine hizmet ederim. Partim beni aday ederken iyiydi de aday etmeyince mi kötü olacak, kesinlikle böyle bir şey olmaz...” ve daha fazlasını demiş.
Demiş demesine de; ancak partisi kendisini aday etmeyince ivedilikle başka partiler çatısı altında aday olmuş, Urfa halkını ‘ceket ve yediler’ gibi konularla ikiye bölmüş, kutuplaşmaya sebep olmuş, Sayın başbakanın miting sonrası vatandaşların taşlı sopalı kavgasının ardından; “şimdi bu adamı neden aday etmediğimizi daha iyi anlıyor ve seviniyorum” demesini sağlamıştır.
Ve ithal başkan arayışı başladı
Gel zaman git zaman şu anda yeni bir seçim sürecine girmek üzereyiz, hatta girmişte sayılırız. İşte yine Urfa’yı bizden çok sevenler ve çok bilenler (!) illa da dışardan bir başkan getirme çabasındalar… Hep hayır demesine rağmen, hep negatif bakmasına rağmen ısrarla Sayın bakan Faruk Çelik’i gündemde tutmaya çalışanlar, ısrarla Şanlıurfa büyükşehir belediye başkanı yapmak isteyenler… Olmadı Sayın valimiz Celalettin Güvenç’in ismini ortaya attılar. Şanlıurfalı olmayan birini başkan etmek istiyorlar ya; mutlaka birini bulacaklar, ‘o olmadı bunu verelim’ misali... Faruk olmadı! Celal’i verelim, Ahmet olmadıysa Halil’i bulalım, yeter ki Urfalı olmasın dışardan olsun.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki; büyükşehir olmakla övünen bir halkın kendi içinden bir başkan çıkaramaması; üzücü olduğu kadar acizlikte ifade eder.
